Hollywood’da bazı projeler var ki, duyduğunuz anda şöyle bir ürperme kaplıyor içinizi. Bir bölümü direkt olarak kategoriden yanıyor. Ne zaman birisi “video oyunundan film yapıyoruz” dese, kötü olacağını biliyorsunuz örneğin. Hugh Grant’li romantik komedi filmleri, gereksiz reboot’lar, Sony Studios filmleri… Bu gibi baştan beklenti kıran kategorilerin arasında bir de “çizgi filmlerin canlı uyarlamaları” var.
O hâlde bir dizi soru soruyorum, beraber yanıtlayalım. Son yıllarda yapılmış en ses getiren canlı çizgi film uyarlaması ne? Muhtemelen pek çoğumuzun cevabı Ninja Kaplumbağalar. Son yıllarda yapılmış en çok eleştiri alan canlı çizgi film uyarlaması ne? Bravo, o da Ninja Kaplumbağalar. Peki son yılların en popüler çizgi filmlerinden birinin yeni gelecek canlı filmini kim yapıyor? Evet. Ninja Kaplumbağalar’ı, Transformers’ı, Armageddon’u ve son 20 yılda izlediğimiz çoğu zekasız blockbuster filmi bize sunan adam. Michael Bay.
Eldeki çizgi filmimiz Dora the Explorer. Nickoledeon’da uzun yıllar boyu yayınlanan, ülkemizde de gösterilmiş olan Dora the Explorer; sırtında çantası, kalbinde kaşif ruhuyla maceralara atılan küçük bir kızı konu alıyordu. Birileri bunun canlı bir filminin çok iyi olacağını düşünmüş. Proje Michael Bay’in yapım şirketi tarafından alınmış. Geçtiğimiz günlerde de bir adet yönetmen atandı. Yönetmen de yapımcı tercihi kadar acayip: Nick Stoller. Bilmeyenler için, kendisi Forgetting Sarah Marshall‘ın yönetmeni.
Bu noktada film neye benzeyecek tahmin etmek mümkün değil. Çizgi filmlerin canlı uyarlamaları genelde konsept olarak doğru tutturması çok zor şeyler. Çoğu zaman çizgi filmin estetik lisanını yakalamaya çalışırken tutarlılıktan uzaklaşıp fan çizimlerine dönüşüyorlar. Dora the Explorer’ın da bu hataya düşmesi çok olası bir durum; öte yandan filmin yapımcısı patlama uzmanı, yönetmeni yetişkin komedilerle tanınıyor. O yüzden gerçekten bu yolun sonunda Michael Bay’i sahnede Oscar’ını kabul ederken bile görebiliriz yani, her şey çok karışık…
