Her analizimde olduğu gibi ufak bir uyarıyla başlayayım. Yazıyı spoiler-free tutma çabalarıma rağmen, yine de bakış açısına göre spoiler sayılıp “Diziyi berbat ettin, olmaz olsun böyle şey, fanboysun sen” falan gibi tepkilere sebep olabilecek cümleler içerebilir. Dolayısıyla bu konularda hassasiyeti olanlar için yazının bölüm izlendikten sonra okunması tavsiye edilmektedir.

Bunu hallettiysek bölüme girelim. Eee, nasıl buldunuz bölümü? Güçlü, sert, tempolu bir girişten sonra gelen bölümlerden tatmin olmamış pek çok kişi vardır zannediyorum. Tahminimce dizi ilk bölümden kuvvetli bir başlangıç yapmak, bu şekilde izleyicileri kendine bağlamak, sonrasında da oldukça sağlam olduğu belli olan hikayesini sindire sindire anlatma metodunu seçmiş. Daha tempolu ilerleyip bunun ekmeğini yemek varken, ellerindeki hikayeye güvenmelerini takdirler karşıladım açıkçası. Yavaş yavaş yükselecekleri ve sezon finalinde tavan yapacaklarını düşünüyorum. Şimdi bölüm detaylarına gelirsek.

robot_e3-2

Geçen bölüm, etik değerlerini ve ahlaki limitlerini öğrendiğimiz Elliot’ın bu bölümde duygusal yapısına derinlemesine bir bakış attık. Baştan beri sorunlu yapısıyla barışık görünen kahramanımızın aslında normal olmaya ne kadar meyilli olduğuna hayranlıkla şahit olduk. Sonra da kendisinin normalliğini engelleyen “bug”ı ve bunun hayatındaki yerini izledik. Bu noktada karakteri hiç bozmadan sadece ruhsal durumunu değiştirerek bize çok farklı Elliot’lar seyrettirmeyi başardığı için Rami Malek’i bir kez daha tebrik etmeliyiz. Tabii hikayenin de her bölüm karakterin farklı yönlerine yoğunlaşıp, daha derin ve çok boyutlu bir kahraman portresi çizerek, Elliot’u tek düze ve klişe olmaktan kurtardığını da ekleyelim.

Karaktere boyut katma demişken ikinci bölümün önemli ismi Shayla’nın da bu bölümde daha bir serpildiğini belirtmek lazım. Elliot’ın kişiliğine yaptığı katkı ayrı, ama aralarında yakaladıkları sinerji ve bunun ekrana yansıtılış şekli ise apayrı. Elliot’un aklını okuduğu sahne gerçekten anlatım konusunda dizinin ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Geçen bölümün açılışı ve E-Vil Corp’un kullanışıyla birlikte bu sezondan akılda kalacak sahneler arasına adını yazdırdı bence.

robot_e3-1

Ana kahramanımızın limitlerini, boyutlarını öğrenirken, aynı zamanda kötü adamımızın ne kadar hırslı  ve limitsiz olduğunu da gösterdi bu bölüm bize. Yine çok hafif nüanslarla, küçük ama etkileyici sahnelerle bir şekilde Tyrell yavaş yavaş efsane bir kötü adam olma yolunda ilerliyor. Karakterin sakinliği ve yaptıkları arasındaki tezat ile korkutucu bir adam portresi çiziyor. Tümüyle tekinsiz, ne bekleyeceğinizi bilemediğiniz ama her hareketini bir plan dahilinde attığı ortaya çıkan Tyrell’in sinsice dallanıp budaklanan hikayesi dizinin en güçlü yanlarından biri. Yanına eklenen ve ondan aşağı kalmayacak gibi duran hanımefendiyi de önümüzdeki bölümlerde daha detaylı göreceğimizi tahmin ediyorum. Tabii evsiz adam sahnesi ek olarak bahsedilmeyi hak ediyor hiç kuşkusuz ki. Dizi resmen açılış sahneleriyle gösteri yapıyor. Üç bölüm ve üç mükemmel giriş.

robot_e3-3

Angela ve Ben ilişkisi ise bölümün -ve aslında şu ana kadar dizinin de- zayıf halkasıydı kanımca. Karakter olarak, orijinallik olarak, hikaye olarak genel düzeyin altında kalıyorlar. Geçen bölüm başlayan yan hikayenin unsuru olmalarıyla bu bölüm biraz daha gelişim göstereceklerini düşünmüştüm ama yine beklentilerimin altında kaldılar. Acayip merak uyandıran Asyalı kardeşimizin hikayesi ilerledikçe rolleri önem kazanacaktır, o zaman umarım daha sağlam performanslar görebiliriz bu ikiliden.

Mr Robot ve fsociety ise bu bölüm arka plandaydılar. Ama son sahneyle birlikte önümüzdeki bölümden itibaren geçen yazıda değindiğim gelişimi göstereceklerini düşünüyorum. Christian Slater’ı daha çok görmek istiyorum ben. Bu arada Elliot’un patronu Gideon’ın da bu bölümün attığı hikaye tohumu mahiyetinde olmasına da sevindim. Kendisi dizideki görece normal karakterlerden biri, dolayısıyla da sevilesi bir kişi. Tohum hikaye aracılığıyla onu da derinleştirip, dikkat çekici bir karakter haline getirebilirler. Çaktırmadan Elliot’tan laf almaya çalışması da güzel bir nüanstı.

robot_e3-4

Sonuç olarak dizinin tarzına alıştıkça, diziden aldığınız keyif de artış gösteriyor. İlk bölümün güçlü olduğu çoğu şey diğer iki bölümde yok ama yine de bu dizinin kalitesini azaltmadığı gibi, derinliğine ise katkıda bulunuyor. Dizi kendine güveniyor ve sonucunu alıyor. Mesela ellerindeki Elliot’ın “hack güçleri” -anladınız kastettiğimi- konseptini sürekli aynı şekilde kullanmak yerine Elliot-Shayla sahnesindeki gibi bir yan unsur olarak ve farklı tarzlarda kullanıp hem meselenin suyunu çıkarmamayı hem de anlatımda değişik ve keyifli yollar bulmayı başarıyorlar. Eğer bu şekilde devam eder, biraz daha yükselirlerse, yılın dizisi adayları arasına hiç düşünmeden yazarım Mr. Robot’ı.

Siz nasıl buldunuz yeni bölümü?

 

Ek: Merak edenler için 4.bölüm promosu aşağıdadır.

Author

A Man Who Walks Alone... @tutkutuzlu

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.