Sezon bitmiş, hala burada spoiler tartışacak değiliz. Elbetteki, bu yazı sezon finali ve önceki bölümlerle ilgili spoiler içerir, dolayısıyla bölümü izlemeden okunmaması tavsiye edilir. Zaten ortada sezon finali varken tüm sezonu izlemeden bu bölümün yazısı mı okunur? Hadi hemen bir izleyip gelin de keyifli keyifli bölümü tartışalım.
Normalden farklı olarak bu sefer yazıyı yazmadan bir kaç yorum okuma durumum oldu ve bizim tayfanın (sizlerden bahsediyorum muhittekiler 🙂 ) finalden çok memnun olmadığını gösteren bir kaç yorum okudum. Belli ki yine farklı fikirde olacağız ve bana benim bu işim anlamadığıma dair yorumlar yapacaksınız. Hadi tartışalım o zaman.
Sonda söylemem gerekeni çoğu zaman yaptığım gibi başta söyleyeyim, ben bölümü beğendim. Çünkü sezon finali bana “sonraki sezona gaz vermeliyim, bir sonraki sezonu manyak gibi bekleyin” demedi, sezonunun sonunu adeta bir filmin sonunu izliyormuşçasına hem de son derece görkemli bir şekilde yaptı. Hem şatafat hem alçakgönüllülük, hem de olay çözümleri tam kıvamındaydı ve bölüm bittiğinde “işte sezon finali dediğin böyle olmalı” dedim.
Sırayla gidelim, açılışın önemi geçmiş bölümlere selam çakmak olduğu kadar Elliot’un insanlar üzerinde nasıl bir etki bıraktığını göstermek ve şimdiye kadar hep zayıf olarak gördüğümüz psikolog karakterimizi geçen bölüm sonundaki durumlardan sonra önümüzdeki sezona daha güçlü bir karakter olarak yerleştirmekti, ki bunu başardı. Ama ilk bölümlerde gördüğümüz mükemmel girişlere göre zayıftı tabii ki. Lakin buradan bölüme geçişimiz ve Elliot’un nereden geldiğini hatırlatması ve şu an başardıklarının ne kadar büyük olduğunu göstermesiyle finale girişimizi başarıyla sağladığını söylemek lazım.
Finali beğenmemi sağlayan en önemli unsurlardan biri Elliot ve fsociety’nin başardığını şeylerin büyüklüğünü gösterirken (Ali Babacan’ı kullanarak Türkiye’ye selamlarını da hemen not olarak girelim 🙂 ) bunu dizinin kimliğine uygun olarak çok da abartmadan yapmalarıydı.Evet dünyanın en büyük şirketine bir darbe vuruldu, evet global (dizinin tabiriyle “ölümcül” -ki adamın biri intihar etti, daha ne olsun-) etkileri olan bir hareketti bunu farkındayız, ama daha da önemlisi bireysel bazda -fsociety ve Angela üzerinde daha belirgin şekilde- karakterlerimiz “bu muydu?” diyerek filler tepişir çimler ezilir söyleminin ne anlama geldiğini bize başarıyla gösterdiler.
Angela’ya girmişken, bölümün sezona en büyük katkılarından biri de bu vesileyle diğer dizilere karakter gelişimi konusunda ders vermesiydi. İlk yazılarımda “Bu Angela’dan birşey olmaz” derken -sabit fikirli bir insan oluğumu da hesaba katarsak- bugün kendisine övgü dolu paragraf açmamı sağlayabilmeleriyle bir alkışı hakediyorlar kanımca. Öncelikle sıradan başladıkları, sonra klişeye bağladıkları bir yan karakteri önümüzdeki sezonun en ilginç olma potansiyeline sahip karakterlerinden biri haline getirdiklerini düşününce yazarların bir alkışı hak ettiklerini düşünüyorum. Bir artı da Evil Corp’un CEO’suna verelim, diğer başlığa geçelim.
Benzer bir hareketi Mr Robot için de yaptıklarını söyleyebiliriz. Hala “şizofreni” olayı ben de hayal kırıklığı yaratmış olsa da, bu bölüm ikinci kişiliği ele alışlarıyla artı puanı yine ceplerine koydular. Hayır, dördüncü duvarı yıkışları, “farklı karakter aynı beden” sahnesini falan kastetmiyorum, onlar zaten apayrı yerdeler ve diziyi çok çok üste çıkartıyorlar. Kastettiğim sona doğru olan aile sahnesi. Şimdiye kadar tam bir deli olarak gördüğümüz bir karakteri bir anda duygusal noktada kullanmaları ve her iki rolde de hiç sırıtmıyor olması başarı değildir de nedir, sevgili okur?
İstisnalar dışında tek yönlü görmeye alıştığımız fsociety üyelerini de bu sefer farklı boyutlarda gördük. İnsancıl yanları ayrı, takım oyunculusu yanları ayrı, mizah ve merak unsurları ayrıydı bu bölümde. Onun dışında esas başarı şaşasız bir şekilde bize “Bu grubun geleceği nedir?” sorusunu aşılamalarıydı kanımca. Büyük misyonuna ulaşmış, potansiyelleri yüksek ve artık popüler de olan grubumuzu, öyle bir yerde bıraktık ki, gelecek sezon yazarlar ne yöne çekseler hepsinin altyapısı hazır.
Yine aynı noktaya geleceğim ama Tyrell konusu hala içimde yara. Evet bölümün merak unsuruydu, evet çözülmediği için önümüzdeki sezona yatırım olarak kaldı ama ellerindeki kötü adam potansiyelini bu sezon kullanamamaları beni gerçekten üzdü. Baştan beri sezon finalinde epik bir “Elliot vs Tyrell” savaşı bekledim ve maalesef bulamadım. Böyle sağlam yatırım yapılmış bir karakterin böylesi boşa harcanması diziyle ilgili en büyük eleştirimdir. Biraz klasik olabilirdi ama ortaya koyabilecekleri destansı mücadele buna değerdi bence.
Ve başkahramanımız Elliot. İlk başta bambaşka bir şey bekliyordum: Hacker bir suç savaşçısı. Dizi bu beklentimi iplemedi, karakteri başka bir yöne çevirdi ve sokak seviyesinde değil, global bazda dünyayı değiştirecek bir adam haline getirdi. Hangisi daha iyi olurdu tartışılır ama Elliot’un geldiği noktadan ve bu noktaya ulaşana kadar yaşadıklarından tümüyle -hadi Fight Club olayını istisna tutalım- tatmin olduğumu söyleyebilirim. Çok uçlarda, bambaşka bir psikolojide(!), aykırı bir karakter olmasına rağmen, hem motivasyonları anlaşılabilir, hem de empati kurulabilir olmasıyla dört dörtlük bir karakter oldu Elliot. Aynı zamanda ne kadar güçlü olduğunu bize göstermeleriyle önümüzdeki sezon bizi nelerin bekleyebileceğini hayal bile edemiyorum.
Son değerlendirme kısmına gelirsek. Bu bölümü, sıradan bir dizi sezon finali olarak görmektense bu sezonu bir film olarak görürseniz daha iyi yargılayabilirsiniz diye düşünüyorum, ki yaratıcısı Sam Esmail’in diziyi başta aslında bir film olarak tasarladığını düşünürseniz çok da mantıklı. Sekizinci bölüm filmin yükseldiği (twist diyor yabancılar) noktaydı ve son iki bölüm de kapanıştı. Devam filmi için yeterli -hatta fazla- merak unsuru bırakıp açtıkları hemen hemen her konuyu da güzel bir şekilde kapattıklarını unutmayın. Sezonu genel olarak değerlendirirsek, normal sezonda da olsa yılın en iyi dizilerinden biri derdim, ki şu boş sezonda zaten hemen hemen rakipsizdi. Belli bir kalitenin altına hiç inmedi ve tasarladığı şeyleri mükemmel bir şekilde yansıttı kanımca. Diğer “Yılın dizisi adayı” rakiplerine kıyasla da hem tam orijinal bir iş olmasıyla, hem de Geek camiasına damardan hitap etmesiyle gönüllerimizin ödüllerini topladı diye düşünüyorum.
Sizler ne düşünüyorsunuz ilk sezon ve bölümle ilgili ey geekler?