Nefes almaya vakit yok arkadaşlar. Özellikle şu sıralar ben o kadar meşgul oldum ki müzik dinlemek dışında bir aktivite yapmak için günümden ekstra vakit ayırmam, bir gün öncesinden plan yapmam gerekiyor. Ben de aynı sizin gibi, bir şeyler yapmadan yaşayamayan geek bir insanım. Oturup bir şeyler tüketmezsem yok olurum arkadaşlar. Dolayısıyla bu sıralar ne olursa olsun hayatın ağır akışının ve üzerime yüklenen stresin beni engellemesine izin vermek istemiyorum- Bu da beni müziğe ekstra bir tutkuyla bağlanmaya itti, şu sıralar yeni albümler ve EP’ler keşfetmek konusunda kararlıyım.
Öyle de yapıyorum. Son zamanlarda Spotify’ın altını üstüne getirerek nispeten daha kıyıda köşede kalmış bir sürü yeni grup ve albüm buldum! Bu konuda çok mutluyum. Eh, sizler de biliyorsunuz ki mutluluk paylaştıkça çoğalır. Bu slogan ile yola çıktım, metal sevenler için üç tane birbirinden tatlı EP önerisi ile geldim bugün. EP’ler genel anlamda single olmak için fazla uzun, albüm olmak için de fazla kısa olduklarından bir oturuşta dinlemek çok kolay oluyor. Çok da uzatmayalım, bahsetmeye başlayalım o halde.
Fellowship – Fellowship
Tamamen şans eseri, rastgele bir Google aramasında önüme düşen ilk grup Fellowship oldu ve Tolkien hayranlığımdan ötürü bir şans verip dinlemek istedim. Öncelikle şunu belirteyim de clickbait olmasın: Grubun gerçekten Tolkien ile ne tür bir bağı var bilmiyorum. Kastettiğim şey şu ki Fellowship’in Blind Guardian‘ın izinden gidip dümdüz Tolkien müziği yapmadıkları apaçık ama birçok power metal grubu gibi Tolkien hayranları olup da ondan etkilenen insanlar olabilirler. Uzun lafın kısası, grup bayağı iyi çıktı arkadaşlar!
Üç şarkılık, tatlı mı tatlı bir EP bu önerdiğim. Power metal yapıyorlar, çok tatlı gitar riff’leri, iyi de bir vokalleri var. EP daha yeni çıkmış, 2020 yılında çıktığını söylüyor Spotify bize. Zaten grup da yeni sanırım, hakkında pek bir şey bulmak mümkün değil. İngiltere’den çıkmış bir power metal grubu olduklarını söylemişler, çok yeniler ve kalabalıkları da pek yok. Aylık yalnızca iki bin üç yüz dinleyiciye sahipler. Bahsettiğim EP de en fazla kırk üç bin dinlenişe sahip. Daha fazla tanınmalarını ümit ettiğim, albüm çıkartmalarını her şeyden çok istediğim bir grup oldu Fellowship. Favori şarkım da Glint oldu: Vokal ayrı, gitar ayrı tatlı, çok iyi bir şarkı! Bence siz de bir şans verin!
In Victory – Uplifting Metal
Yine şans eseri bulup çok beğendiğim ama hakkında pek bir şey bulamadığım bir grup In Victory. İsveçlilermiş, Uplifting Metal isimli EP’lerini de 2019 yılında piyasaya sürmüşler. En fazla altmış bin dinleyiciye ulaşmış bir EP bu. Buna rağmen, In Victory’nin de aylık dinleyici sayısı yalnızca iki bin beş yüz. Çok az değil mi? Bana çok az geliyor bu sayılar yahu, umarım çok daha fazla dinleyici edinirler kendilerine zira bayağı iyi bir gruplar!
Fellowship’e kıyasla daha hırslı oldukları belli olan bu grup bana Rhapsody’i hatırlatıyor dersem yanlış bir şey söylemiş olmam. Yani bana kalırsa bu grubun yaptığı müziği Luca Turilli duysa bayağı severdi. Aynı şekilde, power metal sevenlerin çok seveceği bir iş olduğunu düşünüyorum. Uplifting Metal de çok kısa bir EP, yalnızca üç şarkıdan oluşuyor. Benim bu albüm içinden favorim, en sondaki şarkı olan Our Way. Çok umut veren bir grup yahu. Hayranlarıyım bundan sonra. Sizin, benim power metal türüne duyduğum güveni haklı çıkartmaya ne hakkınız var, ey In Victory!
Early Man – Beware The Circling Fin
Diğerlerine kıyasla daha eski olan bu dört şarkılık EP, 2008 yılında çıkmış. Bu güzelim EP içinde en fazla dinlenen şarkının yalnızca sekiz bin dinlenmeye sahip olmasının, beni biraz üzdüğünü itiraf etmeliyim. Nedir bu EP düşmanlığı arkadaşlar, küçük grupları destekleyelim ki onlar da büyüyüp güzel güzel şarkılar fırlatsınlar önümüze! Abartıyorum tabii ki, düşmanlık olmadığını biliyorum. Öbür kısmı abartmamıştım, gerçekten küçük grupları destekleyelim!
Bu yazıda bahsettiğim diğer iki albüm power metal iken bu albüm bir heavy metal albümü. Early Man, bu yazıda bahsettiğim diğer gruplar gibi genel manada hak ettiği ilgiyi göremeyen bir grup bence. Aylık dinleyici sayıları yalnızca on bir bin. Çok az değil mi? Özellikle favori şarkım olan Sinking The Blade’in yalnızca on üç bin dinlenmeye sahip olmasına üzülüyor, bu şarkıları önüme gelene öneriyorum. Ah, bakın, böylece sizler de benim önerilerimden nasibinizi almış oldunuz! Ben bu şarkıların heavy metal dinleyicilerinin beğeneceği türden işler olduklarını, bu grubun bir şansı hak ettiklerini düşünüyorum, bence bir göz atmaktan çekinmeyin!
Merak ediyorum da bu üçü arasından sizin dinlediğiniz ve sevdiğiniz var mı? Soruyu bir de şöyle sorayım: Bu üçü arasından hiç sevmediğiniz ve benim sevmeme de anlam veremediğiniz bir tane var mı? Peki, bu yazımla sizi yeni şarkılarla tanıştırabildim mi? Yorumlara bekleniyorsunuz dostlar, bakalım zevklerimiz uyuşuyor mu!