Nazilerin tarihi, bakıldığında, aslında üzerinden çok rahatlıkla kayıp geçilebilinecek bir tarih. Çok basit gözüküyor her şey ilk başta; halkının haksızlığa uğratıldığını düşünen bir adam var, bu adam davası uğruna hapse düşüyor, vazgeçmiyor; ekonomik olarak çökmüş ülkesine suçlayabilecekleri bir hedef vererek örgütlüyor ve yavaş yavaş tüm gücü elinde topluyor. Tarih sahnesinde çok kez tekrarlanmış, defalarca tekerrür etmiş bir hikaye bu. Finali bile eşsiz değil aslında. Adolf Hitler’in özünde Napolyon’un kendinden bir süre önce düştüğü hatayı yineleyişi sonun başlangıcı oluyor.
Ama tüm bu tanıdık hikayenin ortasında çok da garip duran bir şey var. Hitler ve Nazi partisinin yükselişi, hesaplanılmış bir şey. Örneğin aynı şeyi Benito Mussolini ve onun siyah gömlekli faşistleri için söylemek mümkün değil. Mussolini’nin gücü ele geçirişi çok daha organik ve çok daha izi takip edilebilir bir süreç, hatta adına “darbe” diyip işin içinden çıkmak mümkün. Mussolini asla Hitler’in sahip olduğu kitle hükmüne erişmeyi hayal dahi edemiyor. Peki o halde Adolf’u farklı kılan ne?
Hâlâ internetlerde geziniyorsa, belki bulabilirsiniz; yer yer siyaset bilimi öğrencilerine ders olarak okutulan Sovyet yapımı “Обыкновенный фашизм” adlı bir film vardır. Türkçeye kabaca “Sıradan Faşizm” olarak çevirebileceğimiz Mikhail Romm yönetimindeki bu belgesel Nazizm üzerinden totaliter bir hükümetin portresini çizmeyi amaçlar. Orada çok ilginç bir detay vardır. Belgesel bir noktada Hitler’in ayna karşısında çektiği prova resimlerini gösterir. Hitler baya baya evindeki bir aynanın karşısına geçmiş ve farklı pozlarda kendi resmini çekerek en efektif ve karizmatik duranını tespit etmeye çalışmıştır.
İşte Nazi kitle hükmünün altında bu hummalı efor yatar. Bunu sadece Hitler’in çok sebepsizce övülen hitabetine ve bununla birlikte gelen devasa propaganda makinesine de yormak yetersizdir. Nazi Partisi aynı zamanda tüm kanatlarıyla sembolizme de ciddi bir emek ve düşünce yatırmıştır. Özellikle Guido von List’in kadim Viking ve Kuzey rünlerine ait araştırmaları bir kenardadır, Hitler’in bizzat Germen ve Aryan mistisizmine olan hayranlığı başka bir tarafta. Biz de bunları hatırlatmak, bir de ilginç bir şey hakkında konuşmak adına Nazilerin benimsediği ve anlamını sonsuza kadar değiştirdiği antik sembolleri bir derleyelim dedik.
Buyurun!
Odal
Eski Anlamı: En eski Germen rünik alfabesi Elder Futhark’ta Odal olarak geçen ve kabaca Yunan alfabesindeki Omega’ya tekabül ettiğini söyleyebileceğimiz Odal’in kökeni konusunda ciddi tartışmalar döner, fakat genel kullanımı itibariyle “aile, soy, ecdad, miras” gibi anlamlarıvardır. Ekseriyetle üçüncü ve sekizinci yüzyıl arası İskandinav mülkiyet yasalarıyla eşleştirilir ve kullanımı buralarda sıkça gözükür.
Nazi Kullanımı: Naziler Odal rününe “kanatlar” ya da “ayaklar” diyebileceğiniz eklentiler yapmış ve askeri operasyonlarında kullanmışlardır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi destekli Hırvatistan’da çarpışan 7. SS Gönüllü Dağ Birliği’nin logosu olmasıyla bilinir, aynı zamanda 23. SS Hollanda Gönüllü Panzer Bombacı Birliği’nin de logosu olarak kullanılmıştır.
Wolfsangel
Eski Anlamı: Wolfsangel aslında isminden de çıkarabileceğiniz gibi bir kurt tuzağını sembolize eder. Buradaki angel kelimesi “anker” olarak da kullanılır ki, bu da İngilizce’deki “anchor” kelimesi gibi çapa anlamı taşır. Baya gördüğünüzde hayal ettiğiniz neyse odur, sivri kısımlara bir yem takılır ve kurt bu yemle yakalanır. Fakat önemli olmasının sebebi 13. Yüzyılda gerçekleşen bir köylü isyanında Alman prensleri ve paralı askerlerine karşı direnişin semboli hâline gelmesidir. Böylelikle o tarihten sonra Alman halk kültüründe özgürlük vebağımsızlığı sembolize etmeye başlar.
Nazi Kullanımı: Naziler Wolfsangel’i çok ağır bir şekilde kullanmışlardır. Özellikle Fransa’nın işgali sırasında çok önemli bir yer tutan ve Doğu Cephesinde de çok önemli muharebelerde bulunan 2. SS Panzer Birliği Das Reich’ın logosu olarak kullanılmıştır. Nazilerin bu Alman halk sembolünü daha ziyade “Aryan halka karşı mücadele edenlere” karşı bir direniş sembolü gördüğünü söylemek mümkün. Wolfsangel sonrasında da pek çok Neo-Nazi gruba ilham olmuş, onların sembolü hâline de gelmiştir.
Algiz
Eski Anlamı: Fonetik olarak okunuşunun kabaca “z” sesine geldiği tahmin edilen Algiz, ya da diğer adıyla Elhaz rününün gerçek ismi tam olarak bilinmemektedir, fakat Wilhelm Grimm’in kendisine verdiği “elk” sesinden yola çıkılır. Genel olarak bu sesten dolayı Z veya X seslerine benzetildiği olmuştur. Spesifik olarak bir anlama sahip değildir.
Nazi Kullanımı: Guido von List’in ve sonrasında gelen Karl Maria Willigut’un yorumları şekli yüzünden “insan rünü” de denilen Algiz’i çok garip bir yere koyar. Bu rün yaşamı ve hayatı sembolize eder ve adına da “Lebensrune” denilir. Naziler tarafından çok büyük ölçekte kullanılır. Sadece Strumabteilung gibi birliklerde değil, aynı zamanda Nazi askerlerinin ve vatandaşlarının mezar taşlarında doğum tarihini belirtmek için de kullanılmaya başlar. Hatta Nazi Almanyasının eczanelerinde dahi bu rüne rastlamak mümkündür.
8 Comments
Hitler ve naziler hakkında okuyabileceğimiz TARAFSIZ bir şekilde bilgi verebilen kaynaklar mevcut mu?Birde naziler kendilerini anlatsınlar bakalım yapmak istedikleri neymiş,gerçekte dertleri neymiş.
Ben medal of honor,battlefield gibi oyunlarda hep almanlar tarafını seçip savaşmışımdır 🙂 Nedense bir türlü almanları öldürmek içime sinmedi,onların yerine rus,ingiliz,american öldürmek daha rahatlatıcı! (sakın kızmayın,oyun böyle içeriğe sahip napim)
Birde savaşan tarafları incelediğimizde;(1930lar-1940lar)
Sovyetler; onlarca halkı işgal etmiş sömürüyor,zulm ediyor,katlediyor,milli değerlerini yok ediyor.zaten demokrasi yok!
İngilizler;dünyanın en büyük, üstünde güneş bitmeyen imparatorluğu onlarca halkı esaret altında tutuyor,sömürüyor,öldürüyor.
Fransızlar;ingilzler için geçerli olan şeyler fransızlar içinde geçerli.
ABD;bu devlette o zamanlardünyaya yeni açılmış, tarihi aslında diğerleri kadar kanlı ve vahşi.Kızılderililere yaptıkları,meksika toprakları işgali,savaş vurgunculuğu vb.
Almanlar-Naziler;orta avrupada sıkışmış, 1.dünya savaşının getirdiği yükümlülükler altında ezilen bir halk
Şimdi gördüğümüz gibi ortada suçsuz,günahsız yok.Sadece kazanan haklıdır ilkesi ile savaşı kazananlar kaybedenler üzerine yüzlerce film,yüzlerce belgesel,binlerce kitap yazdılar ve kendi dertleri anlatmakla birlite kaybedenlerin ne kadar kötü olduklarını anlattılar.Peki ya diğer taraf?
Günümüz teknolojisine olan katkı en çok 2. dünya savaşında ve daha çok nazi bilim adamları tarafından olmuştur.Kaybettikleri zamanda ABD ve Sovyetler bu bilimadamlarını ülkelerine götürüp bu gelişmeleri kendileri için kullanmışlardır.Zorlayarak bir olumlu yön bulmanın yolunu yapıyorum 🙂
Yazarımızın aklına nerden geldi böyle bir yazı yazmak bilemem ama dikkatli olun birileri sizi nazi olmakla suçlayıp karalama yapabilir.
ya hacım güzel güzel yazmışsın da…
bu dediklerini gel 1. dünya savaşı için dediğini varsayalım. yani oradaki almanlar mesela kimseyi etnik ve dini kökenlerinden dolayı sistemaik bir şekilde avlayıp, damgalayıp, senelerce köle gibi çalıştırıp, işkence edip, üzerlerinde deney yapıp, öldürmedi. on bir milyon cinayeti var nazi almanyasının. sivil bunlar. sistematik. “abi biz öldürücez” diyip öldürmüşler. on bir milyon.
“ama amerika” falan değil bu. amerika’nın kızılderili mazisi, sovyetlerin kendi çingene / yahudi mazisi, fransızların cezayir / yahudi mazisi, ispanyolların arap / yahudi mazisi; her devletin elinde kan var. ama bu birden nazilere “ya ama onların tarafından da bakalım” demeyi haklı kılmıyor. burada çok insanlık dışı bir şey var. bu cümleyi alelade kullanmıyorum. naziler yahudi ve aşağı gördükleri ırklara mensup diğer kişileri devlet erkiyle “insan olmayan” addediyor ve o yüzden de akla alınmayacak şeyler yapmakta sorun görmüyorlar. holocaust survivor’ların kitaplarını okumanı öneririm sana. anne frank mesela. burada standar bir soykırımdan bile çok daha aşağılık şeyler var…
yaşınız kaç bilmiyorum, ama tarih bilginiz çok eksik, onu söyleyebilirim. eğer yaş gençse, hiç sıkıntı yok. güzel birkaç kitabın çözebileceği şeylerdir bunlar. ama yok yaş daha büyükse, yazık. çok eksik bir bilgiye çok büyük laflar etmişsiniz. 2. dünya savaşı dünyanın “kazanın manipüle etmediği” belki de tek dramasıdır. devletler zaten anarşi içerisinde etik kaygılar olmaksızın yaşarlar, o yüzden “iyi” diyebileceğimiz bir devleti yoktur. ama çok net bir kötü’sü vardır. bu alışageldiğimiz genişlemeci, sömürgeci, emperyalist devlet alışkanlıklarından farklı bir yerde. burada çok daha korkunç bir nefret var, bir kıyım var, bir kan var…
Nazi doktorlarının yaptığı deneyler ile ilgili şöyle ayaküstü bir iki İnternet okuması bile konu hakkında fikir değiştirici olacaktır kanımca.
“Bir insan ne kadar aç kalabilir?”, “İnsan vücudu kaç derece soğuğa dayanabilir?” gibi bir çok sorunun cevapları hep bu kamplardaki deneylerin sonucudur. “Nasıl ari ırk yaratırız?”, “Esmer insanlardan, mavi gözlü ve sarışın çocuklar elde edebilir miyiz?”, “Bir insanın sonradan ari ırk haline getirmek mümkün mü?” temalı başka deneyler de yapılmıştır… Sırf bu deneyler bile, nazileri insanlık tarihi açısından çok özel bir noktaya oturtuyor. Yoksa eli kanlı olmayan hiçbir devlet olmamıştır insanlık tarihinde, olmayacaktır da…
Bunları yazmanı sağlayan şeyde onların propagandası işte!
Haberin var mı nazi ordusunda 100 bin adet yahudi kökenli olduğundan,haberin var mı 45 üst düzey generalin yahudi kökenli olduğundan,haberin var mı bizzat hitlerin makam şoförünün yahudi kökenli olduğundan?
İşte bende bunun için diyorum sizlerin izlediği filmler ,belgeseller,okuduğunuz kitaplar tarafsız mı diye?gerçekler nasıl öğrenilebilir tek elden?Yukarda yazdıkların zaten kazananların empoze ettikleri şeyler bunları yazmanı sağlayabiliyorlar,peki gerçkler farklıysa,sadece bunu sorgulamak istedim!Ve kabul edin etmeyin gerçekler çok farklı!
Onca zaman cemaatin adamlarını devlet kadrolarına doldurdu hükümet. Bugün baktığında hepsini 17 Aralık sonrası operasyonlarla saf dışı ettiler. Yanlış anlaşılmasın özel bir sevgi falan beslemiyorum da, sonucun şiddet seviyesi dışında çok benzer bir hikaye.
kurgular şartlara göre şekillendirilir bu tarih boyunca böyle olmuştur güçlü olan tarihi şekillendirir söylediklerinde gerçek payı olabilir
ufak bir not: swastika diğer kültürlerde ters yöne dönük kullanılıyordu diye hatırlıyorum.
Ufak bir düzeltme, Algiz’in spesifik anlamları mevcut. İlahi güç,kuvvet ve koruma anlamları mevcut. Bunun dışında Midgard ile Asgard,Ljusalfheim ve Vanahiem’ın aralarındaki bağı sembolize ediyor.