Rudy Gobert: STIFLE TOWER
Amerika’nın sporcu lakapları konusunda bir cennet olduğunun bir başka ispatı. Rudy Gobert Cholet’te oynadı, fena değildi, ama kimse ona böyle havalı bir mahlas vermedi. Amerika’ya gitti, dördüncü sezonunda kendini bulup 12 sayı, 12 ribaund gibi bir çılgın ortalamaya geldi, çat, hemen lakabı yapıştırdılar. Stifle Tower. Fonetik olarak Eyfel Kulesi’nin İngilizce okunuşu ile aynı. Gobert fransız. Stifle “Zapt Etmek” demek. Ve Gobert’in maç başı neredeye 3 blok ortalaması var. Böyle de katmanlı bir lakap.
Giannis Antetokounmpo: GREEK FREAK
Bu lakabın bugün hayatımızda olmasının sebebi, %50 kimsenin Antetokounmpo’nun adını tek seferde doğru söyleyememesi ise, kalan %50’si kesinlikle NBA yorumcularının Greek’in Freak’le kafiyeli olmasına çok coşmasıdır…
Isaiah Thomas: THE KING IN THE FOURTH
Isaiah Thomas’ın lakabı NBA tarihinin gelmiş geçmiş en efsanevi oyuncu lakabı olabilir, bu konuda Magic’e kafa tutabilir. İddialıyız, ama isim de iddialı. Yetmiş farklı yerden bakınca onu süper gösteren yetmiş farklı yönü var. Bir kere, müthiş bir Game of Thrones göndermesi. The King in the North’a fonetik olarak müthiş oturuyor. Derdini çok net belli ediyor. Ve en önemlisi, hak edilmiş bir lakap, çünkü Isaiah Thomas gerçekten de bu sene dördüncü çeyreklerde rakip takımları mahvediyor. Kim bulduysa, helal olsun, bravo!