Artık hâlâ güncel ve anlamlı mı bilmiyorum, ancak bir dönem ortada ciddi bir Battlefield vs. Call of Duty muhabbeti vardı. Oyun dünyası bu tip ikili kapışmalara pek alışıktır zaten. Street Fighter vs. Mortal Kombat, FIFA vs. PES, Mario vs. Sonic, Quake vs. Unreal… Genelde roller belli olur, burada da öyleydi. Call of Duty daha popüler olandı. Battlefield’ın kitlesi ise daha küçük, ama daha fanatikti.
Herkes bu tartışmada iki seriyi farklı yerlerinden överdi en hararetli dönemlerinde. Ancak ben kimsenin tutup da, Call of Duty’ye –ya da herhangi bir seriye karşı, Battlefield’ın hikayesini övdüğüne şahit olmadım. İlk Bad Company dışında hiçbir Battlefield oyununun “Abi evet, işte bu!” diye nida attıracak bir senaryosu yoktu. Ancak bu neredeyse evrensel düzeyde kabul edilen kusur, Hollywood’a mani olmadı. Onlar yine de bundan dizi çıkarmaya karar verdiler.
Paramount TV ve Anonymous Content isimli bir prodüksiyon şirketi güçlerini birleştirip, Battlefield’dan bir TV dizisi çıkartmaya karar verdiler. Basın bülteninde de yine gevşek ağızla “Battlefield’ın inanılmaz dinamik bir hikaye örgüsü var” gibi bir cümle kurmuşlar. Neyse ki Allah’tan, onu takip eden cümle “Bu, sadık bir hayran kitlesiyle birleşince…” diye başlıyor da, işin içine biraz da olsa samimiyet giriyor. Bunu eklemiş olmaları çok takdire şayan.
Çünkü itiraf edelim, Battlefield’ı sevdik, saydık ama bu sevme ve sayma sebepleri arasında hiçbir zaman hikaye olmadı. Multiplayer’dı Battlefield’ın olayı. Zaten çok uzunca bir süre oyunun tek kişilik hikayesi bile yoktu. Bu kararın alınmış olmasının tek sebebi, birisinin savaş dizisi çekmek istemesi. Bir savaş dizisi çekeceksen, halihazırda geniş bir marka bilinirliğine sahip bir serinin ismini kullanmak varken niye “War Zone” falan koyasın ki? Yani bu gelecek olan şey, sadece hürmeten Battlefield dizisi olacak. Yoksa zaten, Battlefield nedir de dizisi olsun, allasen…