Amerikan sinemasıyla ucundan kıyısından ilgili bir insansanız muhtemelen Oliver Stone ismini söyledikten sonra ardına tanımlayıcı cümleler sıkıştırmamıza gerek yok. Stone, çok uzun süredir Amerikan sinemasında nevi şahsına münhasır bir ses, bir yorum olarak faaliyet gösteriyor. Kendi savaş deneyimlerinden derlediği Platoon‘dan, Amerikan başkanlarından The Doors’a kadar geniş konularda çektiği biyografik filmlere kadar: Stone normal bir yönetmen olmadığını defalarca ispatlamış bir adam.
Bu yüzden, az sonra fragmanını izleyeceğiniz işi onun yapmış olması hiç şaşırtıcı değil. Efsane yönetmen, Showtime ile birlikte 12 Haziran günü 4 kısımlık bir belgesel dizisi yayınlamaya başlayacak. Belgeselin konusu ismiyle müsemma: The Putin Interviews. Mesele “Stone soruyor, Putin yanıtlıyor” kadar basit esasında. Ancak soran Stone, cevaplayan Putin olduğu için de, sonsuz seviyede enteresan.
Soranın Stone olması meseleyi acayipleştiriyor; çünkü Stone eleştirel duruşunu 80 senedir zırnık bulandırmamış bir adam. Born on the Fourth of July, Platoon, Wall Street gibi filmler var bu adamın CV’sinde. Ama her şeyden öte bu projeyi ilgi çekici kılan şey Stone’un muhteşem röportaj geçmişi. Putin, Stone’un karşısına oturan ilk mega politik figür değil. Bu adam Castro’yu, Chavez’i, Arafat’ı, Barak’ı, Peres’i, Kirchner’i mülakat etmiş bir sinemacı.
Ama işte, cevabı verecek olan Putin olması ÇOK daha fazla acayip. Çünkü her şeyden önce Putin’in politik hamleleri ve manevraları bugün Amerika’nın başkanının da aktif olarak örnek aldığı şeyler. Rusya bir siyasi etki merkezi olarak pozisyonunu derinleştiriyor. Kuvvet dengelerini farklı bir yere çekiyor Putin bir süredir. Elbette Stone’a tutup “evet biz Amerikan seçimlerini hackledik” demeyecek; ama yine de, satır araları için, mimikleri için, resmi retorik olarak seçeceği cümleler için cevapları felaket sürükleyici olacak.
Sizi bilmiyorum, ama bir politika geek’i olarak ben 12 Haziran’ı sert bir şekilde not aldım takvimime. Siz ne diyorsunuz?