Baştan bana çok acı veren itirafımı yapayım: True Detective‘in ilk sezonu sevdiğim ve saydığım herkesten salyalı sümüklü övgüler aldı, ama ben buna rağmen diziye ısınamadım. İlk bölümünü edinip izlediğimde, doğru kafada olmadığımın farkındaydım. Matthew McConaughey konuşmaya başladı, bir sigara yaktı, dumanını saldı, konuşmaya devam etti. Araya gizemli gizemli görüntüler girdi, McConaughey biraz daha konuştu, sigarasını biraz daha üfledi, çıplak bir kadın geçti gözümün önünden, yine bir ağaç falan vardı… Derken bir noktada “Evet, ben şu an bunun kafasında değilim” diyerek kapattım.

O zaman kafamın bir kenarına True Detective’i uygun modda olduğunda bir şans daha verilecek dizi olarak kaydetmiştim, ama o uygun mod hiç gelmedi. Diziyle münasebetimin hararetlenmesi, ikinci sezonun başlamasıyla oldu. Yine sevip saydığım herkes diziye dört beş koldan sarılıp sevinç çığlıkları atarken, bu sefer aradan birkaç ayrıştırıcı laf çekip alabildim: “Bu sefer farklı” gibi, “Daha akıcı” gibi, “Daha kentsel bir hikaye” gibi. Artık o ertelediğim şansı vermenin vakti gelmişti.

O yüzden, bu aklı selim bir True Detective 2. sezon incelemesi değildir. Yeni yayınlanan serinin ilk iki bölümünü izleyen, taze bir True Detective takipçisinin seyir defteridir. Yeni bir perpsektif sunması için tasarlanmıştır. Altında çok derin anlamlar aramayın ama, buyurun, dışarıdan bakan birinin True Detective’in 2. sezonunda gördüğü 20 şey, şu şekilde.

 

1. Her Şey Çok Ketum

01 True Detective 2 Sezon

True Detective’i modern Amerikan sinema ve dizi dünyasından ayıran en büyük şey bu olsa gerek. Dizi hiçbir şekilde kartlarını açıktan oynamak gibi bir niyete sahip değil. Pek çok meramını sözlerle değil, sessiz sahnelerle anlatmayı tercih ediyor. Arada altı çizilen tiradlar çok ün kazandıkları için ön plana çıkıyorlar; yoksa True Detective’in pek çok sahnesi ya çok az diyaloga sahip, ya da tamamen sessiz aslında.

 

2. Breaking Bad’in O Zaman Damgası Taktiğini Çok Güzel Kullanıyor

02 True Detective 2 Sezon

Breaking Bad’in bunu yaptığını fark ettiğimde de dev hayranlık duymuştum diziye. Vince Gilligan’ın başyapıtı, beş sezonluk ömrüne rağmen aslında yüzde seksen beşini bir yıl içerisinde geçirdiği için, izleyicilere zamanın geçişini anımsatmak için farklı damgalar kullanırdı. Walter’ın dudağındaki bir yara, Jesse’nin gözündeki morluk, Skyler’ın hamileliği… True Detective’in ikinci sezonu da bunu, özellikle flashback’lerle günümüz akışında geçen hikayeleri ayrıştırmak için kullanıyor.

 

3. Colin Farrell Role Mükemmel Uymuş

03 True Detective 2 Sezon

Colin Farrell bu dakikaya kadar yakışıklılığı meziyetinin önüne geçen adamlardan biri olmuştur hep, bu da yıllardır benim içimde bir uktedir. Bir Brad Pitt’e, bir de kendisine bu açıdan çok üzülürüm. Bu sefer kilo almış, iğrenç bir saç sakal kombinasyonu takınmış ve ortada yeteneğinden başka izlenecek bir şey bırakmamış. Bu çok iyi, zira kendisi role tam oturmuş, çok yakışmış!

 

4. Ama Vince Vaughn İlk Bölümde, Hiç Olmamış!

04 True Detective 2 Sezon

Diziyi izlerken bir yandan da not aldığım defterime “Vince Vaughn hiç olmamış” yazıp, sonra hiç’in altını çizip, sonra bir de daire içine almışım. O kadar gudubet gelmiş yani bana. Vaughn hızlı konuştuğu, dinamik oynadığı zaman kıymetli bir aktör. Belli ki burada bir uyumsuzluk yaşanmış, zira McConaughey gibi ağdalı lafları içli içli satabilecek aktörlere uygun yazılmış replikler, Vaughn’a hiç gitmemiş. “Açlıktan hiçbir şey yapma, yemek bile yeme” repliğini o kadar satamadı ki, yerimde kıvrandım resmen.

 

5. Ve Evet, Sözler Çok Ağdalı

06 True Detective 2 Sezon

Pizzolatto kendini çok ciddiye alan bir yazar. Bunun ötesi berisi yok. Sözlerinin arasında bir gram dahi hava boşluğu yok. Yazım tarzı olabildiğine teatral ve aktörlerin devamlı bu nakışlı sözleri inanarak satabiliyor olmaları gerekiyor. Bu bakımdan kendisinin akademi ve roman geçmişine sahip olduğunu öğrenmek, beni hiç şaşırtmadı.

 

6. Aktörlerin Yarısı Çöp

07 True Detective 2 Sezon

Bunu çok inanarak, çok gönülden söylüyorum. Başroldeki dört adamdan birini zaten ilk bölümde üzülerek izledim, ama Vaughn yine de ekran başında bir duruşu olan aktörlerden. Tanımadığımız tonla diğer aktör, Pizzolatto’nun basmalı sözlerinin altında eziliyorlar resmen. Vaughn’ın kız arkadaşı olan hanım abla, komik bıyıklı yargıç abi, Dexter’daki sapık adli bilimci eleman, Taylor Kitsch’e trip atması için teşrif etmiş güzel kız… Hepsi ayrı bir olmama yarışı içerisinde.

 

7. Seks Çok Ön Planda

08 True Detective 2 Sezon

Bunu sadece çok fazla seks sahnesi olduğu için söylemiyorum. True Detective’in ikinci sezonu, seksi çok düşünen bir metne sahip. Her an sahnede bulunan iki karakter ya sekse bir gönderme yapabilirmiş, ya seksle ilgili bir tirada başlayabilirmiş ya da bizzatihi birbiriyle sevişebilirmiş gibi duruyor. Diyaloglara olduğu kadar, konuya da yansıyor bu.

 

8. Kötü Diyalogu Bazen Hava Kurtarıyor

09 True Detective 2 Sezon

Bu yaptığım şey bir kötü eleştiri değil, bir tespit sadece. Dürüst olmak gerekirse bir yazarın yapabileceği önemli şeylerin arasında iyi metin yazmak kadar, iyi bir aura oluşturmak olduğuna da inanıyorum. True Detective’de bazen çok da bir anlam ifade etmeyen bazı replikler, hem Justin Lin’in, hem de Pizzolatto’nun dizinin etrafına serdiği yoğun atmosfer sayesinde vize alıyorlar izleyiciden. Ve bu da tamamıyla okey bir durum.

 

9. Rachel McAdams Role Çok Uyuyor

05 True Detective 2 Sezon

McAdams için Farrell kadar net bir övgü geliştirmek mümkün değil, zira görebildiğimiz kadarıyla ona biçilen rol Farrell’ınki kadar materyal sağlamıyor; en azından ilk iki bölüm için. Ama McAdams role çok uymuş, onu da görmek için iki gözden fazlası gerekmiyor. Afrası, mimikleri ve hatta dış görünüşü dahi çok yakışmış karaktere.

 

10. Kademeli Teşhir Muhteşem

10 True Detective 2 Sezon

Bunu yapabilen diziye her daim tavım ben. Bunu gerçekten çok iyi polisiye romanları da yaparlar. Konuyu ve arka plan hikayesini, karakterlerin şahsi motivasyonlarıyla beraber adım adım açar ve önümüze sererler. Bu çok ince bir yazarlık becerisi gerektirir ki, sadece düz iyi bir hikaye yazmaktan çok daha zor bir meseledir kendisi.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.