Vakti zamanında Geekyapar’ın muhteşem Facebook grubunda bir tartışma palazlanmıştı. Mevzu en iyi oyun senesinin hangisi olduğu yönündeydi. Çok yıl telaffuz edildi ama iki senenin üzerinde çok duruldu: 1998 ve 2007. Bu yazının konusu hangi senenin daha sağlam olduğu değil ama hikayeye de dokunuyor: Oyun dünyasına en çok yenilik katan sene 2007’ydi ve geçtiğimiz sene oyun dünyası öyle bir yıl geçirdi ki, 2015’in bir 2007 daha olması şiddetle gerekiyor.
Önce neyden bahsettiğimi bir açıklayayım. 1998 senesi, pek çoklarınca Grim Fandango, Half-Life, Ocarina of Time, Metal Gear Solid, Starcraft, Resident Evil 2, Fallout II, Caesar 3, Baldur’s Gate, Pokémon Red & Blue gibi yıllarla anılır. Büyük yeni fikirleri çoktur, ama eşit derecede büyük devam oyunları da vardır. Bu saydığım oyunların her biri üzerinden 15 yıldan fazla geçmesine rağmen hâlâ açıp oynayabileceğiniz klasikler ve her biri oyun sanatına damga vurdular. Peki ben niye oyun dünyasının bir 1998’e ihtiyacı var demiyorum da savıma örnek olarak 2007’yi gösteriyorum?
Çünkü 2007 sorunların çözüldüğü yıldı
Sebebi basit. 2007, 7. nesil konsolların artık girizgah dönemlerini tamamladıkları seneydi. 2005’te 360, 2006’da ise PS3 ve Wii çıkmıştı. Üç konsol da ilk senelerini yalpalayarak geçirdiler. 2006’da Xbox 360 Gears of War‘ın çıkışıyla kendine gelir gibi oldu, ama tam manasıyla kimliğini bulması, aynı PS3 ve Wii gibi 2007’yi buldu. Konsolların ritmini bulması, büyük stüdyoların çıkarttığı oyunların kalitesi söz konusu olunca önemlidir. Çünkü konsollar, genel resme baktığımızda PC’ye (ve bugün söz konusu olduğunda mobil cihazlara) kıyasla daha az kullanılıyor olabilirler ama geliştirici nezdinde pastanın daha büyük bir kısmını kaplarlar. Geliştiriciler konsolları çözdükçe, çoğunlukla multiplatform oyunlarında “şu yağmur efektini nasıl çalıştıracağız PS3’te?” sorusundan çok, “yağmuru hallettik, oyunu daha iyi yapmak için ne ekleyebiliriz?” sorusunu sormaya başlarlar.
2007’de bu oldu. Birinci parti geliştiriciler de dahil olmak üzere hemen hemen tüm oyun dünyası konsolların ne işe yaradığını çözdüler, temel problemleri hallettiler ve yaratıcı olmaya başladılar. Ama derdim sadece bu değil. 2007 senesi, oyun yapımcılarının yaratıcılığa ulaşıp, iki oynadıktan sonra yerine bıraktıkları sene değildi. 2007’de yapımcılar 7. nesil boyunca kullanacakları tüm fikirlerin, çıkartacakları tüm oyunların, yaşatacakları tüm tecrübelerin şablonlarını da çizdiler.
İnanmıyor musunuz? Gelin 2007’de çıkan kalburüstü tüm yeni fikri mülklere bir bakalım. Abartı yok, “aslında 2006’de çıkmıştı ama ek paketiyle beraber tekrar satışa sunuldu” yok, pek çoğu 7. nesil boyunca efsane seriler olmuş şu yeni fikri mülklerin hepsi 2007 senesinde çıktı: Lost Planet, Supreme Commander, Crackdown, Jade Empire, MotorStorm, S.T.A.L.K.E.R., Overlord, BioShock, Heavenly Sword, Skate, Portal, The Witcher, Crysis, Assassin’s Creed, Uncharted, Mass Effect, Rock Band… Seleflerinden yepyeni bir fikri mülk sayılabilecek denli ayrılan Super Mario Galaxy ve Team Fortress 2‘yi saymıyorum bile.
Bu saydıklarım arasında STALKER, açık dünya FPS’lerinin nasıl olabileceğini, BioShock bir yandan sinematik, bir yandan ise meta anlatımın oynanışa nasıl yedirileceğini, Skate kaykay oyunlarının nasıl gerçekçi yapılacağını gösterdi. Portal diyalog kalitesinin, Crysis ise grafik kalitesinin ne seviyelere ulaşabileceğini teşhir etti hepimize. Assassin’s Creed daha önce hiç olmadığı kadar başarılı bir free-running sistemi yapıp karşımıza çıkardı, Uncharted insanlara izledikleri aksiyon filmlerini atmosferi çok kırmadan, oyuncuyu da dahil ederek yaşayabileceklerini kanıtladı. Mass Effect, rol yapma oyunlarının yeni milenyumunu belirledi ve Rock Band ise parti oyunlarında, müzik oyunlarında çığır açtı, rakip tanımadı.
Sadece “dönüp tekrar tekrar oynayabileceğiniz klasikler” değiller bunlar. Bu oyunlar 7. nesli de tanımladılar. Onların kendi janrlarında yarattığı atmosferler trend oldu, hikaye anlatım biçimleri defalarca taklit edildi. Hemen hemen hepsi 7. nesil içerisinde bir üçleme olmayı da başardılar; yani kendileri de devam ettiler. Hatta Mass Effect ve Assassin’s Creed‘in durumunda, devam oyunları çıtayı daha da yükselttiler.
İşte tam da bu yüzden, 2014’ün ilk yarısını yakmış gözüksek de, geri kalanının yeni bir 2007 olması gerekiyor. Indie yapımcılardan -sıklıkla olmamakla birlikte- muhteşem yeni fikirler çıkıyor ve çıktıklarında biz onları çok seviyoruz. Ama büyük stüdyoların da yaratıcı olmalarına ihtiyacımız var. Lisanslı MOBA’ların, senelik çıkan blockbuster’ların ve remastered oyunlar “şimdi ne yapacağız” dönemini, yani bu seneyi geçirirler. Ama seneye, 8. neslin nesine vurulmamız gerektiği konusunda yapımcılardan ikna çabaları bekliyoruz. Bizi umutlandıran oyunlar The Order, The Crew, The Division, Project Spark, Quantum Break, EverQuest Next ve Destiny. Abilerinin haklarını verebilecekler mi göreceğiz. Fakat veremezlerse, umudumuzu 2015’e çevirmemiz gerekecek…