Oyun dünyasının büyüme hızı beni korkutmuyor desem yalan olur. Çok değil bundan sadece yirmi yıl önce gençlerin, gerçeklikten kaçmak için oynadıkları eciş bücüş görsellikteki video oyunlarının, kendisinden yüzlerce yıl önce başlayan diğer eğlence dallarını geride bırakarak milyar dolarlık bir sektör hâline gelmesi neresinden bakarsanız bakın ürkütücü. Öte yandan oyun piyasasının bu kadar büyümesi sadece diğer sektörler için değil, sektörün içindeki kurumları da tehdit etmeye başladı. Diğerlerinden yalnızca birkaç yıl önce kurulan ya da arkasında büyük şirketlerin desteğine sahip oyun şirketleri, piyasadaki “küçük” şirketleri bünyelerine katarak bir şirketler arasında bir uçuruma neden oluyor. Geçtiğimiz günlerde Microsoft’un, Blizzard ve Activision’ı 68 milyar dolar gibi cüzi bir rakama almasından sonra şimdi de Sony’nin, Bungie’yi 3.6 milyar dolarlık satın alımını konuşuyoruz.
Microsoft’un, Blizzard ve Activision gibi iki oyun devini bir anda saflarına katması oyun dünyasında büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Uzun bir süredir devam eden ve Sony’nin önde götürdüğü düşünülen konsol savaşlarının, artık tamamen Xbox’ın kontrolünde olduğunu hepimiz kabul etmiştik. Zira rakip firması olarak görülen PlayStation’ın, en çok satan oyunlarından biri olan Call of Duty serisi bir anda Xbox’ın eline geçmişti. Her ne kadar Xbox’ın başındaki adam olan Phil Spencer, “Bu oyun şirketlerinden çıkacak oyunları konsolumuza özel yapmayı planlamıyoruz.” dese de herkesin gözü kulağı Sony ve PlayStation’dan gelecek hamledeydi. Onlar da çok geçmeden daha küçük ve nokta atışı bir hamle yaptılar ve Bungie’yi satın aldılar.
Nokta atışı diyorum zira Microsoft’un, Call of Duty’nin marka haklarına sahip olması, PlayStation konsollarındaki FPS oyuncularını büyük bir tedirginliğe sürüklemişti. Tamam, Phil Spencer “Valla bizim konsola özel olmayacak” dese de bir sonraki Call of Duty oyununun Xbox’a, PlayStation’dan yalnızca bir hafta bile erken çıkması insanların tadını kaçıracaktır. Sony de bu tehlikeyi önceden görüp, konsollarındaki FPS oyuncularının gönlünü hoş tutacak, daha önce oyun konsolları için FPS türünde oyunlar yapmış bir oyun stüdyosu olan Bungie’yi satın aldı ve gelecekte çıkacak sorunlara bir çözüm yolu getirmiş oldu.
Fakat işte hem Microsoft’un hem de Sony’nin, marketten meyve alır gibi şirket satın almaları, oyun sektöründe nasıl bir etki yaratacak henüz bilmiyorum. Microsoft, Sony ve Tencent gibi büyük şirketler, artık diğer oyun yapımcılarını kelimenin tam anlamıyla özümseyerek gitgide daha da büyüyecekler ama bunun sonucunda “bağımsız” dediğimiz oyun şirketlerinin sayısında büyük bir düşüş gerçekleşecek. Bu kısa vadede biz oyunculara yarayacak tabii ki o yüzden şimdilik pek ses çıkartamıyoruz. Fakat uzun vadede sektörü yalnızca bir iki oyun şirketinin kontrol etmesi nasıl bir sonuca götürecek bizi, bekleyip göreceğiz.
Son olarak oyun dünyasındaki bu hareketlilik bitecek gibi de durmuyor. Söylentilere göre bu ay içerisinde daha birkaç tane daha böyle büyük satın alımların haberini yapacağız. Bakalım hangi şirketler, hangi tarafa gidecek merakla bekliyoruz.