Radiohead, çok acayip bir şekilde kasten hiçbir şey yaparak, tarihin en başarılı sosyal medya kampanyasını gerçekleştirdi, farkındayız değil mi? İnternetteki tüm izlerini silmelerinin bir şeye işaret ettiği belliydi. Bütün internet bir anda ateşin başına toplandı, ne yapacaklarını izlemeye başladı. Ve tam o an, yeni şarkılarını sürdüler piyasaya. Burn the Witch. Klibiyle beraber, Spotify, iTunes, YouTube gibi mecralara teşrif etti.
Şarkı ile ilgili “şu an piyasada olan hiçbir şeye benzemiyor” denmişti ki, Radiohead’in geçmiş şeceresi için çok da şaşırtıcı bir cümle değildi bu. Şarkı için yayınlanan küçük teaser’da da belliydi. Bir yandan neredeyse folk etkileri olan, bir yandan Radiohead’in In Rainbows döneminden etkiler taşıyan; bir yandan da grubun bugüne kadar yaptığı en senfonik şey olan bir şarkı Burn the Witch. Ve gerçekten de piyasada olan hiçbir şeye benzemiyor.
Tabii ki soru şu: Şarkı iyi mi? Burada sübjektif diyarlara giriyoruz. Dinleyene göre değişecektir. Bir Radiohead dinleyiciyseniz, zaten her albümü bambaşka bir sound olan gruptan sabit bir beklentiniz olmayacaktır. Ama var olan albümlerinden, biraz daha Hail to the Thief’e yakınsanız, Burn The Witch’in sizi ihya etmesi daha olası. Ama her şeyiyle, güçlü bir şarkı Burn the Witch. Hızlı da. Radiohead’in Sit Down, Sit Up’tan beri en hızlı şarkısı olabilir melodik olarak, onun gibi motora bağlamıyor o ayrı. Bu arada neden bilmiyorum, ama Jonny Greenwood’un etkisinin en yüksek olduğu Radiohead şarkısını dinliyormuş gibi de hissettim kendimi.
Bu arada iki üç cümle de klibe ayırmamız lazım. Mükteşem bir klibi var Burn the Witch’in. Klibi İngiliz yönetmen Chris Hopewell çekmiş, ki kendisi daha önce Radiohead için There, There’in klibini çekmiş, onuna da ödül almıştı. Onun haricinde Franz Ferdinand’ın Eleanor ve Scissor Sisters’ın Comfortably Numb kliplerinde de imzası var. Burada da harika bir iş çıkarmış. Klibi izlemesi de ayrı keyif yani… Siz ne diyorsunuz peki geekler? Sizin şarkıyla ilgili izlenimiz ne?
