Buraya kadar çıkan kısmın kısa bir özeti: Kendisine dayılanan bir hayrana kızan Dan Harmon, Twitter üstünden “Hayvanoğlu hayvan, daha yeni sezon siparişi almadık” gibi olan ama kesinlikle bizim renklendirdiğimiz bir cümleyle çıkışmış, bunun üzerine biz de soğuk bir su içmiştik. Ardından işin rengi belli oldu ve Adult Swim’in henüz yeni sezon siparişi vermemiş olmasının, müzakerelerde ortak bir zemin bulunamamasından kaynaklandığı ortaya çıktı.
En sonunda bugün geldiğimiz yerde Adult Swim, dizinin yaratıcıları Dan Harmon ve Justin Roiland‘a toplam yetmiş bölüm gibi eşi benzeri bulunmamış bir sipariş verdi. Artık Harmon ve Roiland’ın diziyi yapmamak için bir bahanesi yok. Çalışmalar başladı. Yeni sezon geliyor. Mutlu ve mesuduz. Yine de aklımızda şu soru var: Müzakereler neden bu kadar uzun sürdü? Sorun para mıydı? Neyde anlaşamadılar? Dan Harmon‘ın GQ’ya, bu yetmişlik siparişten önce verdiği röportajdan derlenen makale konuya açıklık getiriyor.
“Harmon ve Roiland, kendilerine ölümsüzlük bahşeden bir sözleşme için ayak diretiyorlar. Eğer ölümsüzlük olmayacaksa da, en azından ‘çok, çok, çok daha fazla sezon’ ve, Roiland’ın dediğine göre, Harmon dördüncü sezon üstüne çalışırken on iki başka iş daha üstlenmek zorunda kalmamasına yetecek kadar para. Böylelikle Harmon Rick and Morty’ye hak ettiği tam dikkatini verebilecek. Harmon sevdiği projeyi, on iki başka para-karşılığı-işkence çekmeden takip edebilmek istiyor”.
Sizi bilmiyorum ama bu beyan bana çok ilginç geldi. Dan Harmon’ın aldığı ek işler, muhtemelen senaryo doktorluğu ya da hayalet yazarlık gibi, Hollywood’da yazarların yaptığı ruhsuz, tuzsuz işlerdir; ancak yine de almak zorunda kalmış olması çok acayip. Bunlardan sıyrılmak için ayak diretmeleri de çok normal. Hatta ileri gidelim, bu hikayede anormal olan tek şey, Adult Swim’in konuyu uzatması. En popüler diziniz, adama daha fazla para verirseniz adam %100’üyle gelip diziyi daha iyi yapacak, millet zaten eli açık sokakta yeni bölüm bekliyor… Neyi müzakere ettiler ki? “Yok yok, diziyi daha az paraya daha kötü yapın” mı dediler? Nedir?