Interstellar
Henüz filmi izlemedik, kabul. Ama zaten film ile ilgili bir beyan belirtmiyoruz. İyi ya da kötü olabilir -ki iki yönde de fikir belirtiliyor- bizim derdimiz bu değil bugün. Bizim altını çizmek istediğimiz; gören, eden ve çekenlerden aktarmak istediğimiz şey çok basit: Beğenin ya da beğenmeyin, filmle ilgili ucundan kıyısından bir alakası olmuş herkes aynı şeyi söylüyor: Bu bir tecrübe ve bir sinema salonunda yaşanması gerekiyor. Christopher Nolan’ın The Dark Knight’ta flörtleştiği IMAX formatıyla ilişkisini bir adım sonrasına taşıdığı Interstellar’ın özellikle IMAX bir salonda izlenmesi gerektiği konusunda neredeyse herkes hemfikir.
Life of Pi
Life of Pi’ın özel efektlerini yapan ekibin başında olması sebebiyle 85. Oscar ödülleri töreninde sahneye çıkan Bill Westenhofer’ın sözü müzik tarafından kesilmeseydi, kendisi şunu söyleyecekti: Biz bu filmde kanıtladık ki, özel efektler sadece ucuz mekanik eklentiler değildir, özel efekt uzmanları sanat yaratırlar. Life of Pi’ı izledikten sonra bu argümanla tartışmak gerçekten güç. Filmi izleyip de o kaplanın neredeyse tamamen CGI olduğunu öğrendikten sonra şaşırmayan tek bir kişi bile tanımıyorum. Nerede kalmış ki o muhteşem okyanus görüntüleri, o deniz anaları…
Pacific Rim
Alfonso Cuaron’u listeye alıp, kendisinin amigosu Guillermo del Toro’ya bir selam çakmamak ayıbın kralı olurdu herhalde. Pacific Rim, neresinden bakarsanız bakın konusuyla, hikayesiyle, diyaloglarıyla, karakterleriyle ön plana çıkan bir film değildi. O yüzden muhtemelen evde izleyenlerle sinemada izleyenler arasında ciddi bir izlenim farkı oluşmuştur. Dürüst olmak gerekirse Pacific Rim Hugo ya da Gravity gibi 3D efektlerini öyle “Aman Allah’ım” şeklinde de kullanmıyordu pek. Ama gerçekten de iki kolunuzla kaplayamayacağınız bir ekranda izlenmeyi hak ediyordu. Jaeger’larla Kaiju’ların kavgaları, devasa bir ekrana yakışıyordu çünkü.
The Adventures of Tintin
Bu sayfalarda daha önce Tenten hastalığımdan sizlere söz etmiştim. Tenten’in tarih boyunca yaratılmış en iyi çizgi roman olduğunu düşünüyorum, bu yüzden filmi buraya almamın -en hafifinden- taraflı bir hareket olduğunu düşünebilirsiniz. Hakkınızdır. Gelin görün ki filmi sinemada izleyenlerin benimle aynı kanaatte olduklarını biliyorum. Steven Spielberg ve Peter Jackson gibi bir “şov” yaratmayı adı gibi iyi bilen iki yaratıcının elinden çıkmış olan Tenten’i sinemada izlenmeye mecbur bırakan şey o macera sahneleriydi. Geniş açıların, 3D efektlerin ve şahane kurgulanmış set parçalarının bir araya gelişi küçük ekranlara sığmazdı, sığamazdı. Özellikle çölde geçen o kovalamaca sahnesi…