Half-Life artık eskisi kadar kudretli bir marka değil. Yıllar önce Half-Life 3, ya da en azından Half-Life 2: Episode 3 ihtimali hâlâ geçerliye yakınken; insanların gözünde Valve’ın markası hâlen lambda sembolü ile anılmaktayken bu düşünülemez bir şeydi, ama tarihin o noktasının üzerinden yıllar geçti. Bu yıllar esnasında, alttan yepyeni bir video oyuncusu nesli yetişti. Bu nesil Minecraft’le büyüdü, FPS janrını Call of Duty ve Battlefield serilerinden öğrendi, multiplayer’ını MOBA’lar diyarında attı. Ve yavaş yavaş, Half-Life’ın sektörde kapladığı mitolojik arazi boşaldı.
Bu su götürmez bir analiz. En az iki video oyuncusu nesil için Half-Life ismi hiçbir şey ifade etmiyor. Peki bu, geri kalanlarımız için ne ifade ediyor? Eşit derecede su götürmez başka bir gerçeği. Half-Life 3 ihtimalinin, artık uzaktan da öte, tükenik bir ihtimal olduğu gerçeğini. Bu cümle, dün zikredilse bir varsayım olarak kabul görürdü. Ama geçtiğimiz gün GameInformer’ın yayınladığı bir mega röportajın ekledikleri sağ olsun, objektif gerçeğe biraz daha yakın. Half-Life 3 olmayacak. Kaynak Valve’ın içinden.
GameInformer’ın adını açıklamadığı ama çok güvendiğini belirttiği bir Valve kaynağı –ki burada bilmeyen okurlarımız için belirtmek lazım, Game Informer çok uzun yıllardır video oyun sektöründe köklü bağlantılar inşa etmiş, ağı geniş bir yayındır– açık açık bunu söylemiş. Bu adı gizli geliştirici, yıllar içerisinde Valve bünyesinde Half-Life 3 olabilecek, olması düşünülmüş veya olmaya yaklaşmış pek çok projenin geliştirildiğini; bunların gerçek zamanlı stratejiden tipik FPS’ye kadar çok geniş bir yelpazede olduğunu, ancak hiçbir fikrin çıkmaya yaklaşacak kadar dahi ilerleyemediğini net bir şekilde beyan ediyor röportajda.
Eğer bu hikaye acayip geliyorsa, belki bir kısmını açıklığa kavuşturabiliriz. Ortada birden çok Half-Life 3 projesi olması ilk etapta kulağa uçuk geliyor. Fakat Valve böyle çalışan bir firma. Şirket, yatay hiyerarşi denilen bir model ile yönetiliyor. Bazı insanların sorumulukları diğer insanların bir takım standartları yakaladığından emin olmayı kapsıyor, ama kimse kimsenin direkt patronu değil. Herkes aklına gelen fikirleri irili ufaklı deneme hakkına sahip, ve yeterli kişiyi coşturursa da kalabalık bir ekip toplanıp, bütçe aktarılıyor.
İsimsiz Valve çalışanının anlattıklarına göre, Half-Life 3 projelerinden bir bölümü iki üç kişilikken, birkaçı 30-40 kişiye kadar çıkan ekiplere sahipmiş. Fark etmişsinizdir, ne iki üç, ne de 30-40 Half-Life 3 ayarında bir oyuna yetecek geliştirici sayıları değiller. O yüzden, bu beyan bir yandan şunu da ispatlıyor. Half-Life 3 zaten hiç olmamış. Valve hiçbir noktada Half-Life 3 diye bir şeye yükselmemiş. Zaten isimsiz çalışan onu da ekliyor. “Valve hiçbir zaman bir Half-Life 3 duyurmadı” diyor kendisi. Haksız da değil. Belli ki bir noktada sadece Half-Life 2: Episode Three’den vazgeçilmiş. Half-Life 3’e geçilmemiş.
Peki bundan sonra ne olacak? Tarihin açık ara en iyi video oyun serilerinden birini ne bekliyor? Öncelikle iyi haberler: Valve yeni bir Half-Life yapmıyor, çünkü Valve sadece coşunca iş yapan bir kurum. Bu da, bugüne kadar coştukları şeyler onlara dünyanın en büyük PC oyunculuk platformunu ve bununla beraber sınırsız finansal güvenliği bahşettiği için, bir gün Half-Life 3 görürsek bunu büyük ihtimalle beğeneceğimiz anlamına geliyor. Yani bir başka deyişle Valve’dan bu saatten sonra aceleye getirilmiş, tatmin edicilikten uzak, eskilerin gölgesinde kaldığı çok belli bir Half-Life oyunu görme ihtimalimiz yok.
Ama kötü haber: Valve daha uzun süre Half-Life’a falan coşmaz. Neden coşsun? Bir yandan Steam, onların hayal ettiği her şeyden daha fazlası oldu. Machine ile salon için bir savaş veriyorlar. Controller’ı kabul ettirmeye çalışıyorlar. DOTA 2 ve Team Fortress 2 hâlâ çok etkili birer “hizmet-olarak-oyun” örnekleri ve gelir getiriyorlar. HTC Vive ortaklıkları sayesinde çok daha kârlı bir viraj almak üzereler. Oyun planlarında Half-Life’a ihtiyaç duyan hiçbir boşluk yok. Bu, onların yüksek kalite standartları ile birleşince, “mecburiyetten Half-Life 3” konseptini iptal eden, bizi de Half-Life’sız bırakan bir durum.
Ve uzun vadede, yüzleşelim, Half-Life markası sadece video oyunların gelişimini kaydedenler için önem arz eden bir hâle gelecek. Bir kesim için bunu kabul etmesi muhakkak zor olacaktır, ancak hâlihazırda bu yazıyı okuyan bir grup oyuncu da zaten yazının başından beri neye ağıt yaktığımızı anlamakta güçlük çekiyor. Ve bu çok doğal. Çünkü 1998’de Half-Life oyunlarda hikaye anlatısı konusunda bugünki bütün oyunların ekmeğini yediği inovasyonları suratımıza vururken orada değillerdi. 2004’te Half-Life 2’nin tarihin en büyük video oyun hype’ını kusursuzca alaşağı etmesini izlemediler. Onlar için Half-Life 3 diye bir şey zaten yok.
Bizim de bunu kabullenmemiz gerekiyor. Yavaş yavaş, Gordon Freeman ve dünyasının öyküsünün sonlanmayacağını görmemiz ve içselleştirmemiz lazım. Half-Life, adı sadece ölümsüzler duvarında yazan bir marka artık. Her yeni nesil oyuncuyla, iyice de gömülecek oraya…