Amerikan kültürüyle ilgili başvurabileceğiniz en özel yönetmenlerden birisi Steven Spielberg. Tarihin gördüğü en önemli sinemacılardan biri zaten adam. Çektiği filmler içi dolu olabilmekle kitlelere ulaşabilecek sürükleyicilikte olmak arasındaki dengeyi –biraz ikincisine hafiften fazla eğilerek– harika tutturuyor. Dinozorlardan uzaylılara, köpek balıklarından Peter Pan’a kadar; gırla heyecan verici konu da onda var; 1. Dünya Savaşı’ndan, Normandiya’ya kadar pek çok kilit dönüm noktası da.
Geçtiğimiz sene Spielberg, yine Amerikan kültürünün kilit noktalarından birine eğilmiş; Soğuk Savaş’ı ele almıştı. Ama yine, çok Spielberg’imsi bir yerden tutmuştu elbette. Komple Soğuk Savaş’ın içinde ilham verici, dostluk, anlayış ve empati öğütleyen bir gerçek hikayeyi bulup, onu çıkarmıştı Amerikalı yönetmen. Film büyük bir klasik olmadı, ama Spielberg’in geniş özgeçmişindeki diğer klasikleri de utandıracak bir film değildi. Üstelik Mark Rylance’a da haklı bir Oscar kazandırdı. Fena olmadı yani.
Spielberg şimdi, Bridge of Spies ekibiyle bir film için daha birleşiyor. Yine Amerikan tarihinin dönüm noktalarından birini ele alacak, ancak bu sefer; daha önce hiç değinmediği bir döneme gidecek: Vietnam. Elbette Oliver Stone gibi işin psikolojik tahribatına, Stanley Kubrick gibi savaşın çarpık şanına eğilmeyecek. Yine içinden bir ilham verici hikaye çekip çıkartmış Spielberg, Amerikalı gazeteci ve TV sunucusu Walter Cronkite‘ın Vietnam’a gidip geldikten sonra, kendi yayınını savaş karşıtlığına ayırma sürecini anlatacak. Bridge of Spies’ın yazarı Matt Charman yazacak, yapımcılık koltuğunda da Marc Platt oturacak. Yine Bridge of Spies’dan.
Cronkite’ın önemi bu arada, sonradan atfedilmiş bir şey değil. Pek çok tarihçi, Cronkite’ın başını çektiği yaygın ve kitlesel medyanın, Vietnam’ı göstermesi ve karşı cephe almasının savaşın bitmesine sebep olan şeylerden biri olduğu konusunda hemfikir. Çünkü Cronkite gibilerinin savaşın vahşetini ekranlardan gözler önüne sermesi, kitlelerin bilinçlenmesine; kitlelerin bilinçlenmesi de ülke genelinde yaygın protestoların doğmasına sebep oldu. Altı dolu, zengin bir konu yani anlayacağınız. Spielberg’in ele almasını izlemek de, yine keyifli ve ilham verici olacaktır. Bakalım, beklemedeyiz!
