Alın size çok çabuk bir beyin jimnastiği sorusu: Elinizde çok sağlam bir kitap varsa ve bunu uyarlamak için Hollywood’un erkan ve eşrafı size sınırsız bütçe/kreatif özgürlük verdiyse; diziye mi uyarlarsınız, filme mi? Çoğunuz dizi dersiniz diye tahmin ediyorum. Neticede kitaplar uzun şeyler. Filme uyarlandıkları zaman da parçalarının bir bölümünü yitiriyorlar. Dizi daha ferah bir şey. Yaverin döktüğü şaraba kadar, gerek gördüğü detayları muhafaza ederek aktarabiliyor büyük ekrana.

Yalnız bu her kitap için, her zaman geçerli bir şey değil. Mesela yorgan döşek 200 sayfa tutmuş ve tartışmasız hepsi aynı mekanda vuku bulan bir romanınız varsa bunu dizi mi yapmanız daha makbuldür, yoksa film mi? Peki beti arttırayım mı? Ya bu yorgan döşek 200 sayfa tutmuş ve tartışmasız hepsi aynı mekanda vuku bulan romanınız daha önceden efsane bir yönetmen tarafından fena da beğenilmemiş bir filme uyarlanmışsa? Yine de diziye uyarlamak ister misiniz?

E istemişler.

Spike TV tarafından yayınlanacak güzide dizimiz, 22 Haziran’da galasını yapacak ve ilk fragmanı da bu şekilde karşımıza gelmiş. Yalan olmasın, daha konuyla ilgili herhangi bir şey okumadan, sadece fragmanın örnek görseline bakarak istemsiz bir The Leftovers benzetmesi yaparken buldum kendimi. Bu benzetme de fragmanın geri kalanı boyunca eksilmedi. Çünkü orijinal roman ve filmin aksine, dizi biraz daha “bu kötü durumun başına geldiği kasabanın insanları da böyle psikolojilerdeler” vurgusunu yapacak gibi duruyor. Onun da ağababasını yakın bir zamanda The Leftovers çıkarttı zaten.

Fragman da, yalan olmasın, kendi hikayesinden sağlayamadığı dramatik etkiyi arkaya verdiği Hans Zimmer BRAUUUMMM efektleriyle yaratmaya çalıştığı için yirminci saniyede samimiyetini yitiriyor. Ancak projeye dair ümitli olmak için sebepler de var. Örneğin yaratıcısı, bu tip boğuk kasaba dramalarının piri olan İskandinav coğrafyasından çıkma bir televizyoncu: Christian Torpe. Kadro da görevini ifa etmiş gibi gözüküyor. Bakalım, neye benzeyecek? Ümitli misiniz?

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.