Bütün oyun dünyası lootbox mefhumunu konuşuyor şu sıralar. Konuşması da gerekiyor. AAA oyunların geliştirme fiyatlarının artması bir yandan, mobil oyunların monetizasyon metodlarının ağız sulandırması öteki yandan gelince; en sevdiğimiz hobimiz en üst seviyede bir anda koskocaman bir çukur tuzağa dönüşüverdi. 60$‘lık kutu fiyatı kimseye yetmemeye, onca para verilerek alınan oyunların içerikleri ekstra para duvarlarının arkasına gizlenmeye başladı. Bu da en sonunda, Battlefront II olaylarıyla alev aldı. Malumunuz.
EA’in bütün bu mikro satın-alım kavgasından 3 milyar dolara yakın hisse değeri kaybetmesinin ardından gözler diğer sektör devlerine çevrildi. Onların tepkilerini bekliyoruz bir süredir. EA’in üç büyük rakibi var bildiğiniz gibi: Ubisoft, Activision ve Take-Two. Her biri bu olayı yakından takip ediyorlar. Ancak şu ana kadar sadece Grand Theft Auto, NBA 2K, Borderlands ve Civilization gibi oyunların yayıncısı Take-Two’dan konuyla ilgili bir beyan duyduk. Şirketin patronlarından Karl Slatoff, şöyle dedi:
“Lootbox’ların kumar olduklarını düşünmüyorum. Şu an pazarda duyduğunuz tüketici gürültüsüne istinaden de her şeyi içerikle ilgili buluyorum. Buradaki mesele içerikte aşırı teslim problemi. Tüketiciyi hiçbir şey yapmaya zorlayamazsınız.”
Tam olarak kullanlan tabir “over-delivering on content” gibi muğlak bir beyan olduğundan, dilimiz döndüğünce çevirdik; ama zannediyoruz ana mesajı ıskalamanın imkanı yok. Eğer varsa, belki şunları hatırlatmakta da fayda var: Take-Two’nun çıkarttığı NBA 2K18’in mikro satın-alımları aşırılıklarıyla ciddi eleştiri almıştı. GTA Online da uzun süredir ekmeğini bu tip bir modelden çıkartıyor. O sebeple aslında tablo çok açık, Take-Two bu konudan geri basmayacak, bu modelden uzaklaşmayacak.
Şimdi gözler şirketin bir sonraki büyük oyunu Red Dead Redemption 2’ye çevrildi. Bundan sonra olacakları da büyük ölçüde bu tip oyunların uyguladıkları iş modelleri belirleyecek. Oyuncular tepkilerini sürdürecekler mi? Firmalar politika değiştirecek mi? Bekleyip göreceğiz. Siz ne diyorsunuz?