Nefes Kesici Hadok Sekansı

4

Filmden çıktığınızda aklınızda bir sahne kaldıysa, o da muhtemelen buydu. Yanlış mıyım? Nasıl olmasın ki? Spielberg Hergé’nin, gayet de çizgi romanın meta değerlerini kullanarak Tekboynuz’un Esrarı kitabında çizdiği bir sekansı filme o kadar ustaca taşımıştı ki, kendim Oscar verebiliyor olsam Amerika’ya gidip elden teslim ederdim herhalde. Hadok ailesinin lanetini anlatırken, aynı çizgi romandaki gibi bir geçmişe gidiyor, bir de tekrar günümüze dönüyordu hikaye. Ama geçişler ayrı muazzam, görsellik ayrı büyüleyiciydi…

 

Acımasız Takip Sahnesi

5

Bagghar’daki takip sahnesini de herhalde kötüleyecek olan çıkmaz diye düşünüyorum. The Adventures of Tintin’in hiçbir kitaptan almadığı nadir sekanslardan biriydi. Yani sinemacıların çorbaya kattığı bir tuzdu, ve tadı nefisti. Şimdilerde Avengers, Deadpool gibi sekanslar sağ olsun, biraz karnımız tok böyle tek plan işlere. Ama bana soracak olursanız bu yine de ayrı bir yer tutuyor, kabul etmek gerek.

 

Üç Hikayeyi Aynı Potada Eritişi

6

En meşakkatli tarafı, en övülmesi gereken yanı bu. Gerçekten söylüyorum. Spielberg ve Jackson, yanlarına Moffat-Wright-Cornish’ten oluşan all-star kadroyu da toplayıp muhteşem bir Frankenstein çıkardı üç hikayeden. Tekboynuz’un Esrarı ve Kızıl Korsan’ın Hazinesi zaten birbirini takip eden hikayelerdi. Ama onları bağlarken, bir yandan da işin içine Altın Kıskaçlı Yengeç’i koydular ki; işte işin ustalık kısmı orada belli oldu. Çünkü sadece bir elementi değil, birden fazla şeyi, sanki hep oraya aitmiş gibi bir ustalıkla bağladılar ana hikayeye. Gerçekten sadece Tenten’i çok seven insanların yapabileceği bir hareketti, söylememiz gerek!

 

Damağımızda Yarım Tat Bırakan Finali

7

İşte bu da en acısı. The Adventures of Tintin, üç filmlik kurgulanmış bir projeydi. Spielberg ilk filmi çekecek, Jackson ikinci filmi çekecek; üçüncüsünün de başına beraber oturacaklardı. O yüzden ilk film, çok kendinden emin bir şekilde, Hadok Tenten’le kankalığı oturtmuşken, maceralar yaşanmaya hazırken bitti. Ama ikinci film gelmedi ya? Biz hâlâ o yarım tatla duruyoruz burada. Steven! Peter! Gözünüzün yağını yiyeyim artık bekletmeyin bizi be!

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.