İlk yarısını görece beğendiğim, ikinci yarısında yokuş aşağı düşüşe geçen The Boys’un 4. sezonu, sezon boyunca tek bir noktada takdirimi topladı: Gündemi yakalamak. Homelander’ın mahkemesinden itibaren başlayarak halkın ikiye bölündüğünü ve Amerika’daki sağ sol çatışmasının The Boys evrenine aktarıldığını gördük. Medyanın kullanımı, kürtaj mevzusu falan derken gündemi yakalama olayı öyle bir noktaya geldi ki sezon finalinin konusu başkana düzenlenecek olan suikast oldu! ABD eski başkanı Donald Trump’a düzenlenen suikastten sadece günler sonra bu bölümün yayınlanması çok ilginçti gerçekten. The Boys gündemi yakalıyor derken bu kadarını da beklemiyordu kimse. Öyle ki Amazon Prime bölümün başına bir uyarı koymak durumunda kaldı ve bölümün “Assasination Run” olan orijinal ismini “Season Four Finale” olarak değiştirdiler.
Peki Boys bu suikastı engellemeyi başardı mı? Aslında evet, ama Robert Singer tutuklandığı için pek de başarılı olmuş sayılmazlar. Öncelikle Singer’ın tutuklanmasına giden olay örgüsüne bakmamız gerekiyor. Önceki bölümde tanıştığımız ve Annie’nin kılığına giren shapeshifter, Hughie’nin Neuman’a karşı koz olarak sakladığı belgeleri silmiş. Ayrıca öğrendik ki shapeshifter‘ın kılığına büründüğü kişiye temas ederek kendini tazelemesi gerekiyormuş. Bu sahne sayesinde Starlight’ın kendisiyle yüzleştiğini gördük ve “Sonunda be” diyerek oh çektim. Gerçekten de Firecracker geçmişini deşene kadar Starlight/Annie dizinin en aydınlık karakterlerindendi. Shapeshifter sayesinde kendi karanlık tarafını dinlemiş oldu. Hatta bu vesileyle Annie güçlerini kazanmaya ilk başladığında kör ettiği adamdan da bahsedilebilirmiş.
Neyse, sonra elbette ki bir noktada shapeshifter‘ın foyası açığa çıktı. Fark edildiğini anlayan shapeshifter Boys’a ve Singer’ın korumalarına saldırmaya başladı. Kimiko’nun bile boynunu kırmıştı ki ekibin imdadına kelepçelerinden derisini kopartmak suretiyle güç bela kurtulabilen Starlight yetişti. Evet, The Boys eleştirdiği süper kahraman işlerine benzemeye devam ediyor. Zaten bu sezon hem bu benzerliklerin, hem de Eric Kripke’nin Supernatural’dan gelen hikâyeyi uzatma isteğinin zirve yaptığı bir sezon oldu maalesef.
Bu esnada Butcher ise Ryan’ı geri kazanmaya (ve babasına karşı kullanmaya) çalışıyordu. 7. bölümün sonunda Ryan’a olan inancı tazelenip Joe Kessler’a kafa tutan Butcher, Ryan ve Grace’in dâhil olacağı bir görüşme ayarladı. Homelander’ın manyaklıklarından rahatsız olan Ryan görüşmeye teşrif etti, fakat bunun bir tezgâh olduğunu anlayınca kaçmak istedi. Grace onu “Seni seviyorum, torunlarımdan sonra hayata tutunmamı sağladın” diyerek engellemek istese de sonuçta karşısında Homelander’ın oğlu var, kaçmak isterse kaçar.
Nitekim öyle oldu. Grace’i ittirerek ölümüne sebep olan Ryan kaçtı. Bir sezon finalinde daha Ryan’ın sevdiği birinin ölümüne sebep olmasını izledik. 2. sezonun finalinde annesini öldürmüştü, şimdi ise ikinci annesi diyebileceğimiz bir figürün ölümü Ryan’ın ellerinden oldu. Açıkçası çok üzüldüğümü söyleyemeyeceğim, çünkü biz seni unutmuştuk Grace. Her karşılaştığımızdaki sert mizacın ve CIA arka planın sebebiyle duygusal sahnelerin seyirciye pek geçmedi. Hele Butcher’ın tüm ısrarlarına rağmen Ryan’a Homelander’ı öldürebilecek tek kişi olduğunu hemencecik söylemen hiç yakışmadı.
Tabii bu durum Butcher’ın yeniden Kessler’ı dinlemesine ve süper kahramanlardan umudu kesmesine yol açtı. Ezekiel’ı öldürdüğünden beri görmediğimiz güçlerini SONUNDA kontrol altına alabilen Butcher, Victoria Neuman’ın peşine düştü. Peki Neuman nerede, Boys’un yanında! Homelander’ın baskısından iyice bunalan (ve anladığımız kadarıyla Stan Edgar’la iletişimi olmayan veya destek alamayan) Neuman, Hughie’yi arıyor. Kendisinin ve kızının hayatı karşılığında Homelander’la mücadelede destek olması şeklinde bir anlaşma yapıyorlar, işin ilginci Hughie bu konuda ekibi ikna edebiliyor!
Hughie’nin ekibi ikna ettiği sahne, bölümün sevdiğim yerlerinden biri oldu. The Boys, “Süper kahramanlar bu kapitalist düzende gerçekten var olsaydı ne olurdu?” sorusunu en gerçekçi ve vahşi şekilde yanıtlamaya çalışan bir dizi ve Homelander’ı kahramanlaştırmaya çalışanlara rağmen Butcher’ın da Homelander’dan farksız olduğunu gösterip esas kahramanını Hughie yapıyor. The Boys evreni sağ olsun Hughie de sütten çıkmış ak kaşık değil. Bu dizide Batman veya Daredevil gibi kötü bir düzene karşı savaşsak da asla öldürmem diyen bir karakter yok; gri ile siyah var, siyah ile DAHA siyah var.
Diğer sezonların gerisinde ilerlediği için bu sezon finalinde şoke edici bir ölüm göreceğimizi düşündüğüm The Boys, tercihini Neuman’dan yana kullandı. 5. sezona ilerlerken ne ekipten birinin öldüğünü, ne de tüm tahminlere rağmen A-Train’in öldüğünü gördük. Dizinin en sağlam güçlerinden birine sahip ve kendisini sonraki sezonda da görmeyi istediğim Neuman, Butcher’ın Doctor Octopus tarzı güçleri ile öldürüldü. Dizi boyunca en çok kurduğum cümlelerden biri olan “Zavallı Hughie” cümlesini tekrar kurdum, çünkü yine kana bulandı. Yazık valla çocuğa, son bölümlerde shapeshifter tarafından kandırılmaktan cinsel tacize uğramaya varan olaylar geçti başından. Bir kere sorumluluk alayım, iyi bir şey yapalım dediğinde ise sonuç kan banyosu oldu.
Finalde Sister Sage’in döndüğünü gördük. Çünkü planı bir şekilde işliyor ve tüm yaşananlar Homelander’ın lehine olmuş oldu. Shapeshifter, Singer’ın Neuman’ı öldürmeye dair cümlelerini kaydetmiş. Neuman ölünce Singer suçlanıp hapse girmiş oldu ve Homelander’ı destekleyen bir başkan başa geldi! Ülkenin yaşadığı karışıklık -Türkiye’nin yakından bileceği şekilde- olağanüstü hâl ilan edilmesine ve tüm süper kahramanların Homelander’ın emrine verilmesine yol açtı. Yani sonraki sezonda TOTAL KAOS göreceğiz!
Artık Homelander Beyaz Saray’a çok yakın. Hani The Boys bu bölümde Trump’ın suikastine benzer bir olay işliyor dedik ama, Robert Singer’dan ziyade Homelander Trump’a daha yakın bir figür. Suçunun kamera kayıtlarına rağmen mahkemeden beraat edebiliyor, elindeki güç ve popülarite ile Amerika yönetimine girebiliyor. Zaten dizinin yaratıcısı Eric Kripke de şu röportajında bu paralellikleri bilerek yaptıklarından ve Homelander’ı asla bir kahraman olarak görmediklerinden bahsediyordu.
5. sezonda bizi bekleyen kaos bununla bitmiyor. Çaresiz Boys ekibi bölümün sonunda üçe ayrılıyor, fakat üç ekip de Gen V’de veya eski The Boys bölümlerinde gördüğümüz süper güçlüler tarafından yakalanıyor. Nirvana’nın “Heart-Shaped Box” şarkısı eşliğinde izlediğimiz bu sekans, beni gaza getirmeyi başardı! The Boys’un dört sezondur istikrarlı olarak iyi yaptığı bir şey var ki o da müzik seçimleri. Dizi biter ve unutulur belki ama soundtrack‘i kesinlikle dinlenilmeye devam edecek.
Eski bölümlerden gelen süper güçlülerin yanı sıra Soldier Boy’u da yeniden gördük. Ashley kendine Compound V vurdu, akıbeti belirsiz. Yani gerçekten önümüzdeki sezon geride kalan tüm hikâye arklarının tamamlanacağı izlenimi seyirciye verilmiş durumda. Keşke hepsi son sezona bırakılmasaydı da A-Train veya Deep’in hikâyesi bu sezon sonlandırılabilseydi.
Bakın gerçekten, üçüncü sezonun ardından The Boys’un aksayan yerleri Geekyapar sayfalarında dile getirilmiş, hâlâ değişen bir şey yok. Deep hayatına devam ediyor, Boys ekibi tüm saçmalıklardan sağ çıkmayı başardı, Kimiko ve Frenchie bu sezon gram gelişme kaydedemedi. Kimiko’nun kardeşi nerede, Frenchie hapse girdi çıktı neden bilmiyoruz. İçsel çatışmaları bize yansıtılıyor ve güzel işlenebiliyor evet ama yan hikâyeleri sezon finaline kadar filler bölüm yaratmak için uzatılmış gibi görünüyor.
Ne dersiniz geekler? The Boys 4. sezondan memnun kaldınız mı, 5. sezondaki final kararı açıklamasına inanıyor, güveniyor ve de dizinin hayrına olur diyor musunuz? Yorumları aşağıya bekliyorum!
