Family of Rogues, Iris’in anası, Captain Cold’un babası derken Barry’i biraz geriye atan bir bölüm oldu. Aynı şekilde Zoom mevzusuna da biraz ara verdiler. Yine de Captain Cold’un olduğu bölümler genel olarak bizi eğlendirmeyi başardığı için şikayet edebileceğim bir bölüm değildi.
Bölümün adı sadece Snart Ailesi’ne değil, West Ailesi’ne de bir referanstı. İkisini kıyaslama açısından da çok başarılı olduklarını düşünüyorum. Bir yanda Leonard ve Lisa’yı şiddet ve baskıyla büyütüp sorunlu birer yetişkine dönüşmelerine neden olmuş Lewis Snart, diğer yanda uyuşturucu problemleri olan ve kendisini terk edip giden karısı olmadan Iris’i tek başına yetiştiren Joe West. Hatta Lisa’nın ifadesinden ve yara izini göstermesinden sonra sadece şiddet değil, istismar mesajı da vermek istediler gibi hissettim ben. “Kız çocuğu olduğum için bunlar başıma geldi” cümlesinin altında daha fazlasının yatması mümkün.
Daha önceki bölümlerin aksine Snart Kardeşler’e ‘karakter’ diyebilmemizi sağlayan bir hikaye bahşetmiş olmalarından memnunum. Özellikle Peyton List’e Lisa Snart rolünde kendini gösterme fırsatı vermiş olmaları çok güzel. Önceki bölümlerde söylediği tonla yalana rağmen, burada gerçekten yardıma ihtiyacı olduğu iin geldiğini hissettirmeyi başarıyor. Cisco ile aralarındaki uyum ve cinsel çekim/gerilimin üstüne bu bölüm daha hassas ve karşılıklı anlayışa dayanan bir ilişki inşaa etmiş olmaları çok sevindirici. Cisco benim her şeyim ve karakteri mahvetmelerinden çok korkuyorum. O yüzden gittikleri nokta hem beni sevindiriyor hem de kalbimi kıracaklarından dolayı da ufaktan endişeleniyorum.
Daha önce de söyledim, Captain Cold olarak Wentworth Miller’a bayılıyorum. The Flash çizgi romanlarında Captain Cold biraz tırışka bir kötü adam. Burada da çok sağlam bir kötü olduğunu söyleyemeyiz ancak Miller onu son derece eğlenceli kılıyor. O hınzırlığının yanında bu bölüm biraz “aslında kedi gibi bir insan” diyebileceğimiz yanını da gösterdiler. Barry ile yaptıkları “sen kimseyi öldürme, ben de işine bulaşmayayım” anlaşmasını tekrar gündeme getirip Snart’ın isterse kahraman olmak gibi bir seçeneği olduğunu dillendirmeleri Legends of Tomorrow‘un da yolunu yapmaya yönelikti. Bu diziyle ilgili Captain Cold açısından endişelerim var. Konuk olarak diziye geldiğinde eğlendiriyor da uzun soluklu olarak izlemeye başlarsak karakterden sıkılabiliriz ya da piç edebilirler. Bir kahramandan ziyade anti-kahramana dönüşmesini bekliyorum.
Snart’ın babasıyla olan gerilimi iyi yansıtılmış ve Michael Ironside da kötü baba olarak bölüme güzel katkı sağlamış da bu kötü adamların planlarının dandikliği ve sırf hikayeyi uzatmak adına kahramanlarımızın bunu daha kolay çözememesi beni deli ediyor. Lisa’nın boynuna yerleştirilen bombanın çıkarılmasını beklerken Barry’nin yapabileceği başka bir şey yok muydu? Barry hızlıca adamdan bombayı tetikleyecek aleti alamaz mıydı? Güvenlik görevlilerini bayıltana kadar Lewis Snart’ı 100 kere bayıltıp cihazı alabilirdi pekala. En azından Cisco stres içinde kızın beynini patlatma riskiyle karşı karşıya kalmamış olurdu. Ayrıca eğer Barry çıkagelmeseydi teknik elemanları olmadan nasıl soygun yapmayı planlıyorlardı, o da apayrı bir sorun.
Snart Ailesi’ni bırakıp dertleri bitmeyen West Ailesi’ne dönelim: senaristler sanırım Iris ile ne yapacaklarını pek bilemiyorlar. Süper kahraman filmlerinin ve dizilerinin genel problemi süper kahramanların kız arkadaşlarına, sevgililerine veya aşık oldukları kadınlara daha fazla bir özellik yükleyememeleri. Greg Berlanti, Iris ile Sam Raimi’nin ilk Spiderman üçlemesinde Mary Jane ile yaşadığına benzer bir problem yaşıyor sanki. Mary Jane, 3 filmde de kaçırılmaktan başka ne yapmıştır diye bir durup düşündüm ve cevap bulamadım. Iris de benzer bir durumdan muzdarip. Barry’nin sevgilisi olana kadar karakteri oyalamaları lazım ve bizim süper ekibimizin bir parçası olabilecek kadar yetenek sahibi bir karakter değil.
Annesi Francine’nin hikayeye dahil edilmesinin tüm amacının “Iris’in ortalarda dolanmaktan başka bir şey yaptığı ve bir işe yaradığı yok, ona bir yan hikaye verelim”den fazlası olduğunu umuyorum. Genelde dizilerde ana karakterler arasına tam olarak dahil edilemeyen ya da ilk sezonda hikayesi tamamlandıktan sonra senaristlerin napacaklarını bilemedikleri karakterler için diziye birkaç bölüm ya da sezonluk yeni karakterler sokulur ve “hadi siz şu köşede takılın” denilir.
Bu sırf Iris’e bir fonksiyon kazandırmak için yapılmış bir senaryo hamlesiyse birkaç bölümün ardından Francine’e yol verirler gibi geliyor. Ama ben Francine’in çıkagelmesinin ardında kızını görmekten daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Altından başka şeyler çıkarsa boş yere hikayeye sokulmamış olur en azından. Bir ihtimal kadın Joe’yu terk ettiğinde hamile olabilir mi? Belki de Wally’e hamileydi, Keystone City’e taşındı ve bunca sene sonra Wally’i, West ailesine tanıştırmak için döndü? Bu teorim burda dursun şimdilik.
Iris’in anası demişken babasının da adını zikredip konuyu toparlıyorum. Ben yazılarımda Joe West karakterine ve Jesse L. Martin’in oyunculuğuna yeterince övgü düzmediğimi fark ettim. Dedektif Lance ile Laurel arasındaki ilişkinin tam zıddı gibi izliyorum bazen Joe ve Iris’i. Bu bölüm Iris’e annesiyle ilgili gerçeği açıklarken adam bildiğin ciddi ciddi ağladı ve onu izlerken ben de kendimi zor tuttum. Jesse L. Martin, çok çok iyi bir aktör ve dizideki genç karakterlerin ihtiyacı olan hem güçlü hem de canayakın baba figürünü çok iyi üstleniyor. Arrow’da Dedektif Lance’in gına getiren triplerine gözlerimi devirirken Joe West’i bildiğin sevgi dolu bakışlarla izliyorum.
Family of Rogues, ana hikayeye pek de katkı sağlamayan, Legends of Tomorrow’a hazırlık niteliğinde bir bölümdü. Gelecek bölüm The Fury of Firestorm‘da da anlaşılan Zoom mevzusuna biraz daha ara verip Dr. Martin Stein’ın ayılıp bayılmalarına çözüm bulmaya çalışacağız.
Küçük Notlar:
- Captain Cold’un babasını oynayan Michael Ironside, özellikle seslendirme işlerine baktığımızda bayağı geek damarımıza dokunan projelere imza atmış bir abimiz. Justice League serisinde Darkseid‘i seslendirdiği gibi Splinter Cell‘de de Sam Fisher’a can verdi. Fakat bu bölüm, Barry kendisini Sam olarak tanıttığında “demek adın Sam” tepkisinin Smallville‘de oynadığı Louis Lane’in babası General Sam Lane karakterine gönderme yaptıklarını düşünüyorum. Daha bir DC referansı bu en azından. Bir de Lisa’yı oynayan Peyton List’in Smallville’de Louis’in kız kardeşi Lucy’i oynadığı gerçeği de var. İkinci kez baba-kızı oynayıp karşı karşıya gelmemiş olmaları üzücü.
- Wally West’in gelecek bölümde gözükeceğini düşünürsek bu bölüm Linda Park’ın kısaca gözükmesi şaşırtıcı olmadı. Belli ki karakteri çöpe atmadılar ve çizgi romandaki Wally-Linda ilişkisi bir noktada yaşanacak.
- Partikül Hızlandırıcı patlamasından bahsederken kimsenin çıkıp Jay Garrick’e patlama nasıl oldu, kim yaptı dememesine inanamıyorum. Ya o patlamanın da Harrison Wells ile bir ilgisi varsa diye düşünürdüm ben en azından. Earth-2 muhabbetinden beri kimsenin Garrick’e Wells’i tanıyor musun gibisinden bir soru sormaması da ilginç geliyor bana. Ben oradaki Wells’i merak ederdim açıkçası. Oradaki patlama nasıl oldu ve buna Wells mi sebep oldu onu da öğreneceğiz diye umuyorum.
- Wells demişken bölüm sonu Earth-1’a geçmesi damdan düşer gibi oldu biraz. Yani en azından 1-2 bölüm Earth-2’de neler yaptığını görürüz diye düşünüyordum. Umarım flashback yaparlar çünkü Tomorrowland gibi duran Earth-2’deki Central City epey bir merakımı cezbediyor. Wells’e gelirsek Zoom olacağını düşünmüyorum ama karakterin tam bir ‘jerk’ olacağını söylediler. Yine iyilik timsali bir adam görmeyecek olmamız beni sevindiriyor. Tom Cavanagh, üstüne kötü adam kostümünü giymeyi çok iyi beceriyor.