Çok açık konuşayım, Jungle Book tüm Disney animasyon filmleri arasında muhtemelen en unutulabilir olanı. Filmi çocukken izledim, fakat çocukken izlediğim diğer tüm Disney filmlerinin aksine bu 1967 tarihli filme dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama bu sefer, işler değişecek gibi gözüküyor. Jon Favreau’nun yeni filminden sonra, uzun bir süre Jungle Book’tan başka bir şey hatırlamayabilirim.
Filmin adını illa ki daha önce duymuşsunuzdur. 15 Nisan 2016’da vizyona girecek olan The Jungle Book kendi hype’ıyla gelen filmlerden biri. Ama nasıl gelmesin ki? Arkasında gerçekten inanılması güç derecede parlak yıldızlarla dolu bir kadro var. Filmin başrolünde, Mowgli olarak Neel Sethi oynuyor. Onun dışında kalan kadro resmen Hollywood’da kimsenin giremediği çok özel bir süper yıldızlar partisinden elle seçilmiş gibi.
Kaplan Shere Khan’ı Idris Elba oynuyor. Ayı Baloo’yu Bill Murray canlandırıyor. Panter Bagheera rolünde Ben Kingsley var. Scarlett Johansson piton Kaa’yı canlandırıyor. Orangutan King Louie olarak Christopher Walken çıkıyor karşımıza ve kadroyu kurt Raksha olarak Lupita Nyong’o tamamlıyor. Ve her şeyden önemlisi ne biliyor musunuz? Film gerçekten huşu uyandırıcı, büyüleyici ve dudak uçuklatıcı gözüküyor.
Bu görüntüsünü içerik ile nasıl doldurur bilmiyoruz. Hesabı güç şu an. Ama en azından, flimin kafadan bizim “Sinemada izlenmeyince kıymetinin çoğunu kaybeden filmler” listemize gireceğini söyleyebiliriz. The Jungle Book’un aşağıya iliştirdiğimiz ilk fragmanı bize çoklukla Life of Pi’yı hatırlattı. Ve bu iyi bir şey. Eğer şimdiden fragmandan bize huşu fırlatan o görsellik, ciddi bir nitelikle tamamlanırsa 2016’nın o film çığından sıyrılıp bambaşka bir yere konuşlanabilir The Jungle Book. Siz ne diyorsunuz?