Geçen senenin başında ilk sezonunu izlediğimiz The Umbrella Academy’nin ikinci sezon fragmanına bugün kavuştuk! Çok mutluyuz! Ama söylememiz gerek, bu fragman aşırı derecede kaotik. Evet, o birinci sezon finalinden sonra “Bundan daha kaotik olamaz herhalde,” diye düşünüyorduk fakat Netflix bizi hayal kırıklığına uğratmamış gibi gözüküyor. İlkinden daha hareketli, vurmalı, kaçmalı bir sezonla karşı karşıyayız gibi duruyor. Bunun yanında fragmanda gösterilip de benim hiçbir şey anlamadığım birçok yer de var, hepsinden bahsedeceğim.
Bu arada fragmanı anlatmadan önce şunu da söyleyeyim: İkinci sezonda da aynı ilk sezondaki gibi bol bol çizgi romanın dışına çıkılmış gibi gözüküyor. Bunun iyi mi kötü mü olduğuna siz karar verin. Bir de, aşağıda bir sürü birinci sezon spoilerı okuyacaksınız, o yüzden eğer ilk sezonu bitirmediyseniz okumanızı tavsiye etmiyorum. Hadi devam!
Birinci sezonun finalinde Vanya, 2019 yılında dünyanın sonunu getiriyordu ve karakterlerimiz de ayı patlatıp yeni bir portal açıyorlardı, bu sezon onlara geçmişte rastlıyoruz. Five yine felaketin kokusunu alıyor, diğerlerinden ayrı takılıyor. Yıl 1963, Kennedy suikastından 10 gün öncesi. Karakterlerimizi tarihi yeniden düzene sokmak için çaba harcarlarken izleyeceğiz.
Five böylesine kaotik bir evrende yalnız takılıyorken ailenin diğer üyeleri de boş durmamış, kendilerine yeni bir hayat çizmişler. Örneğin Klaus kendine takipçiler bulmuş. Ne?! Birinci sezondaki depresif ve alkol bağımlısı “yıkık” Klaus gitmiş! Şimdi eskisine kıyasla çok daha mutlu gözüküyor. Bu sırada Luther yeni hayatını dövüşçü olarak geçiriyor, Allison da 1960’larda siyahi bir kadın olmanın acısını çekiyor. İlk defa gördüğümüz, kendisine çok yakın bir karakter hapse düşmüş, Allison’u hep onun yanında görüyoruz. Yeni sevgilisi? Yeni kocası?
Diego akıl hastanesine düşmüş, saçı sakalı salmış. Doğrusunu söylemek gerekirse Diego’nun macerasının bu sezonda bayağı ilginç olacağını düşünüyorum zira ilk sezondaki kontrolsüz öfkesi ve kendini diğerlerinden izole etme çabası bu sezon göreceğimiz kişiliğiyle ters düşüyor gibi. Five’ın herkesi toplayıp onlara yaklaşan felaketi açıkladığı sahnede Diego’nun olmaması da bana onu bir süre yalnız başına izleyeceğimizi düşündürttü.
Bu sırada Ben ve Vanya ne yapıyor gerçekten anlayamadım, anlayan varsa aydınlatabilir mi? Ellen Page bir şeyler açıklamış fakat açıkladığı hiçbir şeyi fragmanda göremiyoruz, ne anladım ben bu işten?! Sanırım bir de ilk sezonda ölmesini izlediğimiz Pogo ve Reginald Hargreeves geri dönüyor. Birinci sezonda tüm aileyi bu ikisinin “yasını” tutarken gördüğümüz için bu sezon geri dönmeleri biraz garip hissettirse de olumlu ya da olumsuz pek bir yorum yapamayacağım zira olaylar 1963 yılında geçiyor. Ha bir de şöyle bir gerçek var ki burası Netflix, ölenle ölünmüyor.
Bu sırada onların peşlerinde olan üç kişi görüyoruz. “Biz burada olmamalıyız,” gibisinden bir replik duyduktan sonra The Commission’dan bahsetmeleri de bana bu üç kişinin zaman çizgisinin koruyucuları (?) olduklarını düşündürttü. Bol bol kavga ve patlama sahnesi var gibi. Arkada da My Chemical Romance’in solisti ve The Umbrella Academy çizgi romanının yazarı Gerard Way‘in yeni şarkısını duyuyoruz. Hayranlar bayram ediyor!
Uzun lafın kısası, fragman bize yeni sezondan kaotik parçalar gösterdi ve bunları birleştirmeye o kadar uğraştık ki cevaplardan çok sorularla baş başa bıraktı. Ayrıca fragmanda oyuncuların yeni sezon hakkında yaptığı açıklamalardan hiçbir iz yok. Neyse ki uzun bir süre merak içinde kalmayacağız, dizimize temmuz ayının sonunda kavuşacağız. Klaus’u özledim, Ben’i özledim! Merakla bekliyorum şahsen!