Thomas Was Alone‘u hatırlayanınız var mı? Muhtemelen vardır, oyun piyasaya çıkalı çok da uzun bir süre olmadı. Video oyunlarında Braid önderliğinde yaşanmış indie devrimi yerini yavaş yavaş “lan bu indie oyunlarının hepsi aynı” hissiyatına bırakırken çıkagelmişti. Platform oyunuydu. Siz türlü türlü geometrik şekilleri kontrol ediyor, bunları üst üste ya da alt alta dizerek bulmacaları çözmeye ve ilerlemeye çalışıyordunuz.
Heavy Rain‘in yapımcısı David Cage o zamanlarda bir dergiye röportaj verip, kendisine yöneltilen “Neden bu kadar QTE kullanıyorsunuz, devamlı karakterlerinizin karşısına ‘Tavada sosis yapmak için X’e bas analogu 45 derece çevir’ gibi komutlar çıkıyor” tipi bir soruya “Ne yapayım sadece ateş eden karakterlerle hikaye mi anlatılır?” diye bir cevap vermiş, o dönem çıkan Beyond‘un vasatlığıyla birlikte bu cevap; Thomas Was Alone‘un sadece zıplayan karakterlerle anlattığı hikaye ile birleşince işbu yazarı komple Quantic Dream’den soğutmuştu. Öyle bir soğumak ki, son oyunlarının çıktığını bile az önce hasbelkader CS ile konuşurken öğrendim.
Ancak yeni çıkan başka bir oyun var beni heyecanlandıran. Bir devam oyunu. Ben öncekisinin de, şimdikisinin de varlığını yeni öğrendim. Sizle de paylaşmak için heyecanlı ve hevesliyim. Yeni çıkanımızdan başlayalım. Buyurun muhteşem adam Thomas Bithell anlatsın:
https://twitter.com/mikeBithell/status/998971799617658882
Oyunumuzun ismi Quarantine Circular. Kendisi geçtiğimiz sene Ağustos ayında piyasaya sürülen Subsurface Circular‘ın devamı. Aranızdaki püritanlar için bu iki esere oyun demek belki de biraz ağır olabilir; çünkü esasında bunlar çok cüzi miktarlara satın alabileceğiniz ve çok kısa süreler içerisinde başlayıp biten hikaye modülleri. Ekseriyetle metin tabanlı olduklarını ve bir sohbeti konu aldıklarını, bu sohbet içerisinde etkileşime açık olduklarını anlıyoruz.
Ve açıkçası buna çok kopuyoruz. Ben kopuyorum. Mike Bithell’in yaptığı yapacağı her şeye Thomas Was Alone ve Volume örneklerinin ardından ben varım. Böyle deneysel işler yapacaksa, yaptığı deneyleri de üç beş dolara –evet dolar arttı– atacaksa her zaman da olmaya devam edeceğim. Küçük bütçelerle büyük fikirler deneyen adamlar her zaman desteğe layıktır, sizce de öyle değil mi?