Yabancı medyanın bir “tık” uğruna atmadığı taklalar yok, bilirsiniz. Tık tuzağı olarak çevirebileceğimiz “click-bait” kavramı da, onların en çok kullandığı tekniklerden biri. Bu yüzden de internet çöplüğünde inanılmaz bir haber kirliliği olması da kaçınılmaz hale geliyor, sağ olsunlar.
Bu tık tuzağı olan haberlerden biri de yeni Bond filmiyle ilgili. Bilmiyorum, belki denk gelmişsinizdir; hani şu Lashana Lynch ve Bond 25 filmi haberi. Yabancı siteler, dikkat çekmek adına başlık ve kapak görsellerinde kullandıkları malzemeler ile türlü oyunlar deniyorlar. Dolayısıyla da Captain Marvel filminden tanıdığımız Lynch’in fotoğrafını koyup “Yeni 007 belli oldu!” gibisinden başlıklarla okuyucuları tuzaklarına düşürme peşindeler bariz bir şekilde. Ancak bir açıklık getirelim: Her 007, James Bond değildir.
Bond filmlerinin tutkunları ve takipçileri bunu aslında çok ama çok iyi biliyordur zaten. İstihbaratta çalışan her bir ajan, 007 ajanı değildir. Her 007 ajanı da James Bond’un bizzat kendisi değil. Yani iki artı iki eşittir dört ise, Lashana Lynch de yeni James Bond değil. Denklem bu kadar basit.
James Bond’un kadın düşkünü figüründen ötürü devamlı olarak gördüğümüz güzel “Bond Kızları”ndan biri de değil Lynch. Zira her gördüğü güzel ile birtakım hayaller içinde olan Bond, bu filmde Lynch’in karakteri Nomi ile böyle bir münasebette olmayacakmış.
Evet, Lynch yeni Bond 25 filminde yer alıyor. Evet, kendisi bir 007 ajanı. Fakat, tekrarlıyoruz, Lynch, Daniel Craig’in canlandıracağı James Bond karakterini oynamıyor. Yani henüz. Böyle diyoruz, çünkü son dönemdeki reboot furyası ve film yapımcılarının değişik bir Bond’a olan bakışları konusundaki muammalar bir hayli fazla.
Gerçi Bond oyuncularını seçen hanım ablanın yaptığı jilet gibi açıklamadan sonra tutup da gerçekten böyle bir karakteri komple değiştirirler mi, emin değilim. Zaten var olan bir karakterin kökenini değiştirip bunu kendilerinden farklı (!) etnikten olan kişilere rol olarak vermeleri ne kadar doğru, ondan da emin değilim. Eğer “beyaz-erkek-Hristiyan” düzenine ait tiplemeyi bozup gerçekten de acı çeken ve sesi bastırılmaya çalışılan bireylere rol vereceksek, bunun onlara bir lütufmuş gibi sunulması yanlış. Oturup yazalım kapı gibi karakter, ciddi anlamda onların hak ettiği bir değerde olsun. Sanki eski ve olmayan kıyafetimizi veriyormuşçasına muamele neden mesela, anlamış değilim.
Bond’u siyahi ve kadın yaptık diye tık tuzağına düşüren şekillerde reklam kasacaklarına, oturup gerçekten siyahi ve kadın olan bir ajanın öyküsünü yazsınlar. Belki öyle bir ajan vardı, belki de yoktu; problem değil. Senaryo dediğimiz şey her iki tarafa da hizmet edebilen bir araç. Yeter ki gönüller bir olsun.
