Çok değil, bundan beş yıl önce, Civil War’ın gelişi için henüz biraz zaman varken Marvel ve Sony uzlaşmıştı; Spider-Man, Peter Parker ismiyle ve ergen bir çocuk olarak MCU’ya dâhil olacaktı. Adaylar arasında ismi geçen Tom Holland, öncesinden birkaç kalburüstü role sahipti fakat eminim ki hiçbirimiz, o zamanlarda sorsaydınız, neredeyse her ay bu genç yıldızın başrolünde yer alacağı yeni bir film haberi okuyacağımızı söylemezdik. Gel zaman git zaman, sadece 2019 yılında kendisinin içerisinde yer aldığı altı, 2020 yılı içerisinde sektörü çıkmazlara sürükleyen pandemiye rağmen üç ve seneye kendisini izleyeceğimiz, bekleyen dört adet yüksek bütçeli yapım var. Haberimiz de onlardan biriyle ilgili, Tom Holland’ın başrolünü Daisy Ridley ile paylaştığı Chaos Walking‘den ilk fragman geldi.
Bilim kurgu türündeki film, Patrick Ness‘in genç yetişkin kategorisinde yer alan üçlemesinden uyarlanıyor ve serinin ilk kitabını temel alacak. Herhangi bir serinin hayranları için, yayımlanmasının üzerinden çok kısa bir süre geçtikten sonra dev ekran uyarlamasını, hem yüksek bütçeli hem de bayağı ünlü aktörlerle dolu bir şekilde izleyebilmek, çağımızın en güzel yanlarından biri olsa gerek. Ayrıca Chaos Walking, yazarın uyarlanan ilk işi de değil; 2016 yılında çıkışını yapan ve kadrosunda Sigourney Weaver, Felicity Jones, Liam Neeson gibi isimlerin yer aldığı A Monster Calls filmi, iyi puanlar alan bir başka uyarlama eseri olarak dikkat çekiyor.
Chaos Walking’in sinemaya uyarlanma hikâyesi ise uzun soluklu denilebilir. İlk olarak 2011 yılında hazırlığı başlayan filmin çekim aşamasını bitirişi, 2017 yılını buluyor. Ancak tamamlanan filmin test gösterimlerinden gelen kötü sonuçlar sebebiye 2018 yılı için yeniden çekimler planlanması gerekiyor. Bu esnada başroller Daisy Ridley ve Tom Holland’ın iyice parlamış olan yıldızları, takvimi bir yıl daha itiyor ve yeniden çekimlerin tamamlanması 2019’a kalıyor. Tam her şey hazır, gösterime giriyoruz derken bu sefer de pandemi, tüm dünyayı durduruyor. Holland’ın başrolünde olduğu bir başka uyarlama olan Uncharted’ın da hikâye, oyuncu, yönetmen değişimleri gibi birçok sebeple benzer bir süreçten geçmiş olduğunu düşününce, kendisinin başarılı, özgüven sahibi ancak birazcık da şanssız bir insan olduğunu söyleyebiliriz sanırım. Gerçi, bu aralar tüm süreçler böyle ite kaka gidiyor ya, neyse.
Patrick Ness’in kaleminden çıkan üçleme, yakın gelecekte katil bir parazitin tüm kadınları yok ettiğine ve bu parazitin sebep olduğu Gürültü’nün canlıların zihinlerin okuma becerisini sağladığına inanılan bir koloniyle açılıyor. Kadınları yok ettikten sonra virüs, geride kalan erkeklere saldırıyor elbette. Derken bir gün, Holland’ın karakteri Todd Hewitt, bir sessizlikle karşılaşıyor ve kısa sürede bu sessizliğin kaynağının, filmde Daisy Ridley’in canlandırdığı Viola Eade adında, gizemli bir genç kadın olduğunu öğreniyor.
Filmin kadrosunda Holland ve Ridley’in yanında, acımasız belediye başkanı ve Todd’un akıl hocası rolünde Mads Mikkelsen; belediye başkanının kıskanç oğlu rolünde ise Nick Jonas yer alıyor. Ha bir de Todd’un sadık köpeği, tatlılar tatlısı Manchee var, onu unutmayalım.
Heyecanı ve gerilimi yüksek, benim de öznel olarak ilgi cezbedici bulduğum bir fragmana sahip olan film, 22 Ocak 2021’de izleyiciyle buluşacak. Siz ne dersiniz, takvime alıyor musunuz? Kendi adıma hemen izlemeyeceğim çünkü önce Manchee’nin başına kötü şeyler gelip gelmediğini öğrenmem lazım. Umarım gelmiyordur da filmden mahrum kalmam.