4. Piper & Alex – Orange Is The New Black
Orange is the New Black’te buraya almaya değecek tonla güzel karakter var. Ancak flashback’ler ile beslenen, giderek güzelleşen Piper ve Alex ilişkisi ayrı bir yerde sanırım. Piper hapishaneye ilk düştüğünde eski kız arkadaşı Alex’in de aynı hapiste olduğunu öğreniyor ve öyle bir bahsediyor ki Alex’ten, ilişkideki kötü olan oymuş gibi düşünüyorsunuz. Gelgelelim sezonlar ilerleyip yeniden alevlenen ilişkileri serpildikçe, Alex’in Piper’ın hayatını bok eden bir uyuşturucu satıcısından çok çok daha fazlası olduğunu öğreniyorsunuz. Piper’ın kalbi de hapis dışında kendisini bekleyen kocasıyla Alex arasında bölünmüş durumdaydı ben son bıraktığımda. “Sen Piper Chapman’sın aptallık etme!” diyerek kocana dön derdim ama kalbini sevmeyenlere verme konusunda yaptığım master sonrası ben kimim ki akıl vereyim be ablam.
3. Cameron & Mitchell – Modern Family
Televizyonun en “Drama Queen” çifti Cameron ve Mitchell’ın ilişkisi, ilk başta belli stereotipler üzerinden yürüyor gibi duruyor ama sitcom’lar bu tarz stereotipleri kaldırabilecek hafiflikte olduğu için bana göre sırıtmıyor. Hatta kendileri de bu klişelerle dalga geçip güzel malzemeler çıkarabiliyorlar. Tüm Amerika’da yasallaşmadan önce Cam ve Mitchell zaten dünya evine girmişlerdi. En ufak mevzuyu bile çok büyük bir problem haline getirmeyi başarabilen ikilinin ilişkisi televizyonun en gerçekçi, en imrenilen ilişkilerinden biri değil belki ama şüphesiz en eğlencelisi.
2. Patrick & Kevin – Looking
Patrick ve Kevin çiftinin çok ideal bir çift örneği olmadığının farkındayım. O sırada başkasıyla birlikte olan patronu Kevin’e ufaktan hisler beslemesiyle başlayan yaklaşık 1 sezona yayılarak gizli gizli süren ilişkileri 2. sezonun sonunda aynı eve çıkmalarıyla sonuçlanmıştı sonuçlanmasına ama Patrick’in mutluluğu da pek sürmedi. Zaten aynı şekilde bizim de mutluluğumuz pek uzun sürmedi, zira düşük reytingler sebebiyle HBO, Looking’i iptal etti. Gelecek sezon olmayacak ama konuyu toparlayacak bir TV filmi gibi finali yapıp bitirecekler. Listeye alma sebebim aşk konusunda hepimize umut veren bir çift olmalarından ziyade LGBT karakterlerin ele alındığı dizilerde görmeye alışkın olmadığımız şekilde eğrisiyle doğrusuyla, günahıyla sevabıyla ortaya dökülen, herkesin yaşayabileceği gibi biraz yarım, biraz buruk ama gerçek bir ilişki sunmasıydı. Bunun için de her daim Andrew Haigh’e minnettar kalacağız.
1. Nomi Marks & Amanita / Lito & Hernando – Sense8
Burada hile yapmış olacağım ama iki çifti de birbirinden ayrı tutmam pek mümkün olmadı. Wachowski’lerin Sense8’te anlattığı hikayenin de bir sonucu olarak hepsi birbiriyle inanılmaz bir uyum içinde olan 8 karakteri bağımsız değerlendirmek içime sinmedi. Özellikle Amenita ve Hernando çok iyi yazılmış yan karakterler. Hani ana karakterlerimiz Nomi ve Lito’yu sevmiş olabilirsiniz ama onları bu kadar iyi yapanlar aslında Amenita ve Hernando’nun onlara bağlılıkları. Özellikle Amenita’nın Nomi’ye kayıtsız şartsız bir şekilde inanması, bir an bile deli olduğuna ihtimal vermemesi ve hikayelerinin başından beri karşılıksız bir şekilde onu destekleyip arkasında durması “böyle bir ilişki var olamaz” dedirtecek kadar gözlerimi yaşattı.
Lito’nun ise Hernando’nun sevgisine layık olmayacak kadar korkak davranmasının ardından nasıl aşık olduğunu Nomi’ye anlattığı müze sahnesini ise dizinin ilk sezonu içinde apayrı bir yere koyuyorum. Wachowski Kardeşler’e ise böylesi özenilesi iki ilişkiyi önümüze koydukları için teşekkür mü etsem sövsem mi bilemiyorum.