Hiçbir kitap, film, dizi, oyun ilk akla geldiği hâliyle ulaşmaz son kullanıcıya. Hiçbiri. Yaratıcının aklına gelen ilk şey, genelde çok çiğdir. İçinde parıltı saçan bir kısım vardır elbette, fakat yaratıcı onu budayana kadar, etrafında da çok çamur birikir. Üzerine uğraşılır, detaylar ayarlanır, ve en sonunda, uzun bir süreçten sonra iş sunulmaya hazır bir hâle geldiğinde ilk parlayan ampülle pek bir alakası yoktur.

Bu süreci sevdiğimiz işler için takip etmek bazen yıkıcı, bazen de yapıcı bir süreç. Bir yandan, sevdiğiniz karakterlerin primitif hallerini görmek gerçekten de acayip keyifli, bilgilendirici bir şey. Yazarın nereden çıkış yaptığını görünce, son gelinen noktayı da daha iyi algılayabiliyor insan. Ama bir yandan da gözümüzde çatlamaz zırha sahip bazı karakterlerin pespaye hâllerini de görmek istemeyebiliyorsunuz doğal olarak. Eğer bu saydığım gruplardan, ikinci tarafa dahilseniz, o zaman bu haberi atlayabilirsiniz. Zira George R. R. Martin’in, editörüne ilk Buz ve Ateşin Şarkısı romanı öncesi yazdığı mektup, baya üzüyor insanı.

Game of Thrones Replica Iron Throne Wallpaper

Mektubu aşağıya iliştirdik, kısa bir özetini de geçelim. O zamanlar Martin, seriyi bir üçleme olarak planlıyormuş. A Game of Thrones, A Dance with Dragons ve The Winds of Winter olacakmış seri. Üç ana madde üzerinden yürüyecekmiş: Stark ve Lannister ailelerinin kavgası, Doğu’dan gelen Dothraki tehdidi ve Duvar’ın kuzeyindeki gizemler. Buraya kadar her şey aynı gözüküyor; fakat ince detaylara gelince, film kopuyor.

Başlıca değişiklikler arasında en göze çarpanı, Jon Snow ve Arya’nın birbirine aşık olduğu gerçeği. Buna göre Winterfell Tyrion tarafından yakılıyor, Robb orada ölüyor ve Arya, Bran ile Cat Kuzey’e kaçıyorlar. Arya orada kardeşine aşık olduğunu fark ediyor; “Jon’un ebeveynleri konusundaki gerçeği öğrenene dek” de bu onu rahatsız etmeye devam ediyor. Sonra Joffrey’i de öldüren Tyrion, taht sırası kendisine gelsin diye herkesi öldürüp suçu ona atan Jaime tarafından sürgün ediliyor, taraf değiştiriyor ve o da Arya’ya aşık oluyor. Ha bu sırada, Drogo’nun ölümü de Daenerys’in elinden oluyor, çünkü Viserys’in öldürülmesinden hiç haz almıyor Dany…

Martin’in ilk niyeti, ilk kitabın Lannister Stark mücadelesi, ikinci kitabın Dothraki işgali, üçüncü kitabın ise Kuzey’deki gizemlerle ilintili olması yönündeymiş. Bu bağlamda da beş karakteri merkez olarak belirlemiş: Bran, Arya, Jon Snow, Tyrion ve Dany. Bu beş karakter kitapta da az çok merkezi konumdalar, ama tabii onların yanında pek çok başka karakter de var şu an. Jaime karakteri biraz ikiye bölünmüş, kötü taraflar Cersei’ye atfedilmiş. Arya – Jon Snow aşkı da oraya transfer olmuş gibi. Tyrion ise çok daha sempatik bir karakter hâline sokulmuş, bir de araya Red Wedding’i atmış Martin iş varmışçasına.

Martin-pitch-1

Ne yalan söyleyeyim, Arya – Jon Snow – Tyrion aşk üçgeni çok kötü geliyor kulağıma, Dany’nin Drogo’yu intikam için öldürmüş olması da hiç akla selim değil. Kitapların sayısının üçten yediye çıkmasında bence mükemmel olmuş. Gelin görün ki bazı “aa, keşke olsa?” dediğim şeyler de var. Mesela Arya, Bran ve Cat Kuzey’de Mance Rayder tarafından yakalanıyorlar bir noktada.  Bran çok daha net bir büyücü olduğundan, baya kardeşiyle birlikte bir Warrior – Mage kombosu olarak hayatta kalıyorlar. Bu da ilginç. Jaime’nin de tahtta oturması pek acayip olabilirdi gerçekten ama, sanırım bu kişiliğiyle Joffrey v.2 olurdu ancak.

Peki siz ne diyorsunuz?

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

3 Comments

  1. Şuan ki hali her türlü daha iyi. Karakter sayısı biraz daha azaltılıp olay sayısı arttırılsa daha da iyi olacak aslında.

  2. Serideki değişimi kitapları okurken bile fark edebiliyoruz aslında. Bunun en büyük sebebi kitaplar arasındaki çıkış zamanı. Örneğin Jamie aslında ilk iki kitapta yukarıda görünene çok yakın bir karakterdi. Fısıltılı Orman Savaşı’nda Robb’a esir düştükten sonra ciddi bir karakter değişimi yaşadı, ama en önemli değişim onu bu kadar kibirli hale getiren kılıç elinin kesilmesinden sonra oldu. O artık kendi için Kral Katili değil, Şövalye Altın El oldu. Karakter sayısının azalması fikrineyse katılmıyorum bence Asoiaf’ı kendi yapan karakter çeşitliliği ve bu karakterlerin bir diğerinin tekrarı olmaması. Martin hiç bir şey olmazsa bile usta bir karakter yaratıcısı.

  3. alp demirkabız Reply

    tam sapıkmış grrm hikayede hiç iyi adam kalmıyo o zaman. öyle şey mi olur ake

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.