Video oyunlarını takip etmeye geçtiğimiz beş yıl içerisinde başlamadıysanız, en sevdiğimiz hobimizin üretim anlayışında çok ciddi bir değişimin yaşandığını fark etmişsinizdir. Dürüst olmak gerekirse, bu yaşanan ilk büyük değişim değil. Video oyunları bir noktada, işe tutkuyla bağlı el kadar insanların kısa sürede ürettiği bir şeyden; büyük şirketlerin komite kararıyla piyasaya sürdüğü mega ürünlere dönüşmüşlerdi. Ardından yeni nesil konsollar ve abaran fotorealizm beklentisi, rekabetçi piyasayla birleşince, 2010’lu yıllarda iki kilit şey oldu.
İlk kilit şey, bu sistemden sıtkını sıyırıp kendi başlarına maceraya çıkan oyun tasarımcılarının indie devrimini başlatmasıyla oldu. İkincisi ise mega departmanlardan geldi. Büyük şirketler, geliştirme sürecini taşeronlaştırmaya başladılar. Artık bir stüdyo, sadece bir oyuna tekabül etmiyordu. Oyunlar senelik çıksınlar ve kar marjları genişlesin diye, multiplayer Bulgaristan’da, çayır çimen fizikleri Avusturya’da, araç dinamikleri İngiltere’de, hikaye Amerika’da yaratılmaya başlandı. Bu da hâliyle, samimiyetsiz işler çıkarttı ortaya.
Bunun ağa babası Ubisoft, filmin esas kızı da Assassin’s Creed’di uzunca bir süre. Ve Ubisoft gerçekten de “Sabri Bey n’apıyorsunuz” kıvamında Assassin’s Creed oyunları çıkartıyordu gerçek klasiklerin arasında. Sonra bir noktada müthiş şoke edici, ve müthiş ilham verici bir karar aldılar: Biz artık senede bir Assassin’s Creed yapmıyoruz, boku çıktı, bir süre müsaade verin seriyi tamir edelim dediler. Ve şimdi işin güzel tarafı ne biliyor musunuz? Kararlarının arkasında duruyorlar.
Ubisoft’un CEO’su Yves Guillemot, GameSpot’a verdiği röportajda kendisine yöneltilen konuyla ilgili soruya şu şekilde cevap verdi:
“Seriyi bambaşka bir seviyeye taşıma imkanımız var. Başka oyunlarımız olduğu için, bu deneyimi müthiş yapacak vakte sahibiz. Bu oyunda gerçekten fikri mülkte devrim yapacak potansiyel var, o yüzden dedik ki, ‘modelimizi değiştirelim ki, daha fazla vaktimiz olsun, daha iyi bir oyun yapalım. Seri hazır olduğunda geri gelecek. Biz ne zaman ortada sağlam bir şey olduğunu hissedersek.”
Bakın, şu lafı çerçeveletip ilk başta Warner Bros olmak üzere, sonrasında her kreatif iş yapan şirketin ofisine postalamak istiyorum. Gerçekten alkışlanası bir basiret örneği bu. En çok satan serimiz artık üç gün ağzı açık kalmış ekmeğe mi bağladı? Dur kardeş. Soluklan. Bir etrafına bak. Artını eksini diz üst üste. Doğru olanı tespit et, üzerine git. Yani ne diyeyim, gerçekten çok değerli bir karar bu ya. Bir sonraki Assassin’s Creed için de bir o kadar heyecanlandırıyor. Katılmaz mısınız?