X-Men serisi, film evreninde maalesef hayranların beklentisini bolca karşılayabilecek türden işlere imza atmadı bildiğiniz üzere. Onlarca mutant ve gururlu geek, filmlerin bu kadar hayal kırıklığını andırması sebebiyle isyan etti, çok daha iyisini görmeyi hep bekledi. Bu hayal kırıklıkları film külliyatının en yeni projesi ise Dark Phoenix, bildiğiniz üzere. Kimsenin bu filmi aşırı ağır heyecan dalgalanmaları yaşayarak beklemediğini ve çıktığında izleyip izlemeyeceğimiz konusunda bile çok emin olamadığımızı belirtmiştik. Gerçekten de öyleydi, sütten ağzı yanan herkes yoğurdu üfleyerek yeme tercihine yönelmiş ve bu yüzden de sıfır beklentiyle filme bakar olmuştuk.
Birkaç gün evvel, yeni ve son bir Dark Phoenix fragmanı daha düştü ve sanıyoruz ki haberini aynı gün sizlere sunmuyor oluşumuzun altta yatan sebebini anlamışsınızdır. Zaten şu sıralar Endgame ile bir hayli meşgulüz, Dark Phoenix‘e kaymayan dikkatlerimizden mesul tutulamayız:
Kendi açımdan yorum yapmam gerekirse X-Men filmleri, benim biraz daha çocukluğuma denk gelen dönemden itibaren hayatımda olduğu için daha nostaljik ve atamadığım bir yere sahip. Kimileri için bu dönem, aklı fikri yerinde olduğu ve eleştiri kabiliyetine sahipken izlediği zamanlara tekabül etse de benim için böyle maalesef. O yüzden X-Men filmleri için yapılan eleştirilere hep “Neden acaba?” diyerek bakmış ve benim için çok da büyük sıkıntı yaratmadığını söyleyerek zevk almaya bakarak izlemiştim. Ama yıllar yıllar sonra, ilk X-Men filmlerinin ardından, geldiğimiz bu noktada artık problemin ne olduğunu anlayabiliyorum sanırım: Vaat ettiklerini vermede sınıfta kalıyorlar.
Ne kadar atamasam veya nötr bakmaya çalışsam da gerçeğin artık daha fazla saklı kalmayacağını bilmem gerekirdi elbette. İlk fragmana oranla bu son fragman, çok dolu ve neden-sonuç ilişkisi kurarak karakterizasyonun dibine vurulacak bir projeymiş etkisi yaratıyor izleyende.Basit bir origin filmi hissiyatı yerine daha tatmin olacağımız bir senaryoyla karşılacağımızı sezdiriyor sanki. Ama problem tam da burada başlıyor işte. Daha önceki filmlerde de herkesin hayıflandığı nokta, beklentilerin nasıl da fos çıktığıydı hatırlarsanız. X-Men fragmanlarının da büyük problemi olan “fragmanda çok havalı gözükmek ama filme gelince hayranları memnun etmekte sınıfta kalmak” burada baş gösteriyor işte.
Bana kalırsa Fassbender ile McAvoy’u ve yıldızı parlayan Sophie Turner’ın film dünyasında ilerleyişinin ilk adımlarını izleyecek olmak güzel bir keyif verecek bizlere. Jessica Chastain’in kötü karakteri, eğer ki iyi işlenirse, muhtemelen bu filmdeki favorilerimizden biri olacak gibi. Ancak gel gelelim işin böyle işlemediğini önceki filmlerden deneyimledik. Jean’in “Phoenix” oluşunu ve sonrasında insanın ağzını burnunu ve hatta atomunu falan dağıtan cinsten yıkım makinesine dönüşmesini fragmanda bu kadar etkili ve dramatik veriyorlarsa, muhtemelen yine bir tık canımız sıkılacak asıl işi izlediğimizde.
Ama bir şey demek istiyorum: Bu kadar düşen beklentilerden sonra bir de Dark Phoenix‘in iyi kotarılmış bir proje olduğunu düşünürsek hiç mi hiç şaşırmayacağım.
