Sezonun en iyi bölümüne hoş geldiniz! Haftalardır bize doğru düzgün bir bölüm izletmeyişleri, hele hele geçen hafta bu sezonun en boş bölümlerinden birini izletmiş olmaları dolayısıyla, ellerindeki tüm kozları bu bölüme sakladıklarını tahmin ediyorduk. Uzun zamandır ilk kez bir The Flash bölümünde gerçekten eğlendiğimi hissettim. Earth-2’ya bayıldık, doyamadık, daha da istiyoruz. Benim gibi doyamayanlar için hikayenin bir sonraki bölüm Escape from the Earth-2 ile devam edecek olması şahane. Bir de araya Escape from New York referansları serpiştirirlerse tadından yenmez.
Welcome to the Earth-2 ile ilgili spoiler‘lı düşüncelerim resimden sonra ektedir.
Steam-Punk/Retro Central City
Bu bölüm itibariyle tüm dizinin mekan olarak Earth-2’ya taşınması gerektiğini düşünüyorum. 1940’ları yansıtan retro giyim kuşam, Jitterbugs adında bir jazz club’a dönüşmüş olan Jitters, neo-noir filmlerden fırlamış gibi duran gangster arabaları, tüm bu retro tasarımların arasında salınan hızlı tren gibi teknolojilerle dolu böylesine futuristik bir şehri saatlerce izleyebilirdim. Ne yalan söyleyeyim, Fringe‘in alternatif evrenindeki gibi gökyüzünde zeplinler görmeyi istemedim değil.
Reverb
Cisco’nun ikizinin bir noktada gözükeceğini biliyorduk ama doğrusu bölümün başından beri çok iyi gizlemeyi başardılar ve ani çıkışının ufak çapta bir şok yarattığı kanısındayım. Yeteneklerini kullanmasını bilen, özgüveni tavan yapmış, şahane bir kostümü ve cool gözlükleri olan bu Cisco’nun Earth-2 izdüşümü için isim olarak Reverb‘ü kullanmak da çok zekice. Çizgi romanlardan Paco Francisco Ramone‘un kardeşi olarak bildiğimiz Armando Ramone, Vibe gibi ses dalgaları yaratabiliyor. Önce Reverb, daha sonra da Hardline kimliğiyle süper kahramanlık macerasına devam etmişliği var. Carlos Valdes yine her zaman olduğu gibi muhteşem bir iş çıkarmış bu bölümde de. Karizmasıyla resmen sağlı sollu tokatladı. Ama zavallım yine aynı şekilde öldürüldü. Zoom‘un son dakika golü mahiyetindeki cinayetinin ardından insan merak ediyor: Cisco, bu dizinin Kenny’si mi arkadaşım ya? (Buraya South Park referansı gelecek)
Killer Frost
Bu bölüm özellikle Danielle Panabaker’ı izlediğime çok memnun oldum. Sezonun başından beri Caitlin ile ne yaptıklarını bilemez bir haldeydiler. Jay ile saçma sapan ve hakkı verilemeyen bir romantizm sokuşturmaya çalıştılar ama o da pek tutmadı. Halen de tutmuyor bana kalırsa. Caitlin, bu sezon var mı yok mu farkında bile değildim. Bu bölüm bana kalırsa en çok eğlenen o olmuştur. Uzun zamandır yollarını gözlediğimiz Killer Frost olarak fazla ‘overacting’ takıldı farkındayım ama kostüm ve tavırlara bakılırsa zaten niyetin de biraz bu olduğu anlaşılıyor. Bence Danielle Panabaker, Killer Frost makyajı altında kaybolmayı başarmış. Gelecek bölüm daha fazla Killer Frost izleyeceğimiz için memnunum. Robbie Amell ise Deathstorm olarak her zamanki Robbie Amell’dı. Bu dizide konuk oyuncu kategorisindeki en zayıf halkalardan biri herhalde. Ölmesi isabet oldu. Bir şey yaptığı da söylenemezdi.
Deadshot
Yemin ederim bu bölüm beni en çok güldüren şey Lawton oldu. Deadshot‘ın Arrow’da aramızdan ayrılmasının ardından görebileceğimizi hiç düşünmüyordum, o yüzden ayrı bir sevindim zaten. Earth-2’da iyi adam olmasının yanı sıra da berbat bir nişancı yapmışlar adamı. Resmen hakaret. Reverb’e ateş edip birini bile tutturamadığı kısımda bayağı gülmüş olmam normaldi değil mi? Bu arada Barry, Lawton ile daha önce karşılaşmış mıydı ki, hemen görünce tanıdı? Arrow evreninden çıkarmamıştık bu adamı sanki.
Jesse L. Martin’in şarkı söylemesi
Bilmeyenler için hemen not düşelim: Jesse L. Martin’in zaten bir müzikal geçmişi var. Kendisi Rent müzikalinde ve önceki yıl iptal edilen Smash dizisinde oynamıştı. Gelecek sene de müzikal yeteneklerini Marvin Gaye‘i oynayacağı Sexual Healing‘te konuşturacak. Nefis bir Marvin Gaye olacağına şüphem yok. Bu bölümde karşımıza jazz şarkıcısı olarak çıkmış olması nefis bir fikir olmuş ama Earth-1 Barry yüzünden öldürülmesi hoşuma gitmedi. Tadı damağımızda kaldı. Barry, denyoluk yapıp Earth-2 Barry’i kaçırarak yerine geçmeye çalışmasaydı adamcağız ölmeyecekti. Bölümdeki tek hoşuma gitmeyen şeydi herhalde. Neyse o da nazar boncuğu olsun.
Küçük Notlar:
- Bu bölüm bir ton Easter Egg vardı. Barry’nin Earth-2 evindeki eski telefonda hızlı aramada kayıtlı olan isimler: Bruce, Hal ve Diana. Barry’nin süper güçleri yokken bu isimlerin kayıtlı olması biraz garip. Sonuçta bu dünyanın The Flash’i Jay Garrick.
- Barry’nin annesi telefonda Atlantis’ten bahsetti.
- Tokamak Abi olarak bildiğimiz Henry Hewitt’i gördük.
- Earth-2’deki News 52 haberlerinde, Belediye Başkanı Snart‘ın bahsi geçti. Leonard’tan mı bahsediyorlar bilmiyoruz ama öyle umuyorum.
- Earth-2’ya köprüden geçerlerken gözüken görüntülerde bir Arrow var. Bu muhtemelen daha önceki bölümlerde de bahsi geçen Oliver’ın babası. Oliver, yat kazasında ölmüş ve babası kurtulmuştu. The Hood olarak adı geçmişti geçen sefer. Legends of Tomorrow’da yaşlı Oliver’ı göreceğiz ama bunun o olduğunu sanmıyorum.
- Yine aynı görüntülerde Supergirl‘ü gördük. Geçen hafta The Flash/Supergirl crossover açıklanmasaydı bu bayağı heyecanlı olabilirdi aslında. Yine de tahminimiz aşağı yukarı tutmuş durumda. Supergirl, muhtemelen Earth-2’da geçiyor. Ancak şu da var, bu bir köprü olduğu için diğer evrenlerden de görüntüler sunuyor olabilir. Misal Central City’nin retro havasına pek uymuyor National City. O yüzden farklı bir evren de olması muhtemel. (e.n.: bence Earth-3!)
- Görüntüler arasında 30 ve 31. yüzyıllardaki kahramanlardan oluşan Legion of Superheroes‘un sembolü Flight Ring de gözümüze çarpıyor. İlk kez 1958’de yayınlanan seri, The New 52’da da yenilenerek karşımıza çıkmıştı. Smallville‘in Legion bölümünü izleyenler hatırlayacaklardır. Cosmic Boy, Saturn Girl ve Lightning Lad, Clark’a Brainiac ile savaşında yardım ediyorlardı. Geoff Johns, daha önce Legion için bir dizi planladıklarını dile getirmişti ancak Legends of Tomorrow çekilince proje rafa kalktı sanıyordum. Bunu öylesine ortaya attıklarını sanmıyorum. Legion, bir noktada gelecek besbelli ki.
- Görüntüler arasında son olarak dizide Barry’nin babasını oynayan ama 1990 tarihli The Flash dizisinde bizzat The Flash’i oynamış olan John Wesley Shipp de vardı. Bunu güzel bir easter egg olarak yerleştirmişler. Geoff Johns daha önce izlediğimiz tüm film ve dizilerin farklı evrenlerde geçtiğini söylemişti. O yüzden bu eski The Flash’ı da o evrenlerden birinde sayabiliriz pekala.
- Jonah Hex: yine görüntülerde, yakında Legends of Tomorrow’da göreceğimiz kovboyumuz Jonah Hex’i görüyoruz. Umarım dizide hakkını verirler. Gönül isterdi Josh Brolin ve Megan Fox’lu 2010 yapımı berbat film beyinlerimize kazınmamış olsaydı ama kısmet değilmiş.
- Geomancer: bu bölüm Earth-1’da gördüğümüz kötü adam, bizzat yine Geoff Johns’un yarattığı karakterlerden biri. Justice League of America‘nın düşmanı ve Injustice Society‘nin bir parçası olarak ara ara takılmışlığı var.
- Jay Garrick’e güç kazandırmak için Caitlin’in ürettiği Velocity-7 bildiğiniz gibi son olmayacak. Velocity-6 ilk çıktığında da söylemiştim. Bu, çizgi romanlardaki Velocity-9‘a ulaşmak için bir aşamaydı. Caitlin, Velocity-9‘ı ürettiğinde Jay Garrick sorunsuzca gücünü geri kazanacak. Hatta belki Wally West veya Harry’nin kızı Jesse de bu sayede speedster’a dönüşecekler.