Zindan, dungeon, instance… Adını ne koyarsanız koyun, WoW’un temel yapı taşlarından biri dungeon sistemidir. Teknik açıdan baktığımızda da öyle. 2004 yılında dungeon ve raid’leri ayrı “instance” lara koymak, pek çok MMO yapımcısı için tabu bir şeydi, onlara göre dünyanın “bağlı olma” hissini fena hâlde köreltiyordu. Şimdi ise normun tillahı. Daha da önemlisi, WoW’un MMO arenasındaki en büyük inovasyonu olan quest bazlı level atlama sisteminin dungeon’lara entegre edilmiş olmasıydı.
Dungeon’lar hiçbir zaman açık alanlardaki mobların 5 kişilik versiyonlarından ibaret yerler olmadılar. Her zaman içinde bulundukları bölgeye ve genel büyük hikayeye bir yerinden bağlılardı. O yüzden her biri, yıllar içerisinde mekaniklerinden çok, hikayeleri ve unutulmaz düşmanlarıyla anıldılar. Biz de bize göre WoW tarihinin en unutulmaz 10 zindanını bu yüzden sıralamak istedik. Çünkü bir yerde, oyunun genel hikayelerini bağlayan ufak taşları diziyoruz art arda değil mi?
Buyurun!
10. End Time
En Büyük Artısı: Sylvanas, Jaina, Baine ve Tyrande. Deathwing’in yok ettiği bir dünyanın olası sonucunu gösteren End Time, genel olarak etkileyici bir Hour of Twilight zindan kombosunun başıydı. Ne düşman mekanikleri, ne de estetiği öyle aman aman değildi, ama sevdiğimiz kahramanların alternatif bir gelecekteki hallerini görmek, çok tatmin ediciydi.
9. Hellfire Ramparts
En Büyük Artısı: Mimarisi. Bugün bir şey ifade etmiyor olabilir, ama Hellfire Ramparts o zaman gerçekten de bir sanat eseri gibiydi. Outland’in göz kamaştırıcı ışıkları altında, orkların cehennem kırmızısı renk paleti gerçekten de Hellfire Ramparts’ı ilgi çekici yapıyordu. Alttan alta kendini belli eden Mag’theridon ise apayrı.
8. Culling of Stratholme
En Büyük Artısı: Warcraft III sevenler yaptığı fan service. Kuşkusuz Warcrat III’ün en vurucu sahnelerinden biri, Arthas’ın üstadı Uther’a ayar çekip Stratholme’ü yakmaya başlamasıydı. O sahneyi tepeden değil, zeminden izlemek, Arthas’ın yanında Stratholme’ü aleve vermek gerçekten de bir Warcraft hayranı için paha biçilmezdi.
7. Stratholme
En Büyük Artısı: Atmosfer. Stratholme’ün kendisi zaten WC III’te çıkmışlar için bulunmaz nimetti, yani atmosferi kendiliğinden geliyordu. Ama o alevler, Scarlet Crusade’in ürkütücü steril katedrali, yer yer kendini belli eden ufak WC III göndermeleri… Hepsi koskocaman bir artı yazıyordu Strat’ın hanesine.
6. Azjol-Nerub
En Büyük Artısı: Mimari. Azjol-Nerub’un aslında bir zone olması planlanıyordu ki, bunu zindanı beş dakika bile oynasanız siz de fark edebilirsiniz. Nerubian’lar, oyunda oynanabilir olmayıp da bu kadar gelişkin bir mimariye sahip muhtemelen tek ırk. Azjol-Nerub da geniş yapısıyla bu mimariyi ölümüne yansıtıyordu.