Büyük savaş önceki sezonda yaşansa da mücadelenin gerçek hayattaki gibi hala devam ettiği, küçük anların ve eylemlerin büyük sonuçlar doğurduğu X-Men Animated Series 5. Sezon özetiyle karşınızdayız.
Bir serinin bitip 30 yıl sonra yeniden doğduğu dizinin o son sezonu; X-Men Animated Series 5. Sezon üzerine konuşmak için, yeni serinin ilk sezonu bitene kadarki son özet dosyamızla karşınızdayız. 14 bölümden oluşan son sezonda küçük hikayeler, vedalaşmalar, veda sanılanlar ve yeni başlangıçlar var.
Geçen sezon birbirinden güzel 4 parçadan oluşan Beyond Good and Evil bölümüyle seri aslında büyük savaşı patlatmış, finalini yapmıştı. En azından başta öyle planlanmış, ardından gelen birkaç bölüm ve sonuncu sezon sonradan eklenmişti. Serinin kalanında Beyond Good and Evil bölümü kadar büyük bir macera yaşanmadı ama kalan bölümler X-Men karakterlerinin hayatından enstantaneler içinde geçti. Son bölüm bile; veda vakti olduğunu bilmeseniz gelecek hafta yeni bölümü bekleyeceğiniz şekilde bitti. Şimdi biliyoruz ki o veda sonsuza kadar değildi.
Phalanx Covenant isimli iki parçalık ilk bölüm, Ben 10 karakterini andıran; maddeyi, özellikle de teknolojik ürünleri sarmalayıp onların kontrolünü ele geçiren uzaylı bir ırkın Dünya’yı istila girişimini konu ediniyor. Uzaylıların gücünden korkan Mr Sinister bile Charles’tan yardım istiyor ama ekipten ele geçirilmeden günü kurtaracak tek kalan Hank oluyor. Force ve Magneto’nun yardımını alan Hank, Mr Sinister ve istilacılara katılmayı reddeden bir uzaylıyı da yanına alarak ele geçirilmeyi engelliyor.
A Deal With the Devil bölümü, X-Men First Class’taki nükleer denizaltı meselesini hatırlatıyor. Amerikan ordusu, radyasyon patlamasına sebep verebilecek bir Sovyet denizaltını imha etmesi için Omega Red‘i kış uykusundan uyandırıyor ve Wolverine ile Storm’u onun yanına verip üçlüyü göreve yolluyor. Omega Red, Wolverine’in ön görüsünü haklı çıkarıp onlara ihanet ediyor ama duruma hazırlıklı olan X-Men, nükleer füzeleri durduruyor.
No Mutant Is an Island isimli dördüncü bölüm, Jean’in kaybının ardından Cyclops’un ekibi bırakmasını ve çocukluk yıllarını geçirdiği yetimhanede, mutant çocuklara yardım etmesini konu ediniyor. Killgrave veya diğer adıyla Purple Man‘e karşı çocukları savunan Scott, ailesini özleyip ekibe geri dönüyor. Üçüncü sezondaki Dark Phoenix Saga’nın hemen akabinde gelişen bu bölüm, beşinci sezonun, antoloji benzeri bölümleri arasında kendine yer buluyor.
Longshot bölümünde, ikinci sezonun güzide bölümlerinden olan Mojovision’ın jön karakteri Longshot’ı ve evrenler arası televizyon programları düzenleyen Mojo’yu bir kere daha görüyoruz ama bu bölüm, Mojovision bölümünün, yayın sektörü üzerine dönen esprisinin keyfini vermiyor.
Bloodlines isimli sonraki bölüm, Nightcrawler’ı tekrar X-Men’le buluşuruyor. İçindeki öfkeyi bir nebze olsun atabilmesine sebep olan Nightcrawler’a büyük bir saygı duyan Wolverine, onun annesini bulmasına yardım ediyor. Günün sonunda Mystique ve Nightcrawler anne-oğul, Rogue, Nightcrawler ve mutant düşmanlarının lideri Gyrich birbirinin üvey kardeşi çıkıyor. Jubilee’nin deyimiyle bu bölüm pembe diziye dönse de Nightcrawler, iki sezon önce yaptığı gibi bu bölümü de güzelleştiriyor.
İki parçada oluşan Stormfront bölümünde, Storm, uzaylı lider Arkon tarafından kaçırılıyor ve ardından Storm’un kalbini kazanıp ona evlenme teklif ediyor. Gördüğü ilgiyle gerçek aşkı bulduğuna inanan Storm başta kabul etse de sonradan Arkon’un zalim bir diktatör olduğunu anlıyor ve X-Men’i toplayıp eve geri dönüyor.
The Fifth Horseman bölümünde; Astroid M‘de Magneto’ya ihanet eden Fabian Cortez, Apocalypse’i hapsolduğu boyuttan kurtarmaya çalışıyor. Bu başarısız olunca Apocalypse onun bedeninde bu boyuta geçiş yapıyor. Bir sezon önce tam olarak şovunu yapan ve boyunun ölçüsünü alan Apocalypse’i beşinci sezonda bir bölümlüğüne tekrar görmek hayranlara pek bir şey ifade etmiyor.Old Soldiers bölümü; Wolverine’in askerlik geçmişine bir flashback açıyor ve onunla Captain America’nın, Red Skull’a karşı beraber savaştığını ve birbirlerine saygı duyduğunu görüyoruz.
Jubilee’s Fairytale Theater isimli bölüm sezonun en iyi bölümlerinden biri oluyor. Önemli bir göreve giderken ekip tarafından, okul gezisine gelen çocukları gezdirmesi için geride bırakılan Jubilee, çocukları malikanenin altındaki tünellerde gezdirirken ufak bir deprem oluyor ve çocuklar içerde mahsur kalıyor. Bir sorun olduğunu belli etmeden çocuklara bir orta çağ masalı anlatan Jubilee, yardım gelene kadar çocuklara sorunu belli etmeden onları oyalıyor. Masalda Jubilee, karanlık Magnus’un elinden masumları kurtarıyor. Yolda karşılayıp kurtardığı insanlar mutant olmayan kendi ailesi ve yanına sidekick olarak seçtiği Gambit ve Wolverine de sırasıyla ilk tanışmada Jubilee’yi kurtaran ve okuldaki hayatında onunla ilgilenen kişiler oluyor. Jubilee, çocukların zamanı iyi geçsin diye onlara kendi travmalarından yola çıkarak uydurduğu masalı anlatıyor.
Descent isimli bir sonraki bölüm, sezonun ötesinde tüm dizinin en enteresan bölümlerinden olmayı başarıyor. Bölümün karakterleri Xavier, Essex ve Darwin oluyor. On dokuzuncu yüzyılda geçen bu bölümde X-Men’in hatta mutantların hiçbir şekilde adı ortada yokken; Mr Sinister ve Profesör X, Charles Darwin’in, Türlerin Kökeni kitabının üzerinden tartışıyor ve Sinister, laboratuvarında şeytani deneyler yapıyor. Nereye bağlanacağını merak ettiğiniz bölümün sonunda uykusundan uyanan Profesör X’i ve okurken uyuyakaldığı Türlerin Kökeni kitabını görüyorsunuz.
Hidden Agendas isimli sonraki bölümde Rogue, küçük bir maden kasabasındaki tek mutant olan çocuğun yanına gidiyor. Çocuğun kasaba halkı tarafından dışlanmasına sebep olup çocuğu kaçırmaya karışanlara karşı koyan Rogue, Gambit’ten de yardım alıyor ve Jubilee’nin masalından beri bayağıdır X-Men arasında görmediğimiz Gambit’i, finalden önceki son bölümde bir kere görmüş oluyoruz.
Son bölümün ismi Graduation Day ve son olduğunu bilmeseniz, kim mezun oluyor deyip sonraki bölümü arar durursunuz. Charles, ekranlardan mutantlara çamur atan Gyrich’in karşısına çıkıyor ve onun tarafından vuruluyor. Mutantların parlak yüzü olan Profesör X’in vurulması bir mutant isyanı başlatıyor. Daha doğrusu, beş sezondur gelecekten gelenler tarafından engellene engellene sonu gelmeyen o suikastlardan biri olan bu durum yaşandıktan sonra mutantlar; hali vakti yerinde olan Profesör’e bunu yapan bize ne yapmaz deyip Dünya’nın dört yanında galeyana geliyor ve Magneto, onları toplayıp isyana kalkışacakken, eski dostunun uğradığı saldırıdan dolayı ölüm döşeğinde olduğunu öğreniyor.
İsyanı yarıda bırakıp bir umut Charles’ı kurtarmak için X-Men malikanesine giden Magneto, Shi’ar Prensesi Lilandra’yla Charles’ın arasındaki telepatik iletişimi tekrar sağlamanın yolunu buluyor. Son nefesini verirken Charles, orada olan herkese ayrı bir söz söyledikten sonra Lilandra onu alıp kendi memleketine götürüyor.
Bölümün sonunda tüm X-Men üyeleri ve Magneto, sıraya geçip geçip, giden Charles’’ın ardından gökyüzüne bakıyor. Bölümün sonunda Profesör öldü diyemesek de gerçek bir veda yapıp oradan ayrılıyor.
X-Men Animated Series 5. sezondan sonra bitti sanıp defteri kapattığımız yerden de tam olarak son bölümün bıraktığı yerden X-Men ’97 devam ediyor. Yıllar sonra izlesek de önceki seriyi aratmayacağı belli olan X-Men ’97, daha intro sahnesiyle bile, önceki serinin tam anlamıyla kaldığını yerden devam ettiğini gösteriyor. X-Men ’97’nin şimdilik yayınlanmış olan ilk iki bölüm incelemesini dinlemek isterseniz şuraya tıklayabilirsiniz, sezon sonunda ufak bir özet isterseniz de yine bu satırlarda görüşürüz.
