4. Oyunda Game Over’ın Zor Bulunan Bir Şey Olması

XCOM Enemy Unknown mission end

Anladığım kadarıyla XCOM: Enemy Within’de “base defense” modu tekrar seriye dahil edilmiş. Yani bu uzaylıların üssünüzü basabilmesi, mağlubiyetiniz durumda da oyunu kaybetmeniz anlamına geliyor. Orijinal oyunda böyle bir şey yok. Kritik bir hikaye görevinde dâhi her şeyi kaybederseniz sadece üssünüze geri dönüyorsunuz. Şans faktörü yüzünden sevdiğiniz, adını aklınıza kazıdığınız altı askeriniz yine şans faktörü yüzünden ölmüş bir şekilde, yaptığınız tüm organizasyon hatalarını düşünerek…

Ama merak etmeyin. XCOM: Enemy Unknown bu anlarda parlıyor. Hele ki Ironman modunda oynuyorsanız. En tecrübeli askerlerinizi kaybettiken sonra her şey çok ümitsiz gözüküyor. Elde kalan sadece tecrübesiz birkaç kişi var. Adlarını bile tam bilmiyorsunuz… İşte tam da o an, oyun bambaşka bir şekle bürünüyor. Bu sefer kendinizi farklı bir hissiyatta buluyorsunuz. Zırhlar ve silahlar kaybolmadığı için, yeni yetmelerinizi de Plasma Rifle’lar ve en son armor’larla savaşa sürebiliyorsunuz. Dezavantaj çok da büyük olmadığından, bu yeni ekibi geliştirmek ve onlarla yeni hikayeler yazmak mümkün kalıyor. Bu yeni hikayeler, eskinin sırtında yükseliyor. Kaybettiğiniz efsane Support’unuzun izlerini genç yeteneklerde buluyorsunuz ve onlara bağlanmanız, iki kat artıyor. “Bir daha asla” deyip, daha akıllı hareket etmeye başlıyorsunuz ve tabii ki, kaçınılmaz olarak bir daha ölümle burun buruna gelince, bu sefer duygularınız da ekstra yoğunlaşıyor.

Ama oyunda Game Over, bir şekliyle mümkün.  O da bizi beşinci maddemize getiriyor.

 

5. Konsey Ve Uluslararası Panik Hissiyatı

XCOM Enemy Unknown council

Game Over’ın mümkün olduğu tek şekil Doom Clock geri sayana kadar hikayeyi bitirmemeniz ya da tüm Konsey üyelerinin panik seviyesini yönetmeyip, hepsinin desteği çekmesine sebep olmanız. Oyunun böyle bir mekaniği de var. Dünyanın dört bir köşesinden ülkeler sizden medet umuyorlar. Onları koruyamazsanız, onların topraklarındaki saldırılara yanıtsız kalırsanız, o coğrafyada uydu desteği yaratmazsanız panik seviyeleri artacak ve bir noktadan sonra sizden kopacaklar.

Oyunun bu kısmının verdiği his muazzam. Burada işgal edilen şey, diğer “uzaylı” oyunlarında ve filmlerinde olduğu gibi sadece Amerika değil. Hindistan, Arjantin, Fransa, Güney Afrika, Mısır, Brezilya… Her yerden askerler var ve panik haritanızdaki tüm ülkeler sizden koruma bekliyorlar. Bunları da kısıtlı kaynaklarınızla ayarlamak zorundasınız. Evet, az paranızla silah yapabilirsiniz, ama Avustralya’yı koruyan bir uydu yok, onu ne yapacaksınız? Askerleriniz tecrübesizken, panik seviyesi çok yüksek olan Birleşik Krallık’a zor bir göreve mi gideceksiniz, yoksa daha kolay olan ama ucunda bir ülkeyi konseyden koparma riski bulunmayan Rusya görevine mi?

Bütün bunların hepsini alt alta ekleyince de, altıncı maddemiz çıkıyor karşımıza.

 

6. Drama

XCOM-1

Evet, drama. Doğru düzgün bir hikayesi bile olmayan bir oyun bu, ama isterse karşısına Last of Us gelsin fayda etmez. Burada gerçekten işgal altındaki bir dünyayı tecrübe ediyorsunuz. Gerçekten de sizin yetiştirdiğiniz ve sizin hatalarınızla ölen insanlar var gözünüzün önünde. Sizin kararlarınızla panik içerisinde kaybolan ülkeler var. Başarısız olduktan sonra devam etmek mümkün olduğundan, içinde devamlı bulunduğunuz bir “Rocky Balboa” modu var. Her şey sizde bitiyor ama sizi de şans faktörü bitiriyor.

;Ve tüm bunlar öyle efsane bir şekilde sunuluyor ki… Zor bir vuruşu başarıyla gerçekleştiren askerlerinize, kurşun yiyip yığılanlara kamera çok estetik açılarla yakınlaşıyor. Bir haritaya ilk girdiğinize iki adım ötenizden sonrasını göremiyor olmanız, sizi iyice geriyor, ürpertiyor. Müzik konsey odasındayken bile sizi devamlı diken üstünde tutuyor, kafanızı oyundan hiç koparmıyor. Seslendirme öylesine başarılı ki, konsey üyesinden en basit askere kadar herkes ayrı bir ete kemiğe bürünmüş vaziyette.

Böylece ne oluyor? Birden bağımlısı, müptelası oluyorsunuz oyunun. Üzerinden iki yıl geçtikten sonra, hâlâ saatlerinizi gömer hâlde oluyorsunuz ve daha da önemlisi, resmen askerlik anısı biriktiriyorsunuz oyun boyunca. Ondan sonra yapabileceğiniz en iyi şey, çıkıp o anıları bir başka XCOM gazisine anlatmak. O yüzden yorumlarınız bekliyoruz. XCOM anılarıyla donatın burayı. Sizin unutamadığınız olay neydi?

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

6 Comments

  1. Deniz Uprak Reply

    Oyun tarihinin bu kadar detaylı ve kapsamlı ilk ve belki de en iyi tur bazlı stratejilerinden(turn based strategy:p) biri olan ya da benim icin en iyisi olan x-com:enemy unknown’u akıllanıp,grafiklerini yenileyip,günümüz pclerinde rahatça oynayabileceğimiz kıvamda piyasaya sürdüler(vasatın üstü ve oldukca basit bir oynanısa sahip olan aftermath serisine dem vuruyorum,akıllandılar diye)..de bu kadar heyecanlanacak veya abartacak birşey yoktu bunda, adı üstünde eski oyunun (20yıllık oyun peh! emulator yukle git onu oyna mesela) resmen tıpkısının aynısı (remake’i) hatta günümüz tembelinin oynayabilmesi icin bazı unsurları çıkartmışlar ve malesef Eski ‘hardcore’ oyuncunun sevebileceği o aşırı zorluk bu oyunda mevcut değil.
    Açıkçası bu cok begendiginiz ‘şans’ unsurunu ben çok dengesiz bulmuştum (nedenlerini de uzun uzun yazabilirim bir ara)
    O zamanın oyun endüstrisiyle bugünün canavarı bir mi? hayır tabi ki, ehh yapabileceklerinin en iyisini yapmışlar,eskisinden biraz daha basit ama cok da farkı olmayan, güzel (hatta türün fanatiği bir babanız var ise, hemencicik hediye edilebilesi) bir oyun sonucta. (ama eskisiyle büyümüs nesil için ancak kısa süreli bir nostalji yaratıyor malesef)

  2. Cenk Boduroglu Reply

    Öncelikle söyleyeyim; ben X-Com’a bayılırım, fan-boyluk derecesinde bayılırım. Bahsettiğiniz kendi “adamcık”larıma bağlanma hissiyatını Commandos’la birlikte bana yaşatabilen yegane oyunlardandır ama şunu hiç anlayamadım;
    Dünya’yı uzaylılar kuşatmış, ortalık kan revan ve gezegende bunun karşısında durabilen tek güç benim organizasyonum, yani X-Com. Ama sen bana yardıma gelmediler bu kez diyerek konseyden ayrılıyorsun (sana sesleniyorum Çin, Birleşmiş Krallık, Meksika ve beni yarı yolda bırakan daha niceleri!). Hadi ayrıldın, şimdi ne yapacaksın? Lütfen söyle yani şimdi kendin tüfek mi yapacaksın, carapace armor mı geliştireceksin? Anlayamıyorum ki…

  3. Çok zor bir görevdeyim, neredeyse bütün ana takımım yaralı vaziyette (Japon keskin nişancım hariç) ve bütün ekibim ‘çaylak’lardan olma.. Dar bir şehir haritası, yanlış olmasın, Avrupada olması lazım, ve etraf brute kaynıyor… Arkadaş, bu azmanlarda vur vur ölmüyorlar zaten. Tırrım tırrım modunda, ona el bombası, buna kurşun temizliyorum haritayı… Köşeyi dönünce, karşıma üç tane Brute çıkıyor, ve o mesefeden çaylak maylak bırakmıyorlar takımda, Keskin nişancım hiç ıska atış yapmadığından bir çaylak ve birde kendisi sağ kalıyor çatışmadan.. O esnada, keskin nişancının arkasından 2 adet daha brute katılıyor çatışmaya, haritada ki son uzaylılar… O özgüvenle, keskin nişancıyı geri çekmektense salıyorum üstlerine, birini yarı canına indiriyor, ikinci atışı ıska… Sonra ki sahne yerde yuvarlanan bir Japon kafası oluyor, ve tek bir çaylakla kalakalıyorum. Avustralyalı kendisi, sarışın. Arkadaş o iman gücüyle, hiç ıskalamadan, geri çekilip ateş ederek harcıyor iki brute’uda ve görev tamamlanıyor. Ağzım açık kala kalıyorum öyle… Kalbim küt küt atıyor. Kendisi az evvel, bir ülkenin konseyden ayrılmasını engellediğinin farkında mıdır bilmem, öyle duruyor. Üsse döndüğünde Sniper’a terfi oluyor kendisi, elimde olsa gidip sarılacağım, bu dünyanın gururu asker diye… Böyle bir anım var.

  4. Tutku Tuzlu Reply

    Xcom’u mükemmel kılan verdiğin kararlar ve bu kararların sonuçlarıyla yaşamak zorunda olmaktır. Bir oda yapıp uzun vadeli faydasını alabilirsin, ya da o lazer silahını satın alıp sıradaki görevi daha rahat geçebilirsin. Savaş alanında bile kalan son uzaylıyı öldürebilir, bölümü geçer ama onu canlı incelemenin faydalarından mahrum kalabilirsin, ya da o uzaylıyı ele geçirmeyi denerken yaratığın attığı bombayla en iyi adamını kaybedebilirsin. Kararlar o kadar ince ki tüm oyunu ve hikayesini komple değiştiriyor.

    Hikaye derken biraz hayal gücünüz varsa ve oyunun havasına azıcık bile girdiyseniz yaşadıklarınızdan iki üç bölümlük kitap yazmanız işten bile değil. Kız arkadaşıma dayanarak kişiselleştirdiğim karakter görevde ölünce (load etmeyip) kendimi baz alıp yaptığım karakteri daha agresif ve nefret dolu yönetmem gibi.

    Birde oyunun her parçasının işlevinin detaylı ve işlevsel olması da ayrı bir artı tabi. Sırf araştırma geliştirme kısımları bir tycoon oyunu olabilecek yeterlilikteyken, savaş kısımları da bağımsız olsa takstiksel bir strateji olabilecek nitelikte. İkisi birleşince de ortaya tam anlamıyla keyifli bir oyun çıkıyor.

    Gerçekten gelmiş geçmiş en güzel oyunlardan biri.

  5. XCOM: Enemy Within’ bitireli 1 yıldan uzun bir süre oluyor. aklımda detaylı anılar yok malesef. Oyunun başlarında yanlış uydu ve görev seçimlerinden daha doğrusu tam çözemediğimden oynun genelini dünyada panik havasında bitirdim. maddi yönden sıkıntılar yaşadım. uzaylılardan teknolojileri almayı çok geç akıl ettim. beni ayakta tutan tek şey askerlerimin becerileriydi. kolay görevlerde acemilere şans tanıyarak tecrübe kazanmalarını sağladım. bütün askerlerimin yedeği vardı. uzaylı teknolojisini silahlarda kullanmaya başlayınca o buhranlı dönemden çıkmaya başladım. oyunu iskeletteki askerlerimle tamamladım. düşürdüğüm uzay gemi görevleri heycanlı oluyordu. keza ofislerin içleride öyle. köprülerin olduğu görevlerde ilerlemesi zevkliydi.
    XCOM benim için 2000 li yıllarda benden 5 yaş büyük kuzenimi izleyerek başlamıştı, korkardım onu izlerken =) yıllar sonra bu oyunu görünce büyük bir hevesle oynadım ve yazını zevkle okudum.

  6. Ali Fırat Reply

    Captain Abraham Chavez’ım vardı, tipide gerçekten TWD’de ki Abraham’ı andırıyordu.Oyuna ilk başladığımda verilmiş bir çaylaktı kendisi, gelişe gelişe sayısız görev bitirdim sanırım 97 görev ayakta kaldı bu namı değer kaptanımız, sanırım kendisine biraz fazla güvendim. İnsan gerçekten oyuna o kadar bağlıyor ki kendisini, bütün takım yerle bir olmuştu bir tane Supportum ve Abraham kalmıştı. Support’ta hain bir saldırıya pusu düştü… ( 😀 ) Ardından daldım Abraham ile aralarına Abraham’da bir roketatar uzmanı resmen! İlk F4 Özelliğiyle sağa attım 2 tane leş çıktı oradan, sonra saldırdılar bizimkinin de HP’si bayağı fazlaydı neyse 9 HP kalmıştı bir tane Watching’e yatmış pislik tam Abraham’la son 2 uzaylı kalmıştı onlara yönlendirmiştim tak yemesin mi bir şarjör. Kritik 10 yedi güzel kaptanım 97.görevinde hakk-ı rahmetine kavuştu.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.