Bundan birkaç yıl önce Jurassic World: Dominion ile ikinci üçlemesini sona erdiren Jurassic Park serisi yepyeni bir üçlemenin ilk ayağıyla önümüzdeki yaz bizlerle olacak.
Jurassic World: Rebirth ismindeki “World” alt başlığının dördüncü filmi olacak olan yapımda bu sefer başrol Scarlett Johansson tarafından canlandırılacak. Filmin konusu ise şöyle: Jurassic World: Dominion’dan beş sene sonra gezegen dinozorlar için büyük oranda yaşanılamaz hale gelmiştir. Bu sırada gözüpek bir ekip üç tane devasa dinozordan mucizevi bir ilacın yapılması için gereken DNA örneklerini toplamaya kararlıdır. Bu ekibin liderliğini üstlenen Scarlett Johansson iken, görevin gerçekleşmesi sırasında deniz dinazorları tarafından bir adaya hapsolmak zorunda kalan bir aile ile yolları kesişen ekibimiz bu adada hayatta kalmaya çalışacak ve asırlardır gizli kalan sırları öğrenecek.
Jurassic Park ya da Jurassic World hiçbir zaman delisi olduğum bir konsept olmadı. Hani sosyal medyada varya “Erkek çocukları sekiz yaşına geldiklerinde bunlardan birini karakter olarak seçer.” diye bir geyik ve dinozorlar, arabalar, süper kahramanlar filan var seçenekler arasında. Benim oradan neyi seçtiğim belli aşağıdaki profil fotoğrafıma da bakarsanız. Fakat ilk Jurassic Park filmini severim, gerçekten bir klasiktir. Ayrıca her ne kadar ikinci Jurassic World filmi pek hoşuma gitmese de ilki eğlenceliydi. Yoksa tam tersi miydi? İşte görüyorsunuz ilgi alakamı yani. Yine de Scarlett Johansson başrollü bir dinozor macerasına da kimse hayır demez bence.
Jurassic Park ve genel itibariyle dinozor konsepti size ne ifade ediyor? Jurassic World üçlemesinden zevk aldınız mı? Chris Pratt’in başrol olmasını özleyecek misiniz? İçinizdeki düşünceleri yeniden doğurun ve yorumlara yazın.