4. The Sims 2
Bu konuda çok fazla tartışma yaşanacağını az çok tahmin edebiliyorum; neticede hangi Sims oyununun daha iyi olduğunu belirlemek çok sübjektif bir iş. En azından The Sims 4’ün diğer hepsinden daha kötü olduğunda mutabık olduktan sonra geri kalanlarda fikir belirtmek zorlaşıyor biraz. The Sims 2 niye ilk üçte değil sorusunu boş verelim biz o hâlde; gelin onu gönlümüze işleyen şeyleri konuşalım. Oyuna muhteşem bir uzunluk katan yaşlanma sisteminden dem vuralım mesela; ya da Sim ve ev tasarlama konusundaki atılımları, işin içine karışan karakter özelliklerini ve satranç oynarken harbiden kurallara uygun hareket ettirilen taşlar gibi ipince detayları…
3. SimCity 2000
SimCity 2000 sadece muhteşem bir şehir kurma simülasyonu değildi. Yanlış anlamayın, öyleydi zaten. Ama sadece bundan ibaret değildi. Öyle olsa muhtemelen yerini SimCity 3000’e bırakırdı bu listede, zira 3000 de baya sağlam bir oyundu, 2000’den daha iyi belki de… Ama SimCity 2000, Wright ve Maxis’in yaratıcılık alanındaki hırsını muhteşem temsil ettiği için buraya girdi. Sadece selefine bir iki doku güncellemesi atsa, iki üç teknik sıçrama yapsa kabul edilebilirdi SimCity 2000. Ama onun yerine bir planla geldi. SimCopter ve Streets of SimCity gibi oyunlara temel olması planlanmıştı. Detaylar arttırılmıştı, oynanış çok daha derinleştirilmişti. Her anlamda Maxis’in o zamanlar sahip olduğu büyük düşüncenin bir ürünüydü ve hakikaten de büyük bir oyundu.
2. The Sims 3
Tamam, üzerime sabanlarla gelmeye başlamadan önce meramımı anlatmama izin verin. Evet, The Sims 3 bu listede yer alan ve Maxis’in Maxis olmadığı günlerden kalan tek oyun. Farkındayım. Ama önemli bir detay var. The Sims 3, temsil ettiği şeyler ve uyguladığı oynanış değişiklikleriyle EA’in Maxis’in ne demek olduğunu anladığı tek oyundu. Maxis oyuncuya bir tuval vermek demekti, hayal gücünü tetiklemek demekti. EA Sims 3 ile, Sims 4’te yapamadığı şekilde başardı bunu. Kasabayı işin içine dahil etmek, odağı “vakti geldiğinde işemek, vakti geldiğinde uyumak” denkleminden çıkartıp, daha sosyal, daha özgür bir strüktüre aldı. Bir anlamda, Maxis adına yaraşır son oyun oldu The Sims 3, o yüzden de burada yer buldu kendine.
1. SimCity 4
Bu listeyi araştırırken bir forum konusuna denk geldim. SimCity serisine özel bir forumdu zannımca. Biri bir anket açmış, takriben bin – bin beş yüz forum kullanıcısı da oy kullanmıştı. Konuyu açan kişi en iyi SimCity oyununu soruyordu kullanıcılara. Başlığı da “cevabı biliyorum ama…” şeklindeydi. SimCity 4’ün oyun yaklaşık olarak %88 civarındaydı. Zerre şaşırmadım. Benim de görüşüm bu yöndeydi zaten.
Çünkü bu kadar NET iyi SimCity 4. Gerçekten. Ondan beridir gelen hiçbir SimCity oyununun iyi karşılanmamış olmasının müsebbibi de o kadar iyi olması. Maxis SC4 ile birlikte bir noktada “eeah, bilen gelsin birader” restini çekme kararını almıştı aktif olarak. Oyunun derinliği resmen boyu aşıyordu, insan korkutuyordu. Pek çok kişi de korkup girmedi zaten. Ama girenler karşılarında müptelası olacakları komplekslik ve etkileyicilikte bir şey buldular. Çıkamadılar da zaten sonrasında. Maxis’in magnum opus’u o an SimCity 4 oldu; ve öyle de kalacak sonsuza kadar…
2 Comments
ben çok hücreliye geçtikten sonra acayip sıkıldım spore’dan. snes zamanlarındaki EVO’dan biraz daha iyisini görmek istiyor insan.
Spore, eşdeğeri olmadığı için harika oyundur benim gözümde… Belki hak ettiği kadar uzun süreler oynamasam da daima ilk 10’umda yer bulur.