Thor ve Thor: The Dark World filmlerini sevenleri toplayan uluslararası bir dernek kurmaya kalksam Cumhuriyet Mah. Taklacı Güvrcin Sevenler Derneği‘nden daha az üye toplayacağıma eminim. Bu iki film anlattığı karakteri hiçbir şekilde anlamamış, büyük MCU tablosuna girebilmek için zorlama yollarla çekilen filmlerdi. Özellikle The Dark World görsel başarısını bir yana bıraktığınızda seyircide bütün bir film izlemiş etkisi bile yaratamıyordu. Bu acı gerçekler filmlerin vizyonu sıcakken anlaşılmışsa da filmlerin üzerinden zaman geçtiğinde iyice pekişti. Şimdi dönüp de Thor filmlerini ikinci kez izleyecek kadar tahammülkar bir kimse bulmak epey zorlu bir arayış olur. Thor filmlerinin üçüncüsü Ragnarok’un yönetmeni Taika Waititi de hemfikir gözüküyor bu iddiamda.
Bir röportajda yönetmene Thor filmlerini devam ettirmenin zorlukları sorulduğunda “Evet, diğer iki film hala burada duruyor ve onları izlemek bir keyif. İyi filmler olduklarını düşünüyorum.” şeklinde kibarlığın doruklarında sözler sarf ediyor. Fakat sonrasında kimseyi incitmeden malum olan acı gerçeklerin farkında olduğunun ve buna yönelik adımlar attığını belli eden bir demeç veriyor:
“Asıl zorluk ilk iki filmden uzaklaşmak oldu. Evet, diğer iki film hala burada duruyor ve onları izlemek bir keyif. İyi filmler olduklarını düşünüyorum. Ama insanlar benim filmimle başlasalar sorun olmaz. Çünkü bu benim için ‘Thor 1’. Diğer filmleri izledim ve onlara saygım var ama bu filmin bir serinin üçüncüsü olduğuna çok kafa yoramam. Çünkü o zaman benden öncekilere ve sonra geleceklere saygı göstermeye çalışırken elimi kolumu bağlarım. Ragnarok kendi ayakları üzerinde duran bir film olabilmeli. Kendi versiyonumun en iyi şekilde yapılmış bir Marvel filmi olmasını istiyorum.”
Bir komedi yazarından beklenecek şekilde inceden dokundurarak söylemiş söylemek istediklerini Waititi. Aynı röportajın farklı noktalarında da Thor karakterinin kendi filmlerinde ihmal edildiğini, kendisinin karakteri daha ilgi çekici ve anlaşılır bi noktaya çektiğini de belirtmiş. Yani dümene geçtiğinden beri karşımıza bizi şaşırtan şeylerle gelen Waititi, bunları kasten yaptığının bir kez daha altını çizmiş. Ragnarok gibi büyük bir isim ve büyük vaatlerle gelen bir filmin başındaki kişinin değişiklik ihtiyacının farkında olması, hepimiz için iyi bir haber.
“Ragnarok benim için ‘Thor 1’.” sözleri, bazı mecralarca çarpıtılıp Ragnarok, Thor serisini baştan başlatıyormuş gibi lanse edilmiş. Elbette ortada böyle bir durum yok ama o cümlenin yine de büyük bir önem taşıdığı su götürmez. Anlaşılan o ki Waititi ilk iki filmin mirasını reddederek kendi fikir birikimleriyle yapılandırmış Ragnarok’u. Yani yeni film önceki filmlerin çiğliğinden, zorlama duruşundan arınmış ya da en azından arınmaya çabalamış şekilde karşımıza çıkacak. Ayrıca bu söylem, hikayedeki bazı karakter özelliklerinin ve karakterler arası dinamiklerin yeniden gözden geçireleceği şeklinde de yorumlanabilir. Zaten üçüncü filmde Loki-Thor-Odin üçlüsünün ilişkisinin bir sonuca erdirilmesi gerekirken bunun böyle yapılandırıcı bir vizyonla gerçekleştirilmesi ileride bu karakterleri çok daha iyi anmamıza yardımcı olur.
Ragnarok’un kendi ayakları üzerinde duracağı açıklaması ise ayrıca sevindirici. Bir süredir diğer filmlerle bağlantısına kafa yormadan izleyebileceğimiz Marvel filmleri yapılması gerektiğini savunuyorduk. Waititi’nin sözlerinden sonra Thor: Ragnarok’un ilk örnek olabileceğine dair umutları yeşertmeye başlayabiliriz. Renkli fragmanlar, dev vaatler, komik videolar bir yana dursun Ragnarok’un getireceklerine dair merakımı en körükleyen şey bu açıklamalar oldu. Merakımızı gidermemize ise iki aydan daha kısa bir süre kaldı. Thor: Ragnarok 3 Kasım 2017‘de sinema salonlarında heyecanlı ve yargılayıcı bakışlarımızı bekliyor olacak.