Ülkemizde çok bir karşılığı var mı bilmiyorum, ancak dünya genelinde Paddington efsanesi giderek hız kazanmaya başlıyor, fark ettiniz mi? 1958’de yaratılan ve uzun süredir İngiliz çocuk edebiyatında önemli bir yere sahip olan bu nazik, zeki ayıcık yeni film serisiyle küresel dünyaya da açıldı. Paul King’in yönettiği, başrolünü de Ben Whishaw‘ın üstlendiği serinin ilk filmi 2014’te çıkıp yerel bir başarıya ulaşmıştı. 2017’de çıkan Paddington 2’nin takdirleri ise, görünen o ki, Britanya adasını aşıyor.
Film an itibariyle 100 inceleme sonrasında Rotten Tomatoes skoru %100 olarak kalan dördüncü film oldu. Böylelikle çok elit bir kulübe katılmış oldu Paddington 2. Daha önce izleyen hiçbir eleştirmenin “Gitmeyin” demediği üç film vardı: Toy Story, Man on Wire, Things to Come. Bu ay bu barajı aşan Paddington 2 ile birlikte rakam dörde çıktı. Şimdi merak ettiğimiz şey şu, geçen sene sonunda benzer bir eleştirel başarı elde eden Ladybird örneğinde gördüğümüz inadına trollük Paddington 2’yi de vuracak mı?
Rotten Tomatoes’un nasıl çalıştığı malum. Dünyanın farklı yerlerinden sinema eleştirmenleri bir film izliyor. Yorumlarını sitelerinde paylaşıyorlar. Eğer bu siteler daha önceden Rotten Tomatoes tarafından onaylandıysa paylaştıkları izlenim bir denkleme giriyor. Olumlu (“Fresh”) ve olumsuz (“Rotten“) görüşler toplanıyor. Bunların bir ortalaması alınıyor. Ortaya yüz üzerinden bir skor çıkıyor. Dolayısıyla bir kişi bile “Gitmeyin filme” derse, o filmin skoru %100’den düşüyor. Peki eleştirmen oraya kanaatini yazarken, yaptığı şeyin ortalamaya etkisini de düşünmeli mi?
Çünkü Lady Bird’e olan buydu. Bir eleştirmen filme B+ verdi. Fakat bu kanaatini Rotten Tomatoes’a olumsuz olarak girdi. Kendi açıklamasına göre film totalde %100’lük bir film değildi, o yüzden de kanaatini Rotten Tomatoes puanını düşürecek şekilde kullanmıştı. Eleştirmenin daha önce B+ verdiği hiçbir filmi Rotten Tomatoes’a olumsuz olarak girmediği anlaşılınca bunun arkasında biraz da dikkat çekme gayreti olduğuna inanıldı, ama yaptığı şey enteresandı aslında. Çünkü %100’lük bir Rotten Tomatoes notu filmin mükemmel olduğu yanılgısını gerçekten de yaratıyordu. Eğer eleştirmen kanaatini “mükemmel değil” şeklinde belirtmek istiyorsa, RT puanını bilerek ve isteyerek düşürme hakkı var mıydı? Ya da başka eleştirmenlerin kanaatlerine tepki veriyor olması etik miydi?
Bunlar kafa karıştırıcı sorunlar gibi duruyor, ama aslında çözüm çok basit. Rotten Tomatoes’ı bir nevi cellat gibi görmeye gerek yok. Rotten Tomatoes hangi filmi izlemenize karar verirken kullanabileceğiniz bir araç. Puanı oluşturan tüm eleştirileri linkleriyle oraya koyuyor. Üstünkörü bir internet okuryazarlığıyla bütün bu meseleler çözülebilir diye düşünüyorum, siz ne diyorsunuz?