Amerika’da işler biraz farklı ilerler. Bu her konuda böyledir. Amerikalılar her şeyden önce üç temel ilke ile çalışırlar.
- Sonuç odaklı ol.
- Kendine güven.
- Yaptığın şeyi iyi anlat.
Bunu yaptıkları her şeyde görebilirsiniz. Sinema konuşsalar da, kimya konuşsalar da önce sonucu bir sistem ve ölçüme bağlarlar. Yola çıkarken besmeleden önce aynada kendilerine bakıp cesaretlendirici cümleler söylerler. Elde ettikleri başarı ya da başarısızlığa da herkesin çok kısa sürede anlamlandırıp, içselleştirmesini kolaylaştıracak bir isim koyarlar.
Bu elbette her şeyden çok spor dünyasına cuk diye oturur, Amerikalılarında spor takib ve anlatışı hep bu üç kural üzerinden şekillenir. Kazanan her zaman haklıdır. İstatistik her şeyden önemlidir. Sporcu rekabetçi ve yüksek özgüvenli olmalıdır. Ve her iyi sporcunun kendisinden de öte bir adı, yaptığı şeyleri ifade eden bir markası olmak zorundadır. Air Jordan. The Great One. Flash 80.
Zlatan.
Ibrahimovic MLS’e giden ilk yıldız futbolcu değil. Beckham ilk defa LA Galaxy’ye transfer olma kararı alıp tüm dünyayı Amerika’da futbol oynandığına haberdar ettiği günden bu yana pek çok kariyerli isim Atlantik’i aşıp MLS’te top oynamayı seçti. Henry, Pirlo, Villa; az buz isimler değil bunlar. Ancak bunlar Avrupa tipi sporcular. Kafalarını eğer, işlerini yaparlar. Sansasyon ya da şov çok umurları değildir. En azından kabul edilmiş futbol sınırları haricinde.
Zlatan öyle değil. Zlatan’a maç sonunda bu golleri sordular, maçı sordular. Şunu dedi.
“Geriye dönüp bakarsanız, geldiğim her takımda ilk resmi maçta gol attım. Bunu bozmak istemediğimi, bugün de gol atacağımı söylemiştim. Sadece oyuna girmeyi bekliyordum. 3-0 gerideyseniz adrenaliniz daha hızlı pompalar. Oyuna girip takıma yardımcı olmak isterseniz, hele ki zor bir durumdalarsa. Hayranlar bir şey bekliyordu. Ben de onlara Zlatan’ı verdim.“
Bakın, Amerika’nın en büyük spor gazetecilerini bir odaya toplayalım. Soralım, diyelim ki Zlatan’ın MLS macerasına şöyle fiyakalı bir başlangıç yazın. Ne istersiniz, en çok sizi ne mutlu eder? Şu gün olanları hayal etmeye utanırlar ya. Yeni kurulmuş rakibine karşı 3-0 yenik düşmüş Galaxy. Zlatan oyuna 70. dakikada giriyor. Takımının üçüncü ve dördüncü gollerini atıp zaferi getiriyor, getirdiği yetmezmiş gibi attığı ilk gol tam bir lezzet bahçesi; hepsinin üstüne bir de maç sonu beyanındaki o ölçülü ego gösterisi!
Sonuç? Zlatan’ın ilk MLS maçı, bir gün içerisinde YouTube üzerinden 10 milyon kez izlendi. Böylesi bir rakamlara erişmiş başka bir MLS maçı yok.
O yüzden, Beckham vakti zamanında MLS’e hoş gelmişti. Ama yanlışınız olmasın. Sene 2018 ve bu sefer MLS Zlatan’a hoş geldi.