Yazı dizimizin önceki bölümlerinde; ilk olarak Ormanın Çocukları ve Ak Yürüyenler’i, sonrasında da Azor Ahai ve Andallar’ı dilimiz döndüğünce sizlere anlatmaya çalışmıştık. Ancak o zaman da söylediğimiz gibi, Westeros’ta yaşanan her şey bir şekilde Essos katkısıyla hayat bulduğundan kıta değiştirmenin vakti gelmişti. Şu ana dek genellikle, Dany’nin yolculukları sırasında edindiği tecrübeler ölçütünde haberdar olabildik Essos’tan. Ancak emin olun, bu buzdağının görünen yüzü bile değil henüz

Essos ile ilgili çok yanlış bir algı var genel GoT okuyucusu ve izleyicisi arasında. Sanılıyor ki Westeros dünyanın gelişmiş yüzünü, Essos ile çağ dışı kısmını yansıtmakta. Bunun en temel sebebi de, kıta ile ilgili gördüklerimizin Dothraki ve kölelik minvalinden çok fazla sıyrılamamış olması. Oysaki artık bildiğimiz üzere, Westeros’un topraklarında insan bulunmadığı dönemde dahi Essos’ta medeniyetler yer almaktaydı.

İlk İnsanlar’ın istilasının ardından gelişmeye başlayan Westeros, Sur gibi yapıların boy gösterdiği zaman dilimlerini yaşıyordu. Öte yandan Sur daha dikilmeden çok önce, Essos üzerinde muhteşem bir Ghis İmparatorluğu hüküm sürmekteydi. Westeros’un Kral Toprakları altında feodal yapıya geçtiği yıllarda, Essos insanları kaç imparatorluğun gelip geçtiğini sayamaz hale gelmişti. Bu; “Yaşasın West, kahrolsun East” algısının bir başka nedeni de, harita konumlanması itibariyle Westeros’un Amerika’yı andırması elbette. Lakin bu da yanlış bir düşünce şekli. Tarihi yapıları, yönetim şekilleri ve kültürleri ele alındığında Westeros daha ziyade Ortaçağ Avrupası’nı, Essos ise Avrasya ve Uzak Doğu kültürünü yansıtmakta. Kısacası Essos ile ilgili bildiğiniz tüm yanlış düşüncelerden sıyrılın ve tertemiz bir sayfa açarak kendinizi kollarımıza bırakın…

 

 

Essos

1

Westeros’un tarihçesinden bahsetmek, Essos’a göre bir tık daha kolaydı. Çünkü ortalama bir izleyici/okuyucu dahi Kışyarı nerede, Kral Toprakları ne kadar uzak, Dorne’un iklimi nasıldır az çok bilir durumda. Hal böyle iken bir de ekstradan kıtanın şeklini şemalini anlatma gereği duymadık. Ancak Essos öyle değil. Düşünün ki A Song of Ice and Fire (bundan sonra ASOIAF olarak kullanacağız) dünyasının bilinen kısmında Essos’un tamamı yer almıyor bile. Bizzat G.R.R.M. tarafından onaylanmış ve eskiz edilmiş yukarıdaki haritaya bakarsanız, Essos’un en sığ kısmının resmedilmediğini görebilirsiniz.

O harita içerisinde yer alan kısım, ASOIAF dünyasının “bilinen” yegane kısmını oluşturmakta. E en sağ taraf hiç bilinmezken, azıcık yan tarafı kayıtlara dökülmüş durumda da değil haliyle. Westeros’tan uzaklaştıkça Essos toprakları hakkında bildiklerimiz de giderek azalmakta. Zira genel olarak Üstatlar tarafından anlatılan bir tarih ve coğrafya bilgisine sahibiz. Bu nedenle sizlere ilk olarak Essos’u bölge bölge anlatmanın en doğrusu olacağına karar verdik.

Zamanında kutup bölgesine (Daimi Kış Toprakları) bağlı olan Essos, zaman içerisinde koparak bugünki konumuna yerleşmiş durumda. Kuzey ile hiçbir bağlantısı kalmadığından, ne adam akıllı bir kış yaşanıyor burada ne de Ak Gezenler gibi tehditlere sahipler. Kuzeyinde Titreyen Deniz, güneyinde Yaz Denizi, batısında Dar Deniz ve doğusunda da bilindiği kadarıyla Yeşim Denizi yer almakta. Ölçü olarak bilinen kısmı dahi Westeros’tan çok daha büyük. Zaten her anlamda daha çekici olan bu topraklar dururken, kıçı kırık Westeros’u ne diye başımıza kakar Martin bilinmez.

 

 

Özgür Şehirler

The map of the free cities for George RR Martin's series A Song of Ice and Fire. The map includes details of the Narrow Sea, the castles of Dragonstone and Storm's End to the free cities of Lys, Pentos and Braavos

Kıta büyük olunca, anlatabilmek için parçalara bölmek gerekiyor haliyle. Özgür Şehirler, Essos’un Westeros’a en yakın ve haliyle hakkında en fazla bilgiye sahip olunan bölgesi olma özelliğini taşıyor. Dokuz büyük ve adından da anlaşılabileceği üzere özgür şehirden oluşan bu bölge, Westeros’un doğu ile ticaret ayağını da oluşturmakta aynı zamanda.

9 şehir de Valyrian Özgür Halkı (bildiğin imparatorluk) döneminde ortaya çıktı. Braavos dışındaki şehirler imparatorluğa ait koloniler tarafından kurulurken, Braavos ise imparatorluğun zulmünden kaçan köleler tarafından oluşturuldu. Bu nedenle sekiz şehre “Valyria’nın çocukları” denirken, Braavos’a ise “Valyria’nın piçi” denmektedir. Tabii sabaha kadar küçümsesinler durum değişmez, Braavos şu an 9 şehrin en güçlü olanı konumunda. Bunun sebebi de, Valyria İmparatorluğu’nun yok olması sonrasında diğer sekiz şehir ağzı açık ayran budalası gibi kalmışken, Braavos’un gizlenmek zorunda kalan kölelerinin rahatlayarak kendilerini gelişime vermiş olmasıdır. Buna rağmen dokuz şehrin tamamında da Valyria dili konuşulmaktadır ancak hepsinin lehçesi farklıdır. Öyle ki, çoğu zaman birbirlerini anlamazlar bile…

 

1 2
Author

Organizatör, yazar, gamer. Hayatta en önemli şeyin bir şeye gülebilmek olduğuna inananlardan. Gülemeyeceksek zaten niye? @sutdokmusjedi

2 Comments

    • Ousman TOTH Reply

      Ne güzel okuyorduk ya. Neden yarıda kaldı ki? Turgut Bey gayet güzel ve ilgi çekici yazmış

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.