Bakın, insanların aklına Süper Lig deyince çoğunlukla şöyle şeylerin geldiğinin farkındayım:
- Hakem tartışmaları
- Hatalı hakem kararları
- Erman Toroğlu ve Rasim Ozan Kütahyalı
- Kaval kemiğiyle şut çekmeye çalışan forvetler
- Kaval kemiğiyle top kapmaya çalışan savunma oyuncuları
- Hatalı hakem kararları üzerine konuşan futbol adamları
- Mikrofon bulduğu zaman aşırı heyecanlanan yöneticiler
- Hatalı hakemler
Bugün 16 Nisan 2018, saatler ben bu satırları yazarken 11:24‘ü gösteriyor, günlerden Pazartesi ve ben büyük bir iftiharla size şunu söylemek için buradayım: Bunların hepsini unutun.
Burası artık annemizin ligi değil.
Burası bu sene harbiden süper.
An itibariyle ligin zirvesinde Galatasaray var. 60 puanda. Galatasaray mâli olarak inanılmaz bir uçurumun zirvesinde. İdari olarak koskocaman bir karmaşanın içinde var olmaya çalışıyor. Efsanevi teknik direktörleri Fatih Terim geri döndüğünden beri daha odaklı ve daha derli toplu bir takım hüviyetindeler. Ancak tüm takımın Terim tarafından da kabul edilen bir deplasman problemi var. Ligimizin son yıllarda gördüğü en heyecan verici forvetle hücum ediyorlar, üçüncü bölgede kaybettikleri toplara hızlı baskı kurarak kontratak yapmaya dayalı bir sistemleri var. Tempolu ve dinamik bir oyun oynuyorlar.
İkinci sırada averajla Beşiktaş var. 59 puanda. Şampiyonlar Ligi grup aşamasında rüya gibi bir dönem geçirdiler, ancak Avrupa’daki her zaferin dönüşünde puan kaybettiler. İki senedir üst üste şampiyon olmanın mental boğukluğunu yaşadılar Nisan başına kadar. Hücumu düşünen bir oyunları var, geniş oynuyorlar. Standart taktikleri topu bir kanada sıkıştırıp, ardından ters kanada uzatmak. Savunmaların dengesini böyle bozup, hücumcularını böyle içeriye sokuyorlar. Akil bir takım, ama yaşlı bir takım ve bu sene kilit oyuncuların her biri şimdiden kırktan fazla maç oynadı ve yıldız forvetlerini devre arasında kaybettiler.
Üçüncü sırada averajla Başakşehir var. 59 puanda. İstanbul Büyükşehir Belediye’nin tekrar organize olması suretiyle dört sene önce oluşturulan, stadyumunun açılış maçında Cumhurbaşkanı’nın gol attığı, başkanının devlet erkine yakınlığı nesnel bir gerçek olan bir takım. Bütün bu politik karmaşadan bağımsız olarak Türkiye’nin en büyük taktiksel zihinlerinden biri tarafından idame ettiriliyor ve kemik gibi bir set oyunu oynuyorlar. Emre Belözoğlu bir tempo belirleyici çapa olarak kariyerinin en verimli dönemlerinden birini yaşıyor, öte yandan Adebayor kendini baştan icat ediyor. Türkiye’nin 100 yıldır çıkardığı ilk yeni İstanbul şampiyonu olmak istiyorlar.
Dördüncü sırada Fenerbahçe var. 57 puanda. Ligin çok ciddi bir bölümünü üst sıralardan kopmamaya çalışarak geçirdiler. Ne zaman gazeteler “Fenerbahçe nakavt oldu” diye yazsa, bir şeyler doğru gitti ve Fenerbahçe yarışın içerisinde kalmaya devam etti. Savunma odaklı bir oyun oynuyorlar. Hücum şablonları çeşitli ve etkili değil, ancak kapanmaya karar verdikleri zaman onların kilidini açabilecek çok fazla takım yok. Kendi taraftarları oynanan oyundan nefret ediyor, ancak öte yandan, teknik direktörleri bunun bir gösteri değil bir müsabaka olduğu yönünde çok ısrarlı. Kazanırsa haklı çıkacak. Kazanmazsa kötü gözükecek.
Bu aralarında üç puan fark olan dört takımın beş maçı kaldı ligin bitimine kadar. İki hafta sonra Beşiktaş ve Galatasaray karşı karşıya gelecekler. O hafta Başakşehir Osmanlıspor ile, Fenerbahçe ise Kasımpaşa ile oynayacak. Osmanlıspor inanılmaz bir can derdinde olacak, çünkü ligin aşağısı yukarısından daha karışık. 12. sıradaki Akhisar Belediyespor ile 17. sıradaki Osmanlıspor arasında sadece 6 puan fark var. Düşme hattında Gençlerbirliği, Konyaspor gibi Süper Lig’in demirbaş takımları var. Bir de Bursaspor var ki, eğer düşerse, Süper Lig tarihinde küme düşen ilk şampiyon olacak.
Bütün bu tablo inanılmaz. Bu tablonun arkasındaki metafutbol hikayeler de inanılmaz. İşin içerisine siyaseti, ekonomiyi, coğrafyayı, sosyoekonomiyi ve bireysel kesişim noktaları katınca yazılabilecekler kitap doldurur. Mesela, sayalım mı?
- Başakşehir’in devre arasında transfer ettiği Arda Turan, her iç saha maçına Galatasaray’a dönmeme sebebi olan Fatih Terim‘in onuruna isimlendirilmiş stadyumda çıkıyor.
- O Fatih Terim yıpratıcı bir Türkiye futbol direktörlüğü macerasının yaralarını sarmak adına bambaşka bir idarecilik ve iletişim taktiği benimsemiş vaziyette, tesise graffiti yaptırıp maç öncesi otobüste çalınmak üzere özel playlist hazırlattırıyor.
- Tepe dörtlüden bir takım devlete yakınlığıyla biliniyor.
- Bir takımın taraftar grubu devleti devirmeye teşebbüs etmekten yargılandı.
- Ötekisi devlete darbe girişiminde bulunan terörist örgütün kendisine de kumpas kurduğunu iddia ediyor.
- Galatasaray’ın mâli krize girmemesi için Şampiyonlar Ligi’ne direkt gidebilme hakkını kazanması, bunun için de şampiyon olması şart.
- Fenerbahçe bir yandan Ali Koç ve Aziz Yıldırım arasındaki başkanlık seçimine odaklanıyor.
- Ali Koç Türkiye’nin en büyük burjuva ailelerinden birinin mensubu.
- Kendisi hariç ailesinin bütün üyeleri Beşiktaş kongre üyesi.
- Futbol Federasyonu’nun başkanı Beşiktaş’ın eski başkanı.
- Beşiktaş’ın tüm taraftar tabanı bu şahıstan nefret ediyor.
- Bu şahsın sahip olduğu şirket geçtiğimiz gün Türkiye’nin en büyük medya grubu hâline geldi.
Sadece hikayesi de değil. Oynanan futbol da inanılmaz hareketli ve eğlenceli seyrediyor. Şu ana kadar ligde 260 maç oynandı. Bu maçlarda toplam 753 gol atıldı, bu da yaklaşık maç başına 2.9 gol anlamına geliyor. Oyunlar çok daha akil hareket ediyor. Ligin dibindeki Gençlerbirliği ve Konyaspor gibi takımlar taş gibi sistemlerle oynuyor, disipline hareket ediyorlar. Senenin peri masalı hikayesi Göztepe ya da geleceğe dönük çok ümit veren Kayserispor gibi takımlar müthiş seyirlik hareket ediyorlar. Üstelik yabancı sisteminin rahatlatılması yüzünden ligin olur olmaz yerlerinde Robinho, Ba, Eto’o gibi yıldızlar çıkabiliyor karşınıza.
Ve maçlar gerçekten keyifli geçiyor ya.
Evet hakemler yine hata falan yapıyorlar, evet; yöneticiler yine çirkin çirkin konuşuyor ve evet, Rasim Ozan Kütahyalı cenahı devam ediyor bağırmaya. Ancak bunları unutturmaya yeterli bir top oynanıyor sahada. Akıllı teknik adamlar var. Akıllı dizilişler ve taktikler görebiliyorsunuz. Güzel tribünler var. İsyan Marşı var. Alkaralar var. Trabzon’da son yıllarda ligimizde gördüğümüz en heyecan verici genç yıldızlar var. Daha az kemik sesi çıkıyor.
Çok iddialı konuştuğumu sanmıyorum. 2017-18 Süper Lig sezonu Türkiye futbol tarihinin en heyecan verici sezonlarından biri. Eğer futbol seviyorsanız, bu sene gerçekten Süper Lig’den daha heyecan verici bir müsabaka finali yok.
Dünyanın hiçbir yerinde.