5. Hesapladık: Bir Batman Olmak Kaç Yıl Sürer?

batweightraining

Yazar: Cihan Türe

Başlamadan önce, Batman sever bir şahıs olduğumu belirteyim. Michael Keaton`lu, Tim Burton`un Batman`i o zamana kadar fumetti (Teksas, Tommiks, Zagor vs.) okuyan çocuk bünyeme şok etkisi yaratmıştı. Ayrıca, Bane tarafından beli kırıldıktan sonraki yaptığı çalışmalar profesyonel spor hayatımda bana gerçek anlamda ilham vermiştir.

Ancak eğri oturup doğru konuşalım. Burada, “Batman gerçekte kaç yaşında” derken, çizgi romanların kaç yılında tasarlandığı ya da piyasaya sürüldüğü konusuyla değil, bu yetenekleri elde edebilmek için ne kadar çalışmak zorunda olduğu konusuna yarı bilimsel bir yaklaşım yapma niyetindeyiz. Muhakkak ki amaç bağcıyı dövmek değil, eğlenmek! Bu yüzden bunun bir eğlence yazısı olduğunu unutmayınız.

 

4. FauxPlay – Oyunlar: “Yasaklanacak!”

yasaklanacak

Yazar: K. Mehmet Kentel

Üç gün önce Balıkesir Valiliği’nin GTA, Hitman, Bloodrayne 1-2, Battlefield Vietnam, The Godfather 1-2 ve Metin 2oyunlarının, “yoğun şiddet”, “cinsellik”, “argo kullanımı” gibi sebeplerle internet kafelerde yasaklaması haberi “ajanslara”düştü, “yasaklanacak.pdf” ismiyle paylaşılan bir genelge olarak. Oyun medyası ve onun etrafında kümelenmiş olan Türkiye oyun cemaati, bu habere alışılmış tepkilerini verdi: Keskin bir zıtlık ilişkisi içinde kendisini devlete, anaakım medyaya  ve toplumun ‘oyundan anlamayan’ diğer kesimlerine karşı konumlandıran, kendisini bu şekilde tanımlayan bu ‘cemaat’ (the cemaat değil, elbette, aman gündemin tesiriyle bu yazıdan Ruşen Çakır analizleri beklemeyin), yasakların saçmalığını, oyunların yanlış anlaşıldığını birbirine anlattı, bu sayede belki cemaat bağları yeniden sağlandı, sağlamlaştırıldı.

Yasaklar elbette saçmaydı, zaten valilik kurumu da öyle değil miydi? Peki oyun cemaatinin yasaklara karşı böyle toptancı bir başkaldırısı düşünülebilir miydi? Öte yandan “Çeşitli cinayetleri normal bir olay gibi gösteriyor. Planlanmış cinayetler kan ve öfke savaş oyunu” gibi, Türkçesi bozuk olsa da gayet detaylı açıklamalarla oyun yasaklayan valiliğin şehri Balıkesir, son yıllarda ulusalcı politikaların, Kürt düşmanlığının, savaş çığırtkanlığının sesinin en yüksek çıktığıyerlerden biri değil miydi?

 

3. Miyazaki: Kimliğin, Hiyerarşilerin ve Japon Değerlerinin Dekonstrüksiyonu

22

Yazar: Merve Çay

Japonya’nın en ünlü anime yönetmenlerinden biri olan Miyazaki, yarattığı dünyaların ve karakterlerin zengin ayrıntıları dışında eserlerinin çok katmanlı yapısı nedeniyle de oldukça önem arzediyor. Miyazaki’yi diğer yönetmenlerden ayıran en büyük özelliği ise filmlerinin ana kahramanları olan shojo (genç kız) karakterlerinin çocukluktan olgunlaşmaya doğru ilerleyen yolculuklarında; bağımsız, cesur ve sorgulayan kişiliklere sahip olmaları. Bu sebepledir ki Miyazaki’nin shojokarakterleri, mevcut animeler içinde başkalarına oldukça bağımlı ve pasif gösterilen, kendi kimliğini bulma telaşındakishojo karakterlerden oldukça farklılaşır.

Miyazaki’nin eserlerinde öne çıkan bir diğer unsur da, doğa ve uygarlık arasında süregelen denge/dengesizlik ilişkisi. Kendi etik bakış açısı içinde hikayelerini öğretici bir şekilde kurgulasa da “imgelerinin olağanüstü güzelliği, insanı anında cezbeden bir “Öteki” dünya yaratır ve vizyonundaki diğer öğretici unsurları yumuşatır … bu vizyon sadece “neyin yitirildiği” ile ilgili değil, aynı zamanda da bir zamanlar neyin olmuş olabileceği ile ilgilidir.” Yitirilenin ne olduğu sorusuna verilen cevap ise “insanlar tarafından ele geçirilmemiş ve insan olmayan “Öteki” kimliği” içindeki doğadır. Neyin olmuş olabileceğine verilen cevap ise Mononoke Hime filminde gördüğümüz “doğanın hala bağımsız güç taşıdığı dünyalardır.”

 

2. 8 Maddede 1948’den Günümüze Arap-İsrail Tarihi: Bu Noktaya Nasıl Geldik?

Arap-İsrail Savaşı 2

Yazar: Alper Akgün

İsrail’in 18 Haziran tarihinde başlayan kara operasyonu yıllardır sürekli hatırlanıp unutulan Filistin – İsrail çatışmasını bir kez daha önümüze koydu. Unutmak belki de durmayan kanın ve sürüp giden acıları o topraklara gömen, vicdanlarımıza geçici de olsa merhem olan tek şeydi. Fakat bu yazının yazılış amacı tam bu noktadan isyana isyan olarak belirlendi. O yüzden bu yazıda temelde Arap-İsrail çatışmasına özelde ise Filistin soruna dönüm noktası teşkil etmiş sorunları hatırlatmak istedim.  Yıllardır kuru hamaset ya da Hitler’i övmekle son bulan anti-Semitizm yerine var olanı hatırlatmak bu yazının yegane amacıdır. Zalimin yahut mazlumun kim olduğunu bulmak sizin vicdanınıza kalmıştır.

 

1. Lara Croft and The Guardian of Light: Bir Yasak Aşk Hikayesi

lara-croft-and-the-guardian-of-light-061

Yazar: Yigilante Kocagöz

Çok da gurur duymadığım bir sebepten ötürü Fallout ile ilişkime mesafe koymaya karar verdim. Kendisini geçen gün karşıma aldım. “Bak Fallout” dedim. Gözlerinin içi ışıl ışıldı Fallout’umun, fosforlu dişleriyle gülümsüyordu. “Büyük bir tutkuyla başladık bu işe” diye devam ettim. “Ama birlikte birbirimizi tüketiyoruz… Artık o liseli aşıklar değiliz, anla beni.” Bir anda donup kaldı Fallout, elimi tutmak istedi, geri çektim.

“Sorun tamamen bende demek isterdim, ama diyemiyorum” dedim hayatımın oyununa. “Sen de eskisi gibi değilsin bana karşı. Söyle bana, niye üçüncü oyununda hikayen böyle vasat bir finale bağlandı? Niye New Vegas’ın uçsuz bucaksız çöllerinde Behemoth’lar yoktu? Haydi bunları geçtim, şu haline bak lütfen, ne zaman hevesle yanına otursam bir taraflarından bug çıkıveriyor. Ben oyunumun benim için kendine çeki düzen vermesini isterim. Her update’de aklımı alması gerekir.  Bunların hepsini nereye kadar göz ardı edebilirim?”

Çok ağır konuştum, biliyorum. İnanın hiçbirini tam manasıyla kastetmiyordum. Gene de bir şekilde bitmesi gerekiyordu. Haklısınız, gene de onun kendisini zayıf hissetmesine neden olmamalıydım. O güzeller güzeli, birlikte kaç geceyi tutkuyla yaşadığım varlık hıçkırıklar içinde duvarımı Sledgehammer darbeleri ile yıkıp evimi terk etti. Bir şey diyemedim. Duvarlar yıkılır, yenisi yapılır. Sessizce kapıdan çıksaydı da olmazdı zaten, ona yakışmazdı. Sonra elalem “bak war never changes diyordu ama nasıl da kuzu gibi olmuş” derdi. Olmazdı.

Kalbimde hatıralar ile viski şişemi aldım, gözlerimden süzülen yaşları umursamadan şişenin dibini kafaya diktim. Odamın boşluğunu tam sorgulamaya başlamıştım ki kapı çaldı. Açtım. Bir anda odam  Güney Amerika ormanlarının kendine has kokusu ile doldu. Misafirim; tracking botları, açık turkuaz kıyafeti, kesik deri eldivenleri ve asla kurşunu bitmeyen bir çift beretta’sı ile karşımdaydı.

 

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

1 Comment

  1. Hepiniz çok güzel yazılar yazdınız hakikaten, dolu dolu bir sene geçirdik sayenizde. Benim 2 haftalık yaz tatilinde okuyamadığım yazıları döner dönmez bir günde hatmetmem boşuna değil.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.