“Reboot” denen kavramı biraz… yapamıyor Hollywood. Olmuyor. “He işte hazır marka bilinirliği var, çiçek gibi, geri getirsek pazarlama yapmamıza gerek kalmaz” mantığıyla ortaya çıkıyor işler ve gerçekten de üç gün dolap dışında unutulmuş yoğurt kıvamında geliyorlar karşımıza. Ve her şeyden önce, zaman tabirleri de pek yok yani. “Bunu biz bitireli çok olmadı, reboot’u erken olmasın?” diyen de pek çıkmıyor. Genelde kaide aynı yani, reboot etiketiyle çıkan çoğu şey çöp oluyor.
Bunun istisnası olabilecek bir şeyle karşınızdayız. 24: Legacy. Bakın, tüm her şey harfiyen art arda dizilmiş vaziyette. Çok erken mi? Çok erken. Daha yeni bitmedi mi 24? Evet, hatta bitip, geri gelip, bir daha bitti. Reboot mu? Eh, kısmen, farklı bir CTU ekibi, farklı bir zaman dilimi olacak ve Kiefer Sutherland ile Mary Lynn Rajskub rol almayacaklar. Peki biz niye heyecanlıyız? Çünkü bu sefer fikir kanaldan değil, dizinin yaratıcılarından çıkmış.
Kanalın niye kabul ettiği aşikar, ama dizinin yapımcılarının ortaya attıkları fikir, 24: Live Another Day’den geliyor. Başrolünde Kiefer Sutherland ve Yvonne Strahovski’nin olduğu mini dizi, büyük bir başarıya ulaşmıştı geçtiğimiz senelerde. Yalnız, dizi alışılageldik 24 sezonlarının aksine, 24 bölüm değildi. 12 saatlik bir periyotta geçiyor ve 12 bölüm tutuyordu. Yapımcılar bu formata çok yükselmişler, işe yaradığını görünce de üzerine gitme kararı almışlar. Onun üzerine bu formata uygun bir hikaye gelmiş akıllarına. O hikayeye uygun karakterler yaratmışlar ve reboot’a varmışız.
Ben 24’ü seven bir Allah’ın kulu olarak, bu gelişmeleri destekliyorum açıkçası. Başrole siyahi ya da Latino bir aktör bulacaklarını söylemişler ki, bunu duyurmaları çok saçma; gidin normal koyun işte, bunun PR ekmeğini niye samimiyetsizce yiyip doğru bir hareketi ucuzlaştırıyorsunuz? Ama neyse, ona da varım ben. Genel olarak çeşitli bir kadro da akıllarındaymış. Bence gayet çiçek gibi bir dizi çıkacak bu işin içinden. Siz ne diyorsunuz?