30 gün boyunca bir suikastçi olmaya var mısınız? Bilgisayar oyunu veya masabaşında rol yapmaktan bahsetmiyorum, 30 gün boyunca gerçek hayatta, 7×24 avlanmaya hazır mısınız? Istanbul Assassin 2nd Edition’a hoş geldiniz!
Istanbul Assassin gerçek hayatta oynanan bir oyun. Oyunun başında size bir hedef veriliyor; hedefinizin adını, soyadını, ev ve iş adresini, hatta telefon numarasını bile biliyorsunuz. Amacınız hedefinizi bulmak ve onu vurmak. Burada bahsettiğimiz “vurma” eyleminin oyuncak tabancayla olduğunu söylemeye gerek yok tabii. Ama zannetmeyin ki hayat sizin için de güllük gülistanlık, sizin de peşinizde biri var ve tek amacı sizi bulup vurmak.
Oyun aslında çok basit başlıyor. Bir hedefiniz var, peşinizde de bir katil. Oyuncak olduğu belli olduğu sürece istediğiniz silahı kullanabilirsiniz, su tabancası, Nerf çeşitleri, hatta su balonu bile serbest ama gerçekçi gözüken, replika vari silahlar sınır dışı. Hedefinizin iş yeri yasak bölge, kimsenin iş yeri ile başı belaya girsin istemiyoruz. Ayrıca oyundayız diye mantık dışı hareketler de yasak, camide, motorsiklet üzerinde, karakol önünde vuruşmak pek akıllıca değil. Hedefinizi öldürdüğünüzde onun hedefi sizin yeni hedefiniz oluyor ve hemen yeni hedefinizi avlamaya başlayabiliyorsunuz. Hedefiniz peşinde biri olduğunu biliyor ama kim olduğunu bilmiyor, yani herkes aynı durumda, hem av hem de avcı. Oyunun sonunda hayatta kalan katil büyük ödülü kazanıyor.
Oyunun farklı versiyonları yurt dışında yaz kamplarında, üniversite kampüslerinde ve Street Wars adıyla Amerika’da büyük şehirlerde oynanıyor. Bu oyunu Istanbul’da organize etmeye kalkışan ise Brian isimli bir Amerikalı. İlk oyunun katılımcıları genellikle Brian’ın arkadaşları, tanıdıkları ve tanıdıklarının tanıdıkları oldu. Istanbul Assassin ilk defa 20 Eylül – 26 Ekim arasında 5 farklı ülkeden kızlı erkekli 46 katılımcı ile oynandı.
Oyuna başladığınızda gerçeğin farkına varıyorsunuz; gerçek hayatta bir suikastçi olmak çok zor. Hedefinizi yakalamak için sabahın köründe kalkıp Istanbul’un öbür ucuna gitmeniz, evinin önünde saatlerce beklemeniz, komşu teyzelerin ters ters bakışlarına maruz kalmanız gerekebilir. Tabi ava giderken avlanmak da var, tam avınızı vuracakken sizi avlayan kişi de gelip sizi arkadan vurabilir. Ayrıca oyunda Brian’ın hazırladığı sürprizlere de hazırlıklı olmak gerekiyor. Her an ek hedefler, kandırmacalar, ek ipuçları ve düellolar duyurulabiliyor. Oyunun yarattığı paranoyayı ve heyecanı anlatmak kolay değil.
Ödül de az buz değil, ilk oyunda masraflar hariç tüm katılım bedeli ödül olarak verildi. Birinci 1500 TL’den fazla kazandı, ayrıca en çok kişiyi öldürene ve en yaratıcı katile de ödül verildi. İkinci oyunun ödülleri de katılımcı sayısına göre belirlenecek. Ortada bu kadar para olmasına rağmen ilk oyunda hiçbir anlaşmazlık çıkmadı. Bir çok kişinin kötümser tahminlerine rağmen tacize uğrayan, kavga eden veya tutuklanan olmadı.
İkinci oyunun kayıtları bugünlerde başlayacak, oyun ise 20 Şubat’ta. İlk oyundan farklı olarak takım olarak da katılmak mümkün olacak. Katılım bedeli 50 TL, katılım ve detaylı kurallar için http://theassassinsgame.com/. Katılımcılara şimdiden bol paranoyalı ve heyecanlı bir oyun diliyoruz.
5 Comments
İngilizcenin sağlam olması mı lazım
Valla ilk oyunda sifir Ingilizce ile finale kalan oldu ama organizator ve yazismalar Ingilizce oldugu icin biraz anlamak lazim. Google Translate bir yere kadar 🙂
meşhur oldum! @disqus_qSTJJymDqN:disqus insan bir haber verir yazı yazdım diye.. 🙂
Haklisin 🙂 Bu sefer senden sampiyonluk bekliyoruz…
abi malesef, hamilelik ve yeni işin yoğunluğu sebebiyle bu sefer i’m out..