Geek kıyılarına bir büyük dalga daha vurdu ve geri çekildi. Bu hafta yılın en merak edilen filmlerinden Civil War’ı izledik. Geekyapar ekibi olarak filmin çok iyi olduğu konusunda mutabık görünüyoruz. Kişisel olarak ben de filmden inanılmaz zevk aldım ve doğru yaptığı şeylerin yanlışlarına çokça tur bindirdiğini düşünüyorum. Ama yiğidi öldürüp hakkını yememeyi tercih ettiğimiz gibi başımızın üstünde yer açtığımız işlerin de eleştirilmesi gereken yanlarını es geçmememiz lazım. O zaman MCU’nun son bombası Captain America: Civil War’ın eksikleri neler bir bakalım:
Bazı Karakterlerin Motivasyon Yetersizlikleri
Aslında filmimizin ilk yarısı belli karakterlere kılıçlarını bileyip gardlarını almaları için sebepler vererek geçiyor. Film, üzerinde mesai harcayabildiği karakterlerin her birine yeterli motivasyonu sağlıyor. Ancak filmin ilk yarısından sonra damdan düşen iki karakterimiz var ki bana biraz, kavga görüp balkondan kavgaya atlayan Adanalıyı andırıyorlar. İlki Ant-Man: Filmde bulunduğu sahneler –özellikle Giant Man sahnesi– filme küçümsenmeyecek kadar fazla değer katsa da Scott Lang’in bu davada neye göre taraf seçtiğini anlayamıyoruz. Evet, karakteri solo filminde sistem karşıtı olarak gördük ancak bu gerçekten zırhlı adamları karşısına almak için yeterli mi? Özellikle de Sokovia Accords’un getirdiği sistem kendisini hedef almamışken? Pek tatmin olamadım doğrusu.
İkinci deli yürek ise Spider-Man: Yine bulunduğu sahneler filmde favorilerim arasına girse de Spider-Man’in sırf “Bay Stark’ı etkilemek” adına Captain America’yı sorgulamadan düşman kabul etmesi benim kafamdaki Peter Parker için zayıf bir davranış şekli oldu. Buna bir çoğunuzun katılmayacağını biliyorum. Ama sahiden bu kavgaya dahil olmak Spider-Man’e ne kattı? Bence karakter tanıtımından fazlası değil.
Haşere adamların haricinde buraya aslında Clint “Hawkeye” Barton’u da ekleyebiliriz ama karakterin hakkını en çok veren film olduğu için dil uzatmaya kıyamıyorum.
Zemo’nun Verdiği Bayatımsı Tat
Daniel Brühl için çok kişi bu filme kötü adam olamayacak kadar bebek suratlı diyordu. Inglorious Basterds’taki performansını izlediğimden bu yana Brühl’ün sıfatını son derece itici bulduğumdan, Zemo’nun yaratması gereken o ürkütücü hissiyatı vereceğinden şüphe duymuyordum. Hydra’nın göçüp gittiğini bildiğimiz için Zemo’nun Hydra bağlantısız olması da beni rahatsız eden bir durum olmadı.
Yani bu sefer bir Marvel filmi kötüsünü sevmeye çok yakındım. Ta ki yine araya motivasyon sorunu girene kadar… Killgrave’e de selam çakmış olalım. Ölen ailenin intikamını alma isteği aynı filmde üçüncü kez önümüze servis edildiğinden kulağıma bayat geldi ve motivasyonda yeter sebep göremedim. Sokovia’lı bir askerin onca kaynağa erişip şüphe çekmeden ordu psikologunun yerine geçmesi de gerçekçiliği azaltınca karakterden git gide soğudum. Tüm bunları görmezden gelseydim bile karakter ne yeterince “kötü” ne de hiç “Zemo” gibi gelmeyecekti gözüme.
Sharon Carter ve Adam Kandıran Pazarlama Taktiklerinden Bıkkınlık
En öznel madde bu olabilir. Çünkü ben Sharon Carter’ı sevmiyorum. Peggy’nin yeğeni olmasına rağmen Steve’i öpmesi bu antipatiyi mühürleyen an oldu. Ben kendimi geri kafalı hissetmeden biriniz bana katılırsanız çok sevinirim. Karakterin aylardır yayınlanan afişlerde, posterlerde, konsept tasarımlarda Team Cap’in ön saflarında yer alması, filme gelince ikinicil karakter olmasıysa Sharon’la ilgili daha nesnel olan problem.
Madem kostümleri teslim edip ortadan kaybolacaktı, neden Team Cap afişlerinde vardı? Madem patakladığı tek kişi Winter Soldier olacaktı neden Winter Soldier’ın mensubu olduğu Team Cap promosyonlarında göz önündeydi? Bu kadar gözümüze sokulan birinin çok daha kilit bir rol alması gerekirdi. Ya da en azından bulunduğu 3 sahneden birinde Steve’i teyzesinin kırkı çıkmadan öpmemesi…