2024 yılını geride bırakırken gündemin ve yılın yoğunluğunu atmak için liste yapmak artık bir gelenek haline geldi. Yılın en iyi filmini veya dizisini sorguladığımız veya çevremizle tartıştığımız yılın belki de en keyifli zamanında; 2024’ün ardında kalan müzik olaylarını, sanatçıları veya albümleri konuşmadan 2024’u kapatmak olmazdı. Bunun için yılın belki de en çarpıcı müzik gündemlerini, albümlerini veya kayda değer yeni sanatçıları derlediğimiz bir yazı hazırladık. Karamsarlığın yerini umut ve müziğin gücüne bıraktığı 2024 yılından kalanları gelin hep birlikte inceleyelim.

Güçlü Kadınlar ve Yükselen Yıldızlar:

2024 hiç şüphesiz kadın sanatçılar için en kayda değer yıllardan biri oldu diyebiliriz. Sadece müzik üretimi anlamında değil, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında da yapılan araştırmalarda kadın müzisyenlerin karşı cinslerine göre eşit ve sağlıklı bir ortamda sanat yapabilmesi için birçok adım atıldığı belirtiliyor. Tabi bu konunun gündeminin yanında artık stadyumları dolduran, milyonlarca hayran kitlesine oynayan birçok yeni “star” sanatçıya da merhaba dedik. 

İlk çıkış yaptığı günden bu yana öncelikli olarak Britanya ve Amerika’da, daha sonrasında ise tüm dünyada büyük ses getiren Charlie XCX’in yükselişi, uzun zaman sonra bir albümün yayınlanmasının popüler kültürde bu kadar etkleri olabileceğini bizlere gösterdi. Elbette 2024 yazının hemen başında yayımlanan “Brat” albümünden bahsediyorum. Britanya’da club’lara giderek kendi müzik anlayışını değiştirmiş Charlie XCX’in bu denli büyük bir albüme imzası birçok yeni kapı araladı. Keza yılın bir diğer çarpıcı pop albümüne imza atan Sabrina Carpenter’in yükselen çıkışı da dikkat çekti. Yılın en çok dinlenen şarkılarından birkaçına (Espresso, Taste) imza atan sanatçının yanında, bu yıl yükselişe geçip bir anda milyonlarca dinlenma sayısına ulaşan ve özellikle Z-Kuşağında “Queer” simgenin bir karakteri haline gelen Chappel Roan da geniş bir hayran kitlesi edinmeyi başardı. 

Bu üçlü (Charlie XCX, Chappel Roan, Sabrina Carpenter) gelecek sene Primavera Barcelona’da “headliner” olarak bir arada bulunacaklar ve kariyerlerinin dönüm noktalarından birine imza atmış olacaklar. Bunun yanında tüm rakamları altüst eden Taylor Swift’in 2 milyar dolardan fazla kazanan Eras Tour’unun devamı ve sona ermesi de bu yıla damga vuran bir diğer gelişme. Bu sayıya bir kadın sanatçının ulaşmış olması da 2024’ü diğer yıllardan farklı bir yere koymamızı sağlıyor. Genç yaşına rağmen uzun bir süredir hayatımızın bir parçası olduğunu hissettiğimiz Billie Eilish’in yeni albümü “Hit Me Hard and Soft” da aslında tüm bu albüm bombardımanını başlatan eserlerden bir tanesiydi. 

Yeni Rock Yıldızları ve Alternatif Müzik:

Birçok “yılın enleri” listesinin en tepesine oynayan, yeni albümlerini yayınladıkları andan itibaren sahne imajlarını tamamen değiştiren ve politik duruşlarıyla da dikakt çeken Fontaines D.C., 2022’de yayınladıkları Skinty Fia ile ilk albümlerindeki saf punk dokunuşlarından biraz sıyrılıp alternatif müziğin yükselen yıldızı olmaya aday bir grup haline gelmişti. Fakat bu yıl yayınlanan ve grubun imajını kökünden değiştiren “Romance“, çok başka bir boyutun kapılarını araladı. Moden dünyada sıkışmışlığın ve dertli modern zamanların şarkılarını icra eden, bunu yılın en kulağa hoş gelen rock tınılarıyla birleştiren Fontaines D.C., canlı performanslarında da seviye atladı diyebiliriz. Bu yıl izlediğim belki de en iyi canlı performanslardan ve seyirci hareketliğinden birini Fontaies D.C. konserinde yaşayıp gördüm diyebilirim. 

Elton John’un “dünyanın grubu” diye tabi ederek yücelttiği İrlandalı topluluğun solisti Grian Chatten’in imajındaki değişim, grubun modern dünyayla alacaklı olmasından veya bunu bir alay konusu haline getirmesinden de kaynaklanıyor olabilir. Nitekim Filistin’e verdikleri açık destek de grubun aslında neden yeni bir rock havası estirdiğinin bir diğer gerçeği haline geliyor. 2024 yazında grubun Avrupa turnesinin başlamasından hemen önce Türkiye’de vereceklerini planladıkları konser, etkinlik alanının İsrail ile olan ticaret ortaklığı nedenıyla grup tarafından protesto edilmiş ve Fontaines D.C. İstanbul konserini iptal etmişti (İstanbul’daki hayranlar canlarını sıkmasın, grup 2025 yazında tekrardan İstanbul’da konser vereceğini açıkladı). Konserlerinde de Filistin destekçisi sloganlara ve açıklamalara yer veren grubun duyarlılık anlamında başka bir boyutta olduğunu da belirtelim. 

Alternatif müzik anlamında berekltli bir yıl olup olmadığı tartışılacak olsa da 2008’deki çıkışlarından beri en dikkat çeken gruplardan bir tanesi olan Vampire Weekend’in yeni albümü “Only God Was Above Us“, grubun aslında tropikal pop-rock sound’una yeni bir kimlik kazandırmış. Tam olarak hangi türe gireceğini adlandırmakta zorlandığımız ve tıpkı grubun kendi canlı performanslarında “encore” bölümünde yapmayı sevdiği gibi (Encore bölümünde hayranların istek parçaları çalınıyor, şarkının gruba ait olma şartı da yok) sanki farklı türlerin birer karışımı gibi bu yeni albüm. Ben ilk üç albümleri kadar sevemesem de birçok listenin tepesine oynayan bir albüme yine imza atmayı başarmış Vampire Weekend.

Geri Dönüşler ve Uzun Yıllardır Beklenenler:

Uzun süredir yeni müzik yayınlamasına veya artık birlikle olabilme ihtimaline dahi şans vermediğiniz sanatçıların yeni eserler üretmesini görmek veya bunu beklemek için gün saymak, herhalde tüm müzik tutkunları için ortak bir özellik. Sanatçılar da diğer tüm insanlar gibi gündelik dertlerden ve ilişkilerinden nasibini alıp artık birlikte müzik yapmaya alışık oldukları kişilerle bir arada olmama seçeneğini de seçebiliyor. Veya insanın elinde olmayan bir kayboluşun ardından da müzik yapmak için yeni yollar aramak da bir çözüm. Lafı fazla uzatmadan aslında neleri özet geçtiğimi söylemek istiyorum: The Cure, Oasis ve Linkin Park.

Tamı tamına on altı yıldır yeni bir albüm yayınlamalarını beklediğimiz efsanevi The Cure grubundan Robert Smith’in üzerinde aslında epeydir çalıştığı fakat bir türlü yayınlamamakta ısrarcı olduğu yeni albüm Songs Of A Lost World, yılın sonlarına doğru yayınlanmış olsa da benim için yılın en iyi beş albümünden biri oldu. Kendi kişisel kayıplarını ve artık yaşlanmış olmanın verdiği dayanılmaz hafifliği sözlerine aktaran Robert Smith’in pandemi döneminde kaybettiği aile üyelerinin anısına ant içen yeni The Cure albümü, dinleyeni bir süreliğine alıp başka bir yere götürüyor ve orada tüm varoluşumuza karşı bir sorgulamaya çıkartıyor bizleri. Bu on altı yıllık süreçte birçok canlı performansa imza atan hatta o dönemde (2022) yayınlanmamış bu albümden şarkıları da canlı olarak icra etmiş grubun bu denli etkili geri dönüşü bizleri mutlu etmeye oldukça yetti. Üstelik Robert Smith’in aktardığına göre yayınlanması hazırlanan iki yeni The Cure albümü daha var ve 2025 için yeni bir bekleyişe hazır olabiliriz.

The Cure’un yeni albümünü duyurmasından birkaç ay önce tüm yazı kasıp kavuran, hatta müzik dünyasını şoka uğratan belki de en büyük gelişme Oasis’in tekrar bir araya gelmesiydi. Uzun süredir birbirine küs olan ve barışmamakta ısrarcı Gallagher kardeşlerin Oasis’i geri döndürmesi interneti kasıp kavurdu. Öncelikli olarak Birleşik Krallık ve İrlanda’da 2025 yazında konserler vereceğini açıklayan grubun biletlerinin satış gününde hem cüzdanlar hem de Ticketmaster sayfaları kan ağladı. Ben bilet bulabilmiş olabilecek kadar şanslı da olsam birçok Oasis hayranı Ticketmaster’in uyguladığı “dynamic pricing” sistemine (artan ilgi ve arza göre konser bilet fiyatlarında oynanma yapılması) karşı ayaklandı. Grubun bu olaylardan “haberi yokmuş gibi” davranması da bir diğer tepki çeken unsurdu. Sonuç olarak Kuzey Amerika ve diğer kıtalardaki konserler için “dinamik fiyatlandırma” sistemi kullanılmadı fakat bu hayranların bir kez mağdur olmadığı anlamına gelmez. 

Oasis’in epik geri dönüşü, zamanında yollarını ayırmış fakat etkilerini ve hayranlarını yitirmemiş gruplar için “Acaba mı?” dedirtmedi değil. Nitekim The Smiths efsanesini bir arada görmek isteyen hayranlar Morrissey ve Johnny Marr arasındaki buzları eritmeye çalışıp kısmen de olsa Morrissey’i ikna etmiş olsa da grubun efsanevi gitaristi Johnny Marr bu birleşmenin The Smiths mitine zarar vereceğini düşünerek grubun tekar birleşmesini şiddetle reddetti. Oasis’in tekrar biraraya gelmesinin grup için yarattığı devasa gelir kapısı birçok grubun aklını da çelmiş olsa gerek.

İnsan ilişkileri veya bazı anlaşmazlıklar üzerinden müziğe ara veren ya da tamamen yollarını ayıran grupların aksine Linkin Park, Chester Bennington’un acı ölümünün ardından müziğe bir süreliğine ara vermişti. 2024’ün başında yeni solistleri Emily Armstrong’u duyuran Linkin Park, sound olarak sanki hiç eskimemiş tınılarını bolca kullandıkları yeni albümleri From Zero‘yla büyük ses getirdi. 2025 yılında büyük bir turneye de çıkacak olan grubun Chester Bennington’a sadık hayranları grubun mirasına saygı duymak için From Zero‘yu dinlememe kararı almış olsa da dijital platformlardaki veriler tam aksini söylüyor. Linkin Park’ın yeni albümü yayınlandığı andan itibaren milyonlarca dinlenme almış durumda. 

Doğaya Zarar Vermeden Konser Vermek Mümkün Mü?

Poltik duruşlarıyla her daim ilgi toplamış efsanevi trip-hop oluşumu Massive Attack, konser verenleri ilgilendiren çok önemli bir gelişmeye imza atmış durumda. Neredeyse sıfır atık kullanarak tamamen geri dönüştürülmüş enerjiden elde edilen kaynaklarla verdikleri konserler medyada büyük yankı uyandırdı. Bristol’daki konserlerinden yola çıkarak ve “Massive Attack Act. 1.5” olarak adlandırdıkları bu ayaklanma, konserlerde doğaya verilen hasarı sıfıra indirmeye calışarak olabildiğince “yeşil” bir dinlenme ortamı oluşturulması için öncülük sağlıyor. Son günlerde çıkan haberlere göre de ekolojik duyarlılıkları sebebiyle Kuzey Amerika’daki Coachella festivaline katılmayı da reddeden Massive Attack, müzisyenlerin duyarlılıkları için en önemli adımlardan birini atmış durumda. 


Yılın En İyileri ve Kapanış:

Sonuna çok yaklaştığımız ve birçok unutulmaz an yaşadığımız 2024 yılını kısaca özet geçtim fakat yılın albümlerinden henüz söz etmedim. Farklı türlerden derlediğim ve kendi şahsi görüşümü içeren işte yılın dinlenmeye değer en iyi 20 albümü:

-Madalyon I/Jakuzi 

-Dark Matter/Pearl Jam 

-Songs Of A Lost World/The Cure 

-Imaginal Disk/Magdalena Bay 

-Romance/Fontaines D.C. 

-brat/Charlie XCX 

-Wall Of Eyes/The Smile

-MADRA/NewDad

-Tangk/Idles

-Midas/Wunderhorse

-No Title As Of 13 Februrary../Godspeed You! Black Emperor

-Patterns In Repeat/Laura Marling

-Night Palace/Mount Eerie 

-Dance, No One’s Watching/Ezra Collective

-Fearless Movement/Kamasi Washington

-The New Sound/Geordie Greep

-Wild God/Nick Cave & The Bad Seeds

-Lives Outgrown/Beth Gibbons

-The Greatest Love/London Grammar

-Hit Me Hard and Soft/Billie Eilish 

Bir yılı daha geride bırakırken 2025’e daha da umutlu bakabilmek için umut ve müzikle kalmanız dileğiyle. 

Author

Berlin'den bildirmeye çalışan, Avrupa'nın nabzını tutan, sinema sevdalısı ve yazmayı seven bir birey.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.