Üçlemenin son filmi Hobbit: Beş Ordular Savaşı‘ndan beklentiniz nedir bilemiyoruz, ancak bazı üzücü cümleler hazırladık… “Aman beni üzmeyin, neyse ne gideceğim zaten” diyorsanız, yazının devamını okumayınız. Fakat “Ya nasıl olmuş film” diyorsanız, spoilersız bir mutsuzluk yazısıdır bu yazılan… Spoiler olmasa da film hakkında detaylar içerecek elbette, dikkat. Buyrun:

Hani bazı filmler olur ya, arkadaşlarınızla salonu terk ettikten sonra üzerine konuştukça kıymeti artar. Muhabbette biri oradan bir sahneyi söyler, ötekisi başka bir tanesini anar; alıntılar, canlandırmalar havada uçuşur; siz konuştukça keyiflenirsiniz, keyiflendikçe daha da çok anlatasınız gelir… Hah, işte The Hobbit: The Battle of the Five Armies, ya da Türkçe adıyla The Hobbit: Beş Ordunun Savaşı öyle bir film değil. O skalanın tam zıddında duruyor.

Credits akmaya başladıktan, ev kapısının kilidine anahtarı soktuğunuz ana kadar sövecek yeni şeyler geliyor devamlı aklınıza. Biri çıkıyor “ulan düşmekte olan tuğlalara tırmanmak neydi öyle ya!” diyor, ötekisi “abi o tek kaşlı zibidi neden filmin yarısında vardı” diye üzülüyor; bir başkası kendini tutamıyor “oğlum koskoca ordu gaza gelmek için beş kişinin koşmasına mı muhtaçmış, öyle savaş mı olur?” diye ver yansın ediyor…

Ağzınızı açtıkça daha da batırasınız geliyor filmi, ama ne yaparsanız yapın Peter Jackson‘ın ortaya çıkardığı muazzam rezalete haksızlık edemiyorsunuz.

The Hobbit Beş Ordunun Savaşı 5
– o kadar mı kötü ya? – evet

Neresi peki bu kadar kötü filmin? Gelin, oturun, anlatayım.

Her şey çok güzel başlamıştı aslında. İş Bankası‘nın daveti ile Cinemaximum galasındayız, birileri çerez falan koyuyor habire önümüze; etrafta elfler cüceler dolaşıyor, hava güzel, ortam keyifli. Salonun koltukları rahat, ışık kafa yormuyor; ne bileyim, hava koşulları top oynamaya müsait derler ya hani? Burada da keyifli bir film izlemeye uygun her şey. Sonra salon kararıyor, ekran aydınlanıyor. “Aha” diyorsunuz o meşhur fontu görünce. İçinizin bir gıcıklanası geliyor, hafif duygulanmak istiyorsunuz.

Film önce sizi bir başlangıcı olmadığı gerçeğiyle vuruyor.

Beş Ordunun Savaşı’na giriş olan 10 dakikanın neden ikinci filmin sonu olamayacağıyla ilgili soruya verecek bir cevabım yok. Eğer ikinci filmi izlemediyseniz o ilk on dakikanın hiçbir kıymeti, değeri olmadığı gibi; o ilk on dakikadan sonra salonu terk etseniz gözünüz de arkada kalmaz. Hasbelkader bir makinist bize oyun etmek isteyip filmi 10’uncu dakikada kesseydi kimse yadırgamazdı, öyle söyleyeyim ben size.

O on dakikadan sonra ne oluyor? Peter Jackson baskılı oyununu arttırıp, topu rakibin ceza sahasına mı yığıyor? Sağlı sollu ataklarla izleyicinin başını mı döndürüyor? Ortaya şık bir futbol mu koyuyor, nedir? Yok. Filmin takriben iki saat beş dakikalık süresi bir yönetmene kimse “dur hele bir tekrar düşün” demezse olacakların temsili göstergesi olarak heykel gibi dikiliyor karşımıza.

The Hobbit Beş Ordunun Savaşı 2

Bakın çok duyarız böyle Hollywood korku hikayelerini. Yönetmenin saf vizyonu, para çarklarına yenik düşer; güzel filmler stüdyo dokunuşlarıyla heba olur. Hep böyle korkunç korkunç anlatılır etrafta. Ama kreatif insanlara birilerinin “abi emin misin?” demesi lazımdır. Bağımsız sinemadan çıkıp, blockbuster dünyasına geçen yönetmenlere bakın. İlk filmlerinde çoklukla ellerine yüzlerine bulaştırırlar her şeyi. Çünkü yüksek bütçelerin getirdiği kreatif özgürlük içerisinde boğulmak çok kolaydır. Finansmanınız üç yüz bin dolarsa o paranın her bir kuruşunu harcarken üç kere düşünürsünüz. İşe yeni başlıyorsanız, başka fikirleri yirmi kere tartarsınız kafanızda.

Ama eğer adınız Peter Jackson’sa, zor olanı başarıp fantastik bir filmle Oscar alan tek yönetmenseniz, bir ülkenin turizmini tek başına kalkındırdığınız söyleniyorsa, mevzubahis materyal de sizin ustalık eserinizle aynı evrende geçiyorsa ne plan program önemli olur, ne de egonuz başka bir şeyin mümkün olabileceği ihtimalini gösterir size. Kimse size dur demediğinden, son kurguda sizin üstünüze laf söylenmediğinden bütün filmleriniz Extended Edition’a döner.

The Hobbit Beş Ordunun Savaşı 4

Yüzüklerin Efendisi filmlerinin Extended Edition’larını izlediyseniz, bazı sahnelerin neden kesildiğini çok net görebildiğinizi de anımsarsınız muhtemelen. İşte Hobbit filmleri, o sahnelerle dolu. Beş Ordunun Savaşı’nı izlerken düşündüm, üç filmin üçünden de bir-bir buçuk saat atıp, kalanları birleştirsem ruhumuz duyar mı? Hayır’dan başka bir cevap belirmedi kafamda. Bu film koskocaman bir aksiyon sekansı, başka hiçbir şey değil.

E madem hazır lafı açıldı, filmin en berbat yanına da değinelim o zaman. Hatta şöyle diyeyim, iyice altı çizilsin; bu film kadar hayatımda krizlerini saçma sapan çözen bir kurgusal iş daha görmedim. Peter Jackson öyle bir deus ex machina yağdırmış ki ekrana gerçekten “Yarabbi şükür” dememek imkansız.

Spoiler değil korkmayın, detay vermiyorum, daha filmin başında olduğu için söylüyorum, bir sahne geliyor ki, Gandalf‘ı son dakikada çıkıp kurtaran Galadriel‘i son dakikada çıkıp kurtaran Elrond‘u son dakikada (içimde bir büyülük daha yer kaldı gibilerinden kalkıp tekrar) kurtaran Galadriel ve o sırada düşmüş olan Gandalf‘ı yine son dakikada çıkıp kurtaran Radagast sahnesini bir yerlerden bulabilirseniz izleyin. Filmin yekpare özeti oradadır.

The Hobbit Beş Ordunun Savaşı 1
izlerken biz de acıdan ağladık…

Neredeyse tüm film birilerinin “dördüncü günün şafağında Doğu’ya” bakışı ve o Doğu’dan o şafakta hakikaten birilerinin gelişinden ibaret.

İlk üçlemenin ikinci filmde Gandalf‘ın gelip Miğfer Dibi‘ni kurtarışı bu filmde herhalde iki dakikada bir falan yaşanıyor. İnsanlar sıkıştı hoop, Thranduil. Thorin sıkıştı bak sağına, Dain. Dain’in başı mı tutuştu tekrar Thorin. Tauriel zorda haydi bastır Kili, Kili zorda koş Legolas, Legolas zorda Thorin ver gazı, Thorin zorda haa dur Tauriel boştaydı şimdi… Böyle film çekilir mi Allah aşkına ya? Bir krizi normal efendi gibi üçüncü bir parti getirmeden çözemiyor musun ya?

Peki bir paragraflık savaş sekansını almışsın, iki saatlik film yapmışsın eyvallah da, bari onu düzgün sonlandırsaydın. Yok… Yine basmış deus ex machina‘yı kurtulmuş.

Bu yazının ezcümlesi şudur: Olur da sevmediğiniz biri varsa, iki saatini çalmayı münasip görüyorsanız sokun The Hobbit: Beş Ordunun Savaşı filmine, kendiniz çıkın. Peter Jackson kendi Star Wars‘ını kendi yapmıştı, mezar çivisi niyetine üzerine bir de şimdi prequel üçlemeyi çakmış oldu. Yalnız haksızlık olmasın, yıllardır itin göğsüne soktuğumuz “Tut beni Ani, Naboo’da tuttuğun gibi” diyalogu, koskoca elfin “Kalbim niye böyle acıyor Thranduil? Aşk böyle bir şey mi?” diye Gülşen Bubikoğlu‘ymuşçasına attığı naraya kıyasla Oscar’lık senaryodan çıkmış gibi duruyor.

Yatacak yerin yok sevgili Jackson…

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

46 Comments

  1. Neden bu kadar uzun bir yazı yazma gereği duydunuz? Daha kısa ve öz olabilirmiş. Hani sadede gelmek yerine sizin iç Dünyanızı okumuş gibi olmak bana çok anlamsız geldi.

  2. Ben ömrümde bu kadar spoiler’ı bir arada görmedim. Abi rage yaşıyorsan git başka yerde yaşa. Yazı, kritik, makale filan değil bu. RAGE!!!!!

    • Onurcan Aydın Reply

      Umarım trollemeye çalışmışsındır, ciddiysen sıkıntı büyük.

      • Gördüğünüz her eleştiriye troll yaftası, meh. Sıkıntı cidden çok büyük.

        • Berke Kafası Güzel Reply

          Kitap çıkalı yarım asırdan fazla oldu.Artık spoilerı mı kaldı amk

          • AMK hediyesi: Spoiler her zaman sürpriz bozmak anlamıyla kullanılmaz. Adam sahne sahne anlatmış filmi. Dakikalarına kadar. Film ile kitabı ayıramayan zihniyete selam olsun.

          • Berke Kafası Güzel

            Kimin öleceği kimin kalacağı belli kitapta.Gidip bilmem kim bilmem kimi son anda kurtarıyor diyince öyle aman aman bir spoiler yemiyorsun bence.

          • O sence olsun bu da bence. Yarım asırlık tartışma dönmesin, kirlenmesin buralar.

          • Senin mantiginla bakarsan sadece kitabı okuyanlar izlesin filmi de zaten. Aynı şekilde insanlar GoT ile ilgili de spoiler versin dursun izlemez

  3. yaa abi bütün hevesim kaçtı yaa, sinemaya bi dolu ön yargıyla gideceği şimdi.. :S sadece başlık bile moral bozucu..

  4. Zaza Sabbah Reply

    Zaten saçmalığın ötesinde bir başlık var ” The Hobbit: Beş ……” . Yok yani madem adını Türkçe yazıyorsun bari ” The….” diye başlama ! Başlıktan sonra iki satır okumaya katlanabildim, o derece saçma bir yazı.

  5. Abdulkerim Eser Reply

    Ulan bu filmi bi yıldır bekliyorum (hangimiz beklemiyoruz ki). Dünyanın en kötü filmi dense gidicem. Si. si. gidicem. Ama okuduğum yazılar bütün hevesimi aldı götürdü. Bi kere sinemada izlerim, daha da Orta Dünya’ya tövbe derim. Yatacak yerin yok Peter Jackson.

    • Film Imdb den 8.1 almissa Geekyapar istedeigi kadar kotulesin zaten. Tamam orasid yanlı olabiliyor ama Imdb ye göre 8.1 gayet güzel. Ben de gitmedim daha. Bu kadar moral bozmaya gerek yok.

  6. Bu eleştiri mi resmen özenle beklenmiş filmin çıkış tarihi ve önceden hazırlanmış bu yazı paylaşılmış başka hiçbirşey değil boş beleş cümleler.

  7. Aynen Öyle Tolkien Hayatta Olsa Sana Lanet Yagdırırdı Koskoca Istarı Maia Gandalf Ne Hallere Soktun Filmi Yarısını Kesmışsın Saten Ak Divanı Gücsüz Göstermisin Sarumanın Hakkını Yemişsin Galadriele Vermisin Galadrielde Nenya Var Tmm Eyw Ama Gandalf Narya Elrond Vilya Var En Güclü Elf Yüzügü Elrond Olan Yüzügü Göstermiyorsun Kendı Kafana Göre Kurgu Hazırlıyorsun. Sacmalıgın Dık Alası Olmuş Peter Bir Daha Tolkien Eserlerine Uzaktan Yakından Dokunmasın Tolkien Kitapta Acıkca Belirtiyor ıstarılerın Sauronla Savaşmaları Yasaktır. o git gide sauron vs gandalf yaptı.. resmen tolkien hakaret etti ve orta dünyanın 2 cı yaradıcısı Christoper Tolkien Dinlemedi. Senden Daha İyi Biliyorum Tarzıyla Yakşaştı Bu Adam Silmarallıon Yada hurin cocukları Gibi Eserleri Cekerse Sonumuz Hic İyi Olmaz.. para icin bu filmi cekti peter.. smaug yattıgı altınların üstünde yatacak. nerde o lotr 3 mesindeki görüntü güzelligı aragorn yanı viggo nun dedigi gibi.. teknolojı bu adamın kafasını yemiş kim bilir vaları nasıl gösterecek silmarallıonu cekerse

  8. “Neredeyse tüm film birilerinin “dördüncü günün şafağında Doğu’ya” bakışı
    ve o Doğu’dan o şafakta hakikaten birilerinin gelişinden ibaret.” kısmı ciddi ciddi “Bakın LotR göndermesi yaptım!” diye bağırsa bile onu bile doğru beceremeyecek kadar özensizce yazılmış.

  9. Sena Aydın Reply

    Filmden suratım asık ve küfürler eşliğinde çıktım. Eve gelip uyuyana kadar da sövmeye devam ettim. Savaş sahnelerini çıkar, ki geriye bir şey kalmıyor ama, filmde diyalog yok! Bu kadar güzel karakterler varken neden sadece savaş konusu işlenir? Zaten her yerde savaş. Bizi kaçmak istediğimiz güzel yerlere götürseler n’olurdu? Derken Mahsun Kırmızıgül çıkagelir: “ARTIK KAN AKMASIN, ANALAR AĞLAMASIN!”

    • Kerem Kızılhan Reply

      Merak ediyorum filmin afişinde 5 ordunun savaşı yazarken siz sanırım 5 ordunun aşk diyalogları ile karıştırdınız afişteki yazıyı. Küfür etmenizede gerek yok bu filmi bekleyen tüm HOBBIT seyircileri bu savaş sahnelerini bekliyordu. Eğer beğenmediyseniz sizi “incir reçeli” adlı film ile baş başa bırakıyorum….

      • Sena Aydın Reply

        İşte tam olarak derdim bu. Savaş sahnesi olmayınca geriye sadece romantizm mi kalıyor? “Fantastik” ise olay, bu kadar gerçek dünyaya bağlı kalmak neden? Genel olarak bu algı olduğu için filmde kayda değer diyaloglar yok zaten. Karakter öldüğünde, dram sahnesindeki diyaloglara bir bakın. O kadar çok güç gösterilmesi gerekiyor ki duygu barındıran her sahne zayıflık oluyor. Beklentim filmi otuz beşinci sınıf romantik komediye çevirelim değil. O kadar iyi karakterler varken “erkekliği” doyuran boş aksiyondan vazgeçip bilge karakterlerin hakkını verelim idi.

  10. Hocam böyle bir başlık olmaz. Film çıkmamışken hiç olmaz. Kitabı okudum, kitaptan biraz farklı olacağını, eklemeler yapacaklarını biliyorum. Benim merak ettiğim neler ekleyecekleri ve olan yerleri de filme nasıl yansıttıkları. Ama şimdi bu beklentim basit bir başlıkla suya düşmüş durumda.

  11. yiğatcan erdoğan niye bu kadar detaya giriyorsun filmi kötülemek için yer aramışsın resmen yok rezalet falan yüzüklerin efendisi 4’mü bu film sanki beklenti ile gidiyosun hobbit işte ne bekliyosun anın keyfini çıkarmaya bak

  12. Can Kurtuluş Reply

    Sinemadan çıkıp koşa koşa bir nefretle eve gidilerek yazılan bir yazıdan başka birşey değil.A4’te toplasanız bir sayfa bile etmeyecek bir “inceleme”. Sadece şunu söylemek istiyorum filme gitmemiş olanlar bu yazıyı umursamasınlar gitsinler kendileri izleyip görsünler, tartışılacak sahneler elbette vardı ancak 140 dakikalık filmin sadece 30 dakikasını oluşturan sahneleri alıp filmin tamamı kötülenemez. Gidin kendiniz görün.

  13. Celil Fëanor Suiçmez Reply

    inatla ve ısrarla hobbitten tlotr ayarında bi kalite bekliyosunuz. masalsı bi öykü ile epik bi öyküyü karşılaştırıyosunuz. olay hobbiti beğenmemek değil hobbitin tlotr gibi olmaması sizin gözünüzde. elflerin yeteneklerine böylesine bok atıldığına göre dilerim etrafına balrogların leşini seren curufinweye hiç denk gelmezsiniz.

  14. Bana sadece kötülemek için yapılmış bir yorum gibi geldi. Sanki çağımızın en iğrenç filmiymiş gibi yazılmış bir yazı. Bir de spoiler yok denmesine rağmen yazının her yeri spoiler arkadaş. Biri yazan kişiye spoiler’ın ne demek olduğunu öğretmeli. Ha bir de Peter Jackson’un ego’sumu varmış? Ya bir gidin allah aşkınıza…

  15. Ne olursa olsun bu şekilde bir yazıyla 1 yıldır bu filmi bekleyenlerin moralini bozmana hakkın yoktu. Başlık bile insanın hevesini kaçırıyor. Bazı noktalarda sana katılsam da, resmen “sadece” kötülemek için bu yazıyı yazmışsın. Filmin bir kısmını bile beğenmedin mi yani? 5 dklık küçücük bir an bile mutlu olmadın mı? Film bitince gözlerin dolmadı mı? Benim izlediğim salonda -ki gayet büyük bir salondu- film bitince millet alkışladı.. Bu kadar negatif bir yoruma gerek yoktu. Kusura bakma da burada art niyet arıyorum. Yazım çok okunsun derdindesin sanırım.

  16. Art niyetle yazmışsın, kötülemek için yazmışsın falan diyenler olmuş. Komik bence. Para vermiyorlar filmi kötüleyene. Yazının kaynağı gayet basit: Hayal kırıklığı. Adam içini dökmüş abartmaya gerek yok o kadar.
    Filme gelince zaten serinin ne olduğu ortada. Üç film çıksın diye milyon tane gereksiz eklemeyle hikayenin orjinalliğini bozmuş Peter Jackson. Masalsı anlatım bu LotR’la karşılaştırmayın denmiş bir de. Evet kitap zaten masal kitabı sayılır. Ama filmlerin ne olduğu belli değil. İki arada bir derede dandik gişe filmleri diyebiliriz en fazla. Resmen Tolkien’e hakaret bu seri. İzlememiş gibi yapıp kitabına yumulun anlarsınız zaten.

  17. filmi henüz izlemedim ama doğuda ki şafaktan gelen kurtarıcı kısmı kitapta da çok sık vardı son savaşta. yani tam savaş kötüye giderken birden başka bir kurtarıcı geliyordu, hele ki ayı formunda beorn un geldiği ve ortalığı darma duman ettiği kısım efsaneydi. yani eleştirdiğiniz kısım kitapta da var demek istiyorum.

  18. Cihan Türe Reply

    Film vizyona girip izleyenlerin sayısı arttıkça, makaleye gelen “like” sayısının da aynı hızda artmaya devam etmesi her şeyi özetliyor aslında. Demek ki eleştiriler o kadar da boş değilmiş diye düşündürüyor.

  19. Geekyapar umarım bu yorumumu okursunuz amacım hakaret etmek değil ama cidden filmi izlemeden 1 gün önce bir baktım en sevdıgım sayfa ve yazar yiğitcan hobbit’e yağdırmış dedim adam haklıdır filme gitmeden yargılamıyım bügün filme gittim cidden harika 10 üzerinden 10 luk bir filme nasıl boyle diyebiliyorsunuz aklım almıyor hele öyle ayrıntı ve saçma detaylara girmişssinizki yok legolas nasıl taşların üzerinde yürüyor adam LOTR’da herkes kara batarken karın üzerinde zaten gitmiyorlarmi onların özelliği o zaten kitabın aynısını fılme dökseler izlenmezki film neyse ilk defa yazınızı beğenmedim

  20. Wasted Generation Reply

    Yanılmıyorsam 1996 yılıydı. Bir grup arkadaş vizyona giren “Independence Day” filmine gitmişlerdi. Ertesi gün film hakkındaki görüşlerini sorduğumuzda, arkadaşlardan biri; “sakın gitmeyin, çok saçma!” şeklinde bir yorum yaptı. Ardından adını hatırlayamadığım bir arkadaşımız; “abi film bu, gerçek değil ki. Uzaylılar dünyayı istila ediyor ve olaylar da bu konu etrafında şekilleniyor. Evet tabi ki saçma ama dedim ya film bu!” şeklinde bir yanıt verdi. İşte bu yanıt, izlediğim yüzlerce film hakkında fikir beyan ederken benim için yol gösterici bir yorum olmuştu. Cumartesi günü muhteşem bir film izledim. Adı üstünde bir filmdi bu, baştan aşağı kurguydu. Gerçeklikten olabildiğince uzaklaşması aslında bence filmin en çekici tarafıydı. Sinema dili, anlatımı, senaryosu vb. açılardan belli başlı eleştiriler yapılabilir belki. Ama bol miktarda fantastik ve aksiyon sahneleri için izlenebilecek efsane niteliğinde filmler arasına girdi benim için.

  21. Onur Gürleyen Reply

    Bir üçlemenin üçüncü filmi ilk ikisi ile bağlantılı diye eleştirilmiş ya daha ben bir şey diyemem. İlk iki filmi izlemeyen tabi bu filmi de izlemesin, öyle saçma hareket mi olur. o değil de güzel bir eleştiri yazısı yazmanın püf noktası ara sıra deus ex machina demek sanılıyor herhalde. bir kere bu deyişin anlamını bilmek lazım önce.bir anlatıda yaratılan kurallara aykırı bir kurtarıcının olayı toparlaması demektir bu, yani olayın orta dünya içinde bile imkansız olması demektir. savaşın ortasına anakin skywalker gelse de kurtarsaydı herkesi o zaman deus falan derdik. Amma ve lakin Dain’in gelmesi, kartalların gelmesi gibi şeyler hiç de deus ex machina değil, zaten kitapta da öyle yazıyor. bir de herkesin birbirini kurtarmasına şaşılmış her nasılsa,ya ne olacaktı? tabi birbirlerini kurtaracaklar, gerçi kurtarılamayan karakterlerin olması bile başlı başına bu eleştirinin geçersizliğini gösterir. fantastik kurgu ve adında savaş olan bir filme gidip de savaş sahnesi çok diye şikayet etmek ise nasıl bir mantıktır hala anlamaya çalışıyorum.

  22. Burak Tezateşer Reply

    İzliycez meslek icabı da, şimdiden içime sıkıntılar bastı

  23. inanın şu yazıdan daha keyifli filmdi. Komik olcam diye götünü yırtacağına adam gibi eleştiri yapsaydın. skini sallayan blog yazarı olursa böyle oluyor. Büyümüşsün ama yazar olamamışsın.

  24. Affedilmeyen Reply

    Hacı az bile demişsin yani. Gittiğime gideceğime pişman oldum. Keşke DVD’ sini bekleseydim.

  25. ‘koskoca elfin“Kalbim niye böyle acıyor Thranduil? Aşk böyle bir şey mi?” diye Gülşen Bubikoğlu‘ymuşçasına attığı naraya kıyasla Oscar’lık senaryodan çıkmış gibi duruyor.’ O kadar güldüm ki şu satırlara… Yine haklı bir yazı ama bence bu kadar geek düşünmemek lazım en azından sıradan insanlarla konuşurken ‘elf, dwarf, orc’ kavramlarını kullanabiliyoruz böyle gişe filmleri sayesinde, biraz pollyanna’cılık oynamak lazım…

  26. Kesinlikle katılıyorum tam bi fiyaskoydu benim içinde . Çok önemli birşey soracam film başlamadan önce bi filmin fragmani çıktı adını goremedim dehset biseydi ya onun adını bilen varsa lütfen paylassin gunlerdir arıyorum bulamıyorum 🙁

  27. baris kocak Reply

    Bu ‘olmamış’ eleştirinin ezcümlesi şudur: Birinden nefret ediyorsanız hayatından beş dakika çalmak için bu yazıyı okutun. Sırf dikkat çekebilmek için yazılmış, içi bomboş bir yazı. Filmi izleyin, ne izlediğinizi bilerek, seveceksiniz.

  28. Ali Ekber Özgen Reply

    sinemaya gittiğimde bende hayal kırıklığı yaşamıştım. Fakat kitabını alıp henüz bitirdim yani nasıldı ki hikayesi. Hobbit filmini hobbit yapan peter jackson olmuş ve gerçekten 2 paragraf olan beş ordunun savaşı gayet iyi yazılmış ve sinemanın izleyicinin nabzına göre yapılmış. Olay şu ki bazı sahneler çok uçuk ve batıyordu. -spoiller-(legolas ın yıkılan köprüden basamak basamak tırmanması)-spoiller- ve kitabı okuduktan sonra iyi ki truiel eklenmiş dedim ama sonu öyle olmasaydı keşke.

  29. Lenny Nero Reply

    o değil de giden eden herkesler gördü şu filmi. birbirimizi kırdığımıza değdi mi? jackson sağolsun askerlik yaşındaki erkekler, gelinlik kızlar bir anda ergene bağladılar nefret üstüne nefret köpürttüler. Sanki hobbit yapılacak da dünya barışını mı getirecek?

    neyse hobbite koyayım sana bir şey olmasın yiğitcan.

  30. Güneşin Oğlu Esteban Reply

    Hobbit üçlemesi Yüzüklerin Efendisinden çok daha önce yazılmış eserdir. Önce bunu bilelim. Yani popüler tabirle “Hobbit yazarın çıraklık eseri, Y.Efendisi ise ustalık eseridir. Hobbit serisinin beklentinizi karşılayamamasının sebebi aradaki bu tecrübe farkıdır. Hikaye kurgusunun kötü olduğundan bahsederken bunu P.Jackson a bağlamanız beni hayli güldürdü. Hatırlarsanız eser sahibi Tolkien 🙂 Kitapları okuduğunuzda deus ex machine sıklığının sebebini anlarsınız. Epik-Fantastik eserleri “dur ulan bir mantık hatası bulayım da adama giydireyim” kafasıyla incelerseniz sonuç yukarıdaki yazı gibi olur. Eleştiri yazmadan önce eser hakkında bol bol araştırma yapmanız dileğiyle, başarılar.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.