UYARI: Bu yazıyı Elysium’u izlememiş olanlar okumasın! Sonra çok ağlarsınız!
Matt’i çok severim, yanlış olmasın. Başım bir belaya girse, bir sıkıntı yaşasam, ilk arayacağım kişi Matt Damon’dır. Arkadaşlıktan ziyade bir hukukumuz, bir diyaloğumuz var kendisiyle. Kardeşim gibidir. Fakat Elysium ile ilgili uzun zamandır içimde tuttuğum fikirlerimi söylemeden geçemeyeceğim. Matt, kişisel değil, benim derdim seninle değil aslında Neil Blomkamp ile.
District 9’ı izlemişsinizdir. Benim şimdiye kadar izlediğim en sağlam bilim kurgu filmiydi sanırım. Hani gerçekten, modern bir bilim kurgu filmi olarak “olması gereken” idi. Neil’in doğru kumaştan bir yönetmen olduğunu oradan anlamıştım. “Bu adam çok büyük işler yapacak, bu filmle birlikte alıp yürüyecek” demiştim.
District 9 pek çok açıdan bir şaheserdi. 30 Milyon dolarlık, Hollywood standartlarına göre oldukça mütevazi bir bütçe ile beyaz perde de nasıl bir başarı elde edileceğini göstermiş. Sharlto Copley gibi bilinmeyen bir adamın, nasıl Wikus van de Merwe gibi bir rol ile büyüyebileceğini kanıtlamıştı. Temaları, anlatmaya çalıştıkları, dünyası ve tam anlamıyla olmuş sinematografisi ile, benim izlediğim en etkileyici sinema eserlerinden birisiydi.
Elysium açıklandığında ve Blomkamp’ın Elysium ile ilgili konseptini duyduğumda, heyecanlanmamak elde değildi. Yok olmuş, bitmiş bir dünyaya karşı üst sınıftan olanların yaşadığı, cennetten bir parça olan Elysium ve Elysium halkının baskısı altında ezilen dünya insanları.
Film çok ciddi anahtar kelimeler üzerinde duruyor. Göçmenlik, kontrolsüz nüfus, transhümanizm, sağlık sorunları ve envai çeşit toplumsal istismar. Bunlar şüphesiz epey büyük kelimeler. Bu kelimelerin hakkını verecek bir filmi Blomkamp’ın yapacağına öylesine emindim ki. Sonuçta District 9’u yapan adamdan bahsediyoruz, 30 milyon dolarla hem de. Elysium’un bütçesi 100 milyon dolardan fazla, Blomkamp bu bütçe ile neler neler yapar, üf ne biçim diye kendi kendime çok estim, çok coştum.
Tek anlamadığım, neden Matt Damon? Neden Jodie Foster? Tamam bunlar önemli Hollywood oyuncuları fakat Neil, sen zaten Sharlto Copley gibi oyuncularla mucizeler yaratıyorsun, Hollywood oyuncularını sokuşturup filmin giderlerini şişirmek neden? Kafamda deli sorular vardı. Filmin fragmanı çıktı, aman allahım. Basmakalıp cümleler, Matt’in bilindik büyük oynadığı sahneler, Jodie Foster ve aksanı falan derken ben beklentilerimi iyice düşürdüm.
Film geldi, filmi izledim, her saniyesi ile bütün beklentilerimin gözyaşlarım ile yerlere patır patır düştüğüne şahit oldum. Elysium, her sahnesinde daha bir olmamışlığa doğru ilerliyordu. Bunun District 9’u yapan adamın filmi olduğuna nasıl inanabilirdim? Matt Damon’ın karakterin içini boşaltan büyük oyunları, Jodie Foster’ın ne işe yaradığını anlamadığımız karakteri, Elysium’un “SİHİRLİ” iyileştirici teknolojisinin hiç açıklanmaması vs. vs derken, ben inanılmaz büyük bir hayal kırıklığı ile çıktım sinemadan.
Elysium’u benim için kurtaracak bir şey yok, Blomkamp, benim gibi sadık bilim kurgu kitlesine çok büyük “ayıp” yaptı.
Şimdi size filmde beni rahatsız eden yerleri sıra ile sayıyorum, bakalım siz de rahatsız oldunuz mu bunlardan?
1) “Güce denge getirecek” kişi Matt Damon!
Allah aşkına filmin başında o sahneler ne öyle? Yok efendim sen her şeyi değiştireceksin, yok efendim sen seçilmiş kişisin. Blomkamp filmin ilk dakikalarından karaktere veriyor mistisizmi, veriyor misyon hissiyatını, film boyunca Matt “Fucking” Damon güce denge getirecekmiş gibi bekliyorsunuz. Filmin 15.dakikasında radyasyon zehirlenmesinden cücük kadar vakti olduğunu öğreniyor, filmin geri kalanında hüzünbaz mastürbatör gibi geziyor. Bir saniye, ben bu hikayeyi biliyorum! District 9’da aynı şeyi yapmadın mı sen Blomkamp? Ana karakter yavaş yavaş uzaylıya dönüşüyordu hani? Yahu aynı şeyi niye burada kullanıyorsun! Ayıp değil mi Wikus van de Merwe karakterine? Ayıp değil mi Sharlto Copley’in emeklerine? Sana yazıklar olsun!
2) Matt Damon ve şekilli exo skeleton!
Matt Damon radyasyondan dolayı ölecek ya, kendisini güçlendirmek için bir exo skeleton taktırıyorlar. Şimdi bu exo skeleton, Matt Damon daha uzun yaşasın diye takılmış bir şey değil, takarken “Heheh şimdi ayı boğan oldun işte yiğidim” falan diyorlar, açık konuşuyorum, exo skeleton bir iki sahne dışında hiç bir varlık göstermiyor. Filmin tanıtım süreci boyunca bize bu şekilli dalgayı gösterip gösterip durdular, insan bir bok var sanıyor, bir bok yok, şekilli dursun diye koymuşlar. JK.Rowling kitabı gibi yemin ediyorum; Matt Damon ve Şekilli Exo Skeleton!
3) Jodie Foster
Bu kadın neden filmde var? Jodie Foster filmimizin antagonist karakterlerinden. Elysium’un çıkarlarını korumak için saman altından su yürüten bir politikacı. Epey hırslı, filmin başından acımasız olduğunu da görüyoruz. Elysium’u ne pahasına olursa olsun olduğu gibi tutmayı ve dış tehditlere karşı savunmayı misyon edinmiş kendisine. Tamam iyi güzel, edinsin. Bunda da sanıyorsun ki bir bok var, bir çıbanoğlu çıkacak. Hayır! Sharlto Copley’in oynadığı Agent Kruger karakterine öldürtüyorlar bunu (filmi izlemek için tek neden de bu karakter zaten ama ona sonra geleceğim), orada bitiyor olayı, resmen senaryo yazılırken, “Abi biz Sharlto’ya büyük ayıp ettik Jodie Foster’dan bir halt olmuyormuş çok sıkıcı karakter; biz en iyisi bunu öldürelim, Sharlto ana düşman olsun filmin yarısında” demişler.
4) Büyülü İyileştirici Solaryum
Elysium insanının sağlıklı olmasının sebebi hepsinin evinde büyülü iyileştirici solaryum makineleri olması. Bu orada o kadar yaygın bir şey ki, Elysium’a uzay geminizle çarpıp, birinin evine girip anında iyileştirebiliyorsunuz kendinizi, filmde gördüğümüze göre bu dünyalı mülteciler arasında epey yaygın bir durum. Gelip milletin evlerine girip bunları kullanmaya çalışıyorlar, hadi o sahnelerin saçmalığını boşveriyorum. Abi şunun ardında nasıl bir teknoloji yattığını açıklasanız iki rekat? Jodie Foster ve aksanından 3 dakika kısın, bunu açıklayın, sihirli solaryum makineleri nasıl iyileştiriyor milleti tam olarak? Ne bunlar ya?
5) Aniden Ortaya Çıkan Katana!
Jodie Foster’ın gereksiz ve salak karakteri öldükten sonra Sharlto Copley’in karakteri Agent Kruger kafayı yiyor, kendisine exo skeleton yaptırıyor, Matt Damon’ı dövecek çünkü. Keşke hepsi bu kadarla kalsa diyorken, birden bire süper katanasını çıkartıyor Kruger. BAM! Katana şov. Kendinizi ucuz bir b filminde gibi hissediyorsunuz, katanalar, ne işe yaradığı bilinmeyen teknolojik cihazlar, sihirli solaryum falan derken, başım ağrıyor, panik atak krizi geçiriyorum ve o noktadan sonra Neil Blomkamp’a çok ağır şeyler düşünüyorum!
Elysium’un tek iyi tarafı ne biliyor musunuz? Sharlto Copley’in karakteri Kruger, feci sürükleyici ve izlemesi eğlenceli bir karakter. “It’s jüst a fileş vüğnd!” derken gülüyorsunuz belki fakat bu adam oyunculuk mevzusunu gerçekten biliyor. Matt Damon’ın performansını yerle bir ediyor (üzgünüm Matt) ve ondan büyük oynamadığı halde bütün şukular Sharlto reyize gidiyor!
Ama maalesef, filmin tamamı tek bir karakterle bir yere kadar taşınabiliyor. Elysium son tahlilde neresinden tutsam elimde kaldı, beni çok üzdü, beni çok yıprattı.
Neyse, daha fazla konuşmayacağım, şimdi hepimiz District 9’ı çok seviyoruz ama elinizi yüreğinize koyun ve samimi bir şekilde konuşun, sizce Elysium olmuş mu? Sizce Elysium büyük bir ayıp olmamış mı?
Yoksa ben çok mu haksızım?
2 Comments
Filmin devam serisi çıkıcak mı derken senin yazına denk geldim fikirlerimi belirteyim dedim yazıyı yazalı baya olmuş ama okuyan vardır elbet.
1. Madde biraz gerçektende fazla çocukca hani eskiye dair bir şeyler yapmak istemişler ama biraz fazla aşırıya kaçmış o sen büyük adam olucaksın olayı olmasa iyiydi.
2. Maddeye gelelim o adam o geliştirmeyi almadan önce yürüyemiyordu bile ve orada dedikleride çok güçlü olucaksın değil bu seni idare ettirir tarzı bir konuşma var.
3. Maddede ise açıkcası bu film herhangi bir kişiyi ana düşman karakter belirleyebileceğin bir film değil çünkü filmde iyiler – kötüler / güçlüler – güçsüzler ve benzeri gibi taraflar yok yani düşman belirleyebileceğin bir kesimde yok seninde bahsettiğin gibi önemli detaylara değinen bir film. (Bu maddeyi çok açmayacağım uzadıkça uzar kısacası demek istediğim örnek vereyim Elysium=Gelişmiş bir ülke – Dünyadaki insanlar mülteci tarzı bir benzetme yaparsak birazcık ne demek istediğim belli olmuştur.)
4. Madde benim için çok önemli bir detay olmasada evet birazcık fazla abartıya kaçmışlar sağlık konusunda diğer her şeye tamamımda hadi tamam oldu diyelim ama bu kadarı abartı. Film zaten kısaydı az daha uzun olsaydıda keşke film su detaylara değinselerdi. Ama geriye kalan kısımda iyi bir teknoloji varlığı hissettiriyor film.
5. Maddede ise söylenebilecek söz yok katana olması ne kötü ne iyi sanırım katanalardan veya eski çağ detaylarından pek hoşlanmıyorsun burada kötü veya iyi söylenebilecek gerçekten bir şey yok.
Genelleme fikrimide belirticek olursam film ne çok iyi ne çok kötü ama beklentini fazla tutmanla birlikte başka bir filmle karşılastırınca yeterince haz alamadığın için filmi gömücek yerler aramışsın açıkcası evet haklı olduğun kısımlar var ama bu kadar kötülenmeyide hak ettiğini düşünmüyorum açıkcası ama düşüncelere tabiki saygım sonsuz …
Şu at gözlüklerinizi çıkarın artık siz kimsinizde film yorumculuğu yapıyorsunuz bu film yorumculuğu yapma olayının üniversitesini yapmak lazım yoksa sizin gibiler en güzel filimlere baş yapıtlara bile gereksiz yorumlar yapıyorsunuz yok mistik güçmüş yok katanaymış siz önce çıkarın o at gözlüklerini öyle bakın şu film sektörüne yani kılişe olacak ama siz yapında biz izleyelim işiniz gücünüz emek düşmanlığı sizin gibilerin ülke yönettiğini hayal bile edemiyorum yani ne alaka Jodie Foster rölünü yorum yapmak sen kimsin hayırdır sinema bilgin ne kaç tane baş yapıtı yönettin film baya baya güzeldi 20 kere izledim belkide afedersinizde filmleri artık kafanıza göre bilgisizce gaddarca yorumlamayı bırakın siz gidin sudoko çözün gerçi onuda çözemeyeceğinizden şüphem yok.