Kültürel miras acayip bir şey. Sırtında taşıman yetmiyor. Yinelemen gerekiyor. Gerçekten; Amerikalıların en iyi çözdüğü şey falan olabilir bu. Kültürel birikim, sen onu arada raftan çıkartıp övmediğin, anmadığın, eleştirmediğin, yüzleşmediğin zaman miras falan olamıyor. Yeni dediğimiz şeyi şekillendiremiyor. Herhangi bir kimlik unsurunun parçası olamıyor. Seni sen yapan şeylerin arasına geçemiyor.
Biraz böyle düşünüp giriştik şu listeye. Biz kendi payımıza, kendi kültürümüzün gurur duyduğumuz yanlarını alkışlamazsak, utandığımız yanları üzerimize kara duman gibi çökerken çok da itiraz hakkımızın kalmayacağını düşünmekteyiz biraz. O yüzden dönüp, “Heyt be Türkiye!” diye coşacağımız bir liste yapalım dedik. Yalnız bunu da, müsaadeniz varsa, bir milliyet üzerinden değil; daha ait hissettiğimiz kültür üzerinden yapasımız var.
Şöyle; İstanbul dünyanın tarihi en kozmopolit şehirlerinden biri. Bu topraklar üzerinden İstanbul ile ağır tarihsel bağlar kurmuş onlarca millet geçti. Bunu şehrin dokusunda görebiliyorsunuz. Binalarında görebiliyorsunuz. Tarihinde anlatılmıyor, manşetlerinde çıkmıyor, filmleri çekilmiyor; ama Yunan’ların izi var bu şehirde, Yahudi’lerin izi var, Ermeni’lerin, Romen’lerin… Bunların hiçbirini sokakta görmek mümkün değil artık. Ama eski müziklerde duymak hâlâ mümkün.
Biz de orayı bir toplamak istedik. Uyaralım, öyle ağır aksak şarkılar çok yok, daha ziyade dinlerken insanı keyiflendirecek şarkıları aldık. Artık işe giderken elleriniz ceplerde mi dinlersiniz, birkaç arkadaşı toplayıp muhabbeti bol bir gecede arka plana katık mı edersiniz bilmiyoruz; ama biz böyle bir şey yapıp, sizlerle paylaşmak istedik. 12 şarkı, 45 dakika şöyle. Var mı arasında favorileriniz? Yorumlara yazın!