İlk Bölüm Canavarı normalde; kenarda köşede kalmış, çok popüler olmayan ya da çok yeni dizileri kendine kurban seçer. Ama bu sefer kendini tutamadı, yılın büyük dizilerinden birini seçti. Gelin Marvel-Netflix ortaklığındaki dizilerin Avengers’ı olmaya gelen, kimilerinin sevip kimilerinin sövdüğü The Defenders’ın tadına bir bakalım. Netflix yaptı; Charlie Cox, Krysten Ritter, Mike Colter ve Finn Jones oynadı; İlk Bölüm Canavarı yorumladı!
İlk Bölüm Canavarı Ozan Cem Yılmaztürk’ün kalemiyle incelemelerine devam ediyor. İlk Bölüm Canavarı, üstümüze yağan yüzlerce dizi arasından hangisi kime gider, değer mi değmez mi, bakmaya karar vermiş bir canavardır. İlk bölüme bakar, azıcık wiki kurcalar, tavsiyelerini verir kaçar! Dizilerle ilgili yorumlar kesinlikle objektif değildir, geek izleyicinin keyfine göre ayarlanmıştır! Bu yazılarda sadece ilk bölüm ile ilgili olmak üzere spoilerlar olabilir.
Özet Geç!
Her şey ortada aslında: Önceki Marvel-Netflix dizilerinin kahramanları Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage ve Iron Fist büyüyen Hand tehdidine ve daha fazlasına karşı mücadele vermek için bir araya gelirler. Önceki dizilerden hatırda kalan karakterler de şöyle bir gözükür, giderler. Çok farklı bir şeymiş gibi davranılıyor ama yılların “team up” konsepti işte.
Ne Kadar Uzun?
Bölümler ortalama 50 dakika. Netflix dizisi olduğundan 8 bölüm izlenmeyi bekliyor.
Neyi Seven Bunu Da Sever?
Daredevil, Jessica Jones, Luke Cage, Arrow, Agents of S.H.I.E.L.D., Avengers, yani genel olarak “team up” konsepti
Ne Beklemeyin?
Legends of Tomorrow çürüklüğü, The Flash gevşekliği, Iron Fist rezaleti, Avengers bütçesi
Biraz Daha Detay ve Yorum?
Baştan belirteyim, ilk bölümde dört kahramandan herhangi biri bir diğeriyle aynı sokaktan dahi geçmiyor. Karşılaşmalar sonraki bölümlere saklanırken, ilk bölüm karakterlerin kişisel hikayelerinin başlamasına ayrılmış. Basit bir senaryo kalıbı olarak her kahramanın kendine özgü ama aynı zamanda da birbirleriyle uzaktan bağlı bazı dertler edindiğini görüyoruz. Hapisten çıkan Luke, Harlem’de çocukları pis işleri için çalıştıran yeni bir gangsterin peşine düşüyor; Iron Fist, Hand’in peşinde oradan oraya koşturuyor; Jessica mesleğine verdiği uzun arayı esrarengiz bir sesli mesaj ardından sonlandırıyor. Daredevil’da yani Matt Murdock’ta ise işler daha kişisel. Kahramanlıktan emekli olmaya karar veren Matt, bu kararına çok da sadık kalamayacağı gerçeğiyle yüzleşmeye çalışıyor.
Her karakterin kendi yolunda yürümeye devam ettiği ilk bölüm daha çok solo dizilerden alınmış birer kesitmiş gibi duruyor. Hatta her karaktere ayrılan sahneler, o karakterin kendi dizisinin kalitesiyle aynı kaliteye sahip diyebiliriz. Örneğin Iron Fist sahneleri kendi dizisi kadar vasat ve sıkıcı. Ne Finn Jones ne de eşlikçisi Jessica Henwick (Colleen) iş açıcı performanslar sergilemiyorlar. Matt Murdock’lu sahneler ise yine daha ağır bir psikolojinin ürünü gibi gözüküyor. Luke Cage ve Jessica Jones da yine dizilerine paralel nitelikte sahnelerde yer alıyorlar. Ayrıca kahramanlarımızın sahneleri onlarla özdeşleşen renklerle ışıklandırılmış aynı solo dizilerde olduğu gibi. Bu ışıklandırma tarzının yine göze hitap ettiğini inkar edemesem de kör göze parmak biçimde uygulandığını da söylemeliyim. Karakterler bir araya geldiğinde de Daredevil’ı kırmızı, Jessica’yı mor, Luke’u sarı, Iron Fist’i yeşil ışıklandırma altında görmeye devam edersek sevdiğimiz bu görüntü yapmacıklaşabilir. İkinci bölümdeki çalışmasına da bir göz attığım yönetmen Clarkson, kendisine emanet edilen ilk iki bölümde görsel olarak çekici ve solo dizilerin tarzına göre daha deneysel bir çalışmaya imza atmış diyebiliriz. Fakat görseli kuvvetli sahneler zaman zaman seyirciyi hikayeden kopardığını fark etmeyecek kadar kendine güveniyor.
Bol bol yan karakter de görüyoruz The Defenders’ın ilk bölümünde. Foggy, Karen, Trish, Madame Gao, Malcolm… Hepsi daha ilk bölümden sahneye çıkıyorlar. Bu isimler aynı solo dizilerde olduğu gibi üzerine düşeni hakkıyla yapıyor ve diziye renk katıyorlar. Rosario Dawson‘ın Claire’i de yine solo dizileri aratmayacak biçimde, net bir günah işlemeden seyirciye itici gelmeyi başarabiliyor.
Son olarak, Sigourney Weaver‘in canlandırdığı Alexandra Raid ilk bölümden potansiyeli yüksek bir kötü karakter olacak gibi duruyor. Doğrusu diziyi izlemeye devam edersem sebeplerimden biri Alexandra’nın motivasyonunu öğrenmek olacak. Özellikle bölüm sonunda onun sorumlu olduğu kesin olan ilginç hadise merakımı körüklemedi dersem yalan olur. Fakat bitmek bilmeyen Hand meselesi The Defenders’da da başlıca konulardan biri ve doğrusu ben artık Hand’e karşı gram heyecan duymuyorum. Daredevil’ın ikinci sezonunda vasatlaştırılan Hand, Iron Fist ile çekilemez bir hale gelmişti. Üstelik bu sübjektif olmaktan çıkacak kadar ortak bir fikirken The Defenders’ı da Hand’e dayamak büyük bir hata olmuş. Dizilerin hayranlarının bir sezon daha, gökdelenlerin tepesinde oturan sofistike kötü karakter ve ona çalışan ninjaları görmeye dayanabileceklerini sanmıyorum.
Ve Sonuç! İzler Miyim?
The Defenders’ın ilk bölümü kötü olmasa da her şeye yetişmek için biraz çorba kıvamında olmuş. Bu yüzden dizi hakkında net söylemlerde bulunamıyorum. Nihayetinde diziyi en azından karakter motivasyonları netleşene ve benim bunları ne kadar ilgi çekici bulduğumu anlamama kadar diziyi izlemeye devam ederim. Ancak ne kendime ne size finalin görülmeye değer olacağı sözünü veremiyorum. Bunun için şimdilik içimden gelen…